PARTİ

158 22 4
                                    

Hani rüyanızda koşmanız gerekir ve koşamazsınız ya ne yapsanız da yerinizden kıpırdayamazsınız bende her gece ailemle geçirdiğimiz kazada arabanın içinde acılar içinde sıkışıp kalıyorum ve her seferinde biricik annemin kanlı yüzünü görüyorum.Bu sabahta diğer geceler ki gibi aynı rüyayı gördüm ve çığlıklar içinde hıçkıra hıçkıra uyandım.Ece yan odadan hemen koşup yanıma geldi artık kız da alıştı benim böyle uyanmalarıma . Eskisi kadar korkmuyor artık. Hemen soğuk bir su getirdi bana sarıldı uzun bir süre ağlayışım dinmedi her gece  aynı olayın çeşitli çeşitli kabuslarını görmekten çok yoruldum artık. Terlemiştim her tarafım su içindeydi hemen Ece beni banyoya götürdü ve ılık bir duş almam için suyu hazırladı. Suyun altında uzun bir süre kaldıktan sonra kıyafetlerimi giydim ve saatin daha sabah 07.00 olduğunu gördüm saçlarımı taramadan direk yatağıma girdim ve birazcık daha dinlenmek için uykuya daldım.

Ece benim kuzenim olur. Ailem vefat ettikten sonra teyzem beni sahiplendi, bana kendi çocuğu gibi baktı ve bugüne kadar getirdi. Şuan ailemden bana kalan evde Eceyle birlikte kalıyoruz 1 ay teyzem bizle kaldıktan sonra bizim burada kalmamızda bir sakınca görmedi. Evlerimiz bitişik olduğundan bizde en ufak korkumuzda direk teyzemlerin yanına gidiyoruz.

Alarmın iğrenç sesiyle yavaş yavaş gözlerimi araladım. Yatağımdaki yorganı ayağımla fırlatıp yataktan kalktım , ayağıma panduflarımı giydim ,banyoya gittim , elimi yüzümü yıkadım ve  sonra göz altlarımın mor olduğunu farkettim.Gece yine kabus gördüm ve bu kabuslar artık beni çok yormaya başladı. Ne kadar teyzemler psikoloğa gitmemi tavsiye etselerde ben gitmek istemedim. Kabuslarımdan konuşmaktan ve bunları birine bahsetmekten aşırı nefret ediyorum.
Yüzümü havluyla kuruladıktan sonra Ece'nin odasına gittim bir de ne göreyim kız üstünü giyinmiş saçını yapmış şuan da makyaj yapıyordu.
- " Ececim bune hız canım nereye yetişiyosun acaba sorabilir miyim?"
- " Kızım yarın parti vericez evde hazırlık yapmamız lazım asıl sendeki rahatlık ne ?"
- "Ece herşey hazır yiyecekler balonlar ,konfetiler , ses sistemi sadece evi süslemek kaldı."
- "Onu demiyorum Beril kıyafet bakmaya gideceğiz milleti ayıcıklı pijamayla mı karşılamayı düşünüyosun. Hadi çabuk hazırlan kahvaltıyı dışarda yapıcaz bizim çocuklarla buluşcaz."
- " Bizim çocuklar derken ?"
- "Ya Bora'yla Cüneytten bahsediyorum bizi sahildeki kafeye kahvaltıya çağırıyolar o yüzden üstüne düzgün bir şeyler giy."
- " Heh valla bir Cüneytle Bora eksikti bunlarda oldu tam oldu yani hem niye güzel giyiniyorum ya sevgilisi olan sensin kızım benim işim olmaz o işlerle ben kimseyi istemiyorum hayatımda."
- Ne atar yapıyorsun Beril ya iyi tamam giyinme ben giydiririm seni bana bırak bende o iş " dedi ve göz kırptı. Hergün bu delinin beni çocuk gibi giydirmesinden bıktım eşofmanlar varken neden insan giderde o rahatsız pantolonları giyer hiç anlayamıyorum. Bana kalsa ben denize bile pijamayla giderim.
Kolumdan çekiştire çekiştire odama getirdi ve sertçe yatağıma fırlattı. Bu kız yavaş yavaş güçleniyor mu yoksa bana mı öyle geldi çözemedim.
-" Beril ayağa kalk yanıma gel bakalım hangisi sana yakışacak." dedi. Ağır çekimde yataktan kalktım ve ayaklarımı sürüye sürüye Ece'nin yanına gittim.
İlk bir kot şortla bir bluz çıkardı hoşuna gitmedi, deri bir etekle beyaz bir askılı tişört çıkardı bunu da beğenmedi en sonunda deri bir pantolonla beyaz örme bir kazakta karar kıldık. Teyzem işte olduğu için mesaj atıp evden çıktık.Ece Borayla mesajlaşırken bende salakça etrafı izliyordum ki Ece'den bir inilti sesi geldi. Benim çok ama çok ilerizekalı kuzenim direğe çarpıp yeri boylamıştı. Yol boyunca güldük alnında direğin izi çıkmıştı resmen.

-
Yavaş yavaş kafenin kapısından girdik. Cüneytle Bora masada oturmuş bizi bekliyorlardı. Yanlarına gitmeden önce Ece hızlıca kolumdan tuttu ve kenara çekti;
-" Bak Beril sakın diyim direğe çarptığımı söyleme fena bozuşuruz" dedi. Gülmemek için dudaklarımı dişlerken tamam anlamında kafamı salladım. Ve masaya doğru yavaş yavaş gitmeye başladık.Cüneytle göz göze geldik ve bana gülümsedi bende ona gülümsedim aslında çok tatlı bir çocuktu ama ben kimseyi sevemezdim. Bugüne kadar kimse de beni sevmedi zaten. Birtek Cüneyt beni seviyordu. En ufak bir sorun çıksa yanımda bitiyordu. Zor günlerimde Eceyle Borayla ortak olup beni mutlu etmek için elinden geleni yapıyordu aslında seviyordum ben bu çocuğu. Hakkını ödeyemeyeceğim birkaç insandan biriydi kendisi.Masanın önüne gelince Eceyle Bora birbirine sarıldı. Bizde Cüneytle el sıkışıyordukki beni kendine çekip sarıldı.
-"Beril, Marmara'yı kazanmışsınız. Çok sevindim ama bir o kadar da çok kırıldım. Neden bana haber vermedin."dedi. Şaşırmıştım doğrusu bana hiçbir erkek bu kadar güzel sarılmamıştı. Hatta hiç erkekle sarılmadım ben. Ne diyeceğimi bilemedim. Bir kaç dakika mal gibi kaldıktan sonra;
-" Ee Cüneyt kusura bakma bizde sevinçten ne yapacağımızı şaşırdık. Yarın bunun için parti veriyoruz siz de davetlisiniz zaten bol bol eğleneceğiz. Belki gönlünü de alırız değil mi Ece " dedim ve Eceye göz kırptım. Cüneyt'in gülümsemesi tüm yüzüne yayıldı.
Birbirimize uzun uzun sarıldıktan sonra masamıza oturduk. Borayla Ece yan yana oturdu ve Cüneytle ben yan yana oturduk. Biraz sonra garson geldi ve menü getirdi. Ortaya 4 kişilik bir kahvaltı sipariş ettik. Eceyle Bora derin bir sohbete dalmışlardı. Cüneyt bana doğru dönüp;
-"Beril, burdan gitmeni istemiyorum. Senin yanındayken bile seni özlerken sen burdan gittiğinde nasıl yaşayacağımı bilemiyorum" dedi.O kadar güzel konuştu ki ağzım beş karış açık çocuğun yüzüne bakakaldım.Ben daha birşey söyleyemeden konuşmaya devam etti.
-" Lütfen birşey deme senin haberin olmadan ben kaydımı sizin üniversiteye aldırdım. Artık sensiz bu şehrin bir anlamı kalmayacaktı çünkü. Seninle birlikte olmak için yaptım lütfen anla beni." dedi. Bu sırada Eceyle Bora konuşmalarını bırakmış bizi dinliyorlardı.Eceden bir çığlık geldi.
-" Ohaaa inanamıyorum Beril bak birde ben kimseyi istemiyorum diye bana atar yapıyosun.Çocuk daha ne yapsın seni sevdiğini göstermek için dedi" Borada ordan Cüneytle yumruk tokuşturdu.
-" Helal olsun kardeşim sevginin arkasından koş" dedi. Sertçe sandalyemi itip hızlıca tuvalete doğru koştum.Peşimden Beril diye çağırıyorlardı. Ama umrumda değildi acilen yalnız kalmaya ihtiyacım vardı. Hızlıca lavabonun kapısını açtım, klozetin kapağını kapattım , üstüne oturdum ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Bir süre sonra Ece bağırarak lavaboya girdi.
-" Beril, lütfen böyle yapma artık hayatına birilerini almalısın. Herkesi reddettin lütfen bu sefer de aynısını yapma. Bak çocuk gerçekten seviyor seni lütfen." Hızlıca lavabonun kapısını açtım ve
-" İstemiyorum Ece ben sevilmeyi haketmiyorum ailem bile beni terketti ne mâlum bunun da beni terketmeyeceği."
-" Ya lütfen bir şans ver herkes bir şans verilmeyi hakeder. Bu şansı kendine de tanı biraz herkesten çok hakediyosun.Sen mutlu olmayı en  fazla hakeden insansın. Lütfen dene lütfen. Ben kefilim eğer seni üzecek en ufak bir şey yaparsa üniversiteden kaydını sildirecek. Seni mutlu etmesine izin ver olur mu ?"
-" Bilmiyorum Ece aniden sevemem ki ben kimseyi ama denicem sırf  sana güvendiğim için. Cüneyt'in sevgisine güvendiğim için. "  Kollarını kocaman açtı ve "Gel buraya şebek" dedi ve hızlıca kucağına atladım ve doya doya sarıldım biricik kardeşime. Elimi yüzümü bir bebeği temizler gibi yıkadı akan makyajımı sildi ve tekrardan makyaj yaptı.
-" Hadi bakalım kahvaltımız gelmiştir gidelim yavaş yavaş dedi." Giderken kolundan tuttum ve " Lütfen senin yanına oturayım çocuğu yüzüstü bıraktım." dedim.
-"Aman Beril saçmalama nolucak sanki Borayla kaç haftadır görüşmedim özledim sevgilimi hem Cüneyt ne diyecek ki kıyamaz o sana lütfen bizi Borayla ayırma ." masum kedi bakışlarından atıp lütfen lütfen diyip duruyordu.
-"İyi ya tamam Allahın cezası sanki toptan ayırdım sizi diyip hızlı hızlı masaya gittim ve Cüneyt'in yanına oturdum. Cüneyt'in o delici bakışlarını üzerimde hissediyordum. Eceyse çoktan Boraya kahvaltısını yedirmeye başlamıştı. Önümde bir hareketlilik farkettim yan tarafıma yavaşça döndüğümde Cüneyt tabağıma kahvaltılık bir şeyler koyuyordu. Herşeyden koyduktan sonra başını kaldırdı ve gözlerimin içine baktı. Bir süre bakıştıktan sonra "teşekkür ederim" dedim.
-"Birşey değil yalnız onların hepsi biticek."dedi.
-Ufak bir gülücük atıp " tamam babacım hepsini yiyeceğim."dedim. Ve oda kendi tabağına birşeyler koyup yemeye koyuldu.
Yemeğimiz bittiğinde Borayla Cüneyt birşeyler konuşuyordu bizde Eceyle internetten elbiselere bakıyorduk.
Çok beğendiğim siyah rengi  straplez V detaylı bir elbise vardı ve onu almak istiyorum dedim. Ece'de
-" Oha çok güzel yakışıcak bu sana hemen almalıyız dedi ve kendine de siyah bir kıyafet beğendi. " Boralara söyleyip bizi o mağazanın önüne bırakmalarını rica ettik.
Yavaş yavaş toparlandık Cüneytle Bora kasaya hesabı ödemeye gittiler.
Bizde dışarı arabanın yanına gittik. 5 dk sonra geldiler ve arabaya bindik. Cüneytle ben arkaya oturduk. Ece Bora'nın yanına ön koltuğa oturdu. Her zaman ki gibi sessiz olan Cüneytle bendik. Cüneyt sessiz sessiz camdan dışarıyı izliyordu. Bende kendi tarafımdaki cama döndüm ve dışarıyı izlemeye koyuldum. Kısa bir süre sonra istediğimiz mağazanın önündeydik. Arabadan indik. Ve yarın görüşmek üzere vedalaştık.

KİMSESİZ-ASKIDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin