İDDİA

81 19 5
                                    

Çocukluğumda parka gitmezdim ben çünkü herkesin annesi babası çocuğunun salıncağını sallarken ben tek başıma salıncağı ayağımla sallamaya çalışırdım. En son gittiğimde 7 yaşımdaydım. Ve o gün aynı şekilde salıncağımı başarıyla sallamıştım. Uzun süre sallandıktan sonra yan tarafıma bir kızla annesi gelmişti. Annesiyle mutlu mutlu sallanırken ben de onları izliyordum ki salıncağımın durduğunu farkettim. Ve ağlamaya başlamıştım. Sonra yanıma mavi gözlü bir çocuk gelmişti ve neden ağladığımı sormuştu. Ben ise salıncağımı sallıyorum sallıyorum ama duruyor benim salıncağımı sallayacak bir annem yok demiştim. O ise gözümdeki yaşa baş parmağıyla dokunup gözünden su akmasın senin ben sallarım seni demişti. O gün mutluydum ben. Beni mutlu eden çocuktu o Cüneytti. Benim yıllarca sevmediğim ama beni deliler gibi seven çocuk. Hayatıma ne zaman girse beni mutlu eden insan. Dün gece beni yine dünyanın en mutlu insanı yaptı. Hayatımda ilk kez biri benim için böyle birşey yapmıştı. Seviyordum ben Cüneyt'i deliler gibi aşık olmasam da ona karşı boş değildim. Kendime bile itiraf edemiyordum ki bunu. Biri beni seviyordu. Sevmenin ne olduğunu o kazada kaybettim ben. Bana yeniden öğreten ilk insandı Cüneyt. Seveceğim adamdı belki de ömrümün sonuna kadar hayat arkadaşım olacaktı.

Dün Akşam
Dudaklarımdan vücuduma sıcaklık yayılmaya başladı. Sanki vücudum biraz sonra alev alacak gibiydi. Dudaklarımız birbirinden ayrıldığında gözlerimi sımsıkı yumduğumu farkettim. Kulaklarım uğulduyordu, gözlerimi yavaş yavaş açtığımda ilk bir saniye karanlıktı herşey yavaş yavaş ışıklar belirmeye başladı gözümde. Sonra da büyük alkış seslerini duymaya başladım Ece yanıma gelmiş deliler gibi çıglık atıp zıplıyordu. Cüneyt ise karşımda beni izliyordu. Hala yakındık birbirimize. Birbirimize gülümsedik ve Cüneyt belimden tutup beni deliler gibi döndürmeye başladı. "Seni seviyoruuum Beril'im" diyordu. Ben ise kahkaha atmaya başlamıştım. Hala arkada bizim şarkımız çalıyordu. Cüneyt beni yere indirdikten sonra bu kez ben öptüm onu şaşkınlıktan ne yapacağını şaşırdı ilk bir iki saniye ve oda beni deliler gibi öpmeye başladı. İlk öpücüğümü aşık olduğum insanla yapmamıştım ama sevdiğim insanla yapmıştım. İlk aşkım bu insan olabilirdi belki. Olmasa bile pişman olmam gerekmiyordu Cüneyt'i öptüğüm için. Dudaklarımız ayrıldığında dudaklarıma doğru "Seni çok seviyorum" dedi. Ben de dudaklarına doğru "Bende seni seviyorum" dedim. Tamı tamına doğru değildi. Belki severdim. Dibine kadar hatalıydım. Hayatıma birini almak için artık kendime bir şans vermem lazımdı. Bu hem benim için iyi olacaktı hemde etrafımdakiler için. Birbirimize sımsıkı sarıldık ve masaya doğru el ele yürümeye başladık. Masaya oturduktan sonra Ece ile Bora hemen yanımıza geldiler. Eceyle deliler gibi sarıldık. Ece manyağı benden daha çok sevinmişti.
" Ya Beril demiştim sana mutlu olacaksın demiştim. Şu yüzüne bak gülümsemekten alıkoyamıyosun kendini. Benim biricik kuzenimin yüzü güldü. Birtek bana gülerdin sen o da acı acı. Cüneyt seni mutlu ediyor Beril bırakma sakın onu olur mu? " dedi ve yanağımdan öptü.
" İnşallah o beni bırakmaz Ece ben sadece bunun için endişeleniyorum" dedim ve sarıldım biricik kuzenime. Borayla da tebrikleştikten sonra yavaş yavaş toparlandık ve dışarı çıktık. Bora;
" Kızlar bu kadarlık eğlence yeter bu gecelik. Hepimiz yorulduk. Yarın da bir sürü işimiz var evi temizleyeceğiz. Ece Hanımlar öyle buyurdu hadi bakalım eve gidelim" dedi ve arabaya bindi. Biz de peşinden bindik. Cüneyt kapımı açtı ben bindim ve kapımı kapatıp kendi tarafına geçti. Kolunu omzuma atıp kendine çekti ve başımdan öptü. "Senden hiç ayrılmak istemiyorum "dedi. Ben de başımı yukarı kaldırıp gülümsedim. ". Sabaha kadar sabret erkenden beni almaya gel beraber koşuya gidelim sahilde" dedim. Küçük bir kahkaha attı ve " Sen iste yeterki ben her yere gelirim" dedi. Uzanıp yanağından öptüm ve başımı boynuna gömdüm. Kokumu gidicekmişim gibi içine çekiyordu. Ben de kokusunu içime çektim bir insan nasıl bu kadar güven kokardı, Cüneyt kokuyordu işte. Hiç çekinmeden kendimi teslim etmiştim ona. Neydi ki bu içimdeki his neydi bu midemde kıpırdayan şeyler.
Biraz sonra evin önünde durduğumuzda arabadan indik. Cüneyt bana kısa bir bakış attı. Başta ne olduğunu anlamasam da birden kahkaha atmaya başladı sonra bana sıkıca sarılıp " Ben seni hak edecek ne yaptım? İyi ki hayatımdasın iyi ki bana evet dedin seni asla üzmeyeceğim" dedi ve alnıma uzun bir öpücük kondurdu. Bu gerçekten harika bir histi. Birine ait olmak, onun olmak ve en güzeli de onun tarafından sevilmek. Uzun uzun gözlerine baktım ve "Beni sakın bırakma olur mu? Bir acıyı daha kaldıramam Cüneyt. Bana sakın böyle bir kötülük yapma. Doğruyu söylemek gerekirse ben seni senin beni sevdiğin gibi sevmiyorum ama sakın kırılma sen bana öğret sevmeyi. Ben nasıl seveceğimi bilmiyorum. Bir insan nasıl sever hiç bilmiyorum." dedim ve başımı önüme eğdim.Gözümden bir damla yaş yanağıma doğru süzüldü. O sırada Cüneyt çenemden hafifçe tutup yukarı kaldırdı. O kadar narin tutuyordu ki sanki kırılacak değerli bir vazo gibiymişim gibi hissettim. Yanağımı avucunun içine aldı ve baş parmağıyla yanağımdaki yaşı sildi.
"Bir daha ağladığını görmek istemiyorum Beril'im. Sen ağlayınca kalbime sanki camlar batıyor. Sen benim yüzümden asla ağlamayacaksın. Seni üzeni bende üzeceğim bu senin en yakının bile olsa yapacağım bunu." dedi ve alnını alnıma yasladı ve devam etti " Sen asıl beni bırakma olur mu? Sensiz ben bir hiçim Beril..." dedi ve alnımdan öpüp başımı hafifçe kaldırdı. " Olur mu sevdiğim sakın bize bunu yapma" dedi. Başımı hafifçe salladım.
"Söz veriyorum bu ilişkiyi bitirecek olan insan asla ben olmayacağım." dedim. Yanağıma ufacık bir öpücük kondurdu ve " Hadi eve git üşüyeceksin bu elbiseyle yarın sabah seni alırım beraber koşuya, ordan da kahvaltıya gideriz olur mu?" dedi. Hızlı hızlı başımı salladım " Harika olur sabah beni ararsın sahile gideriz" dedim ve yanağından öpüp bahçe kapısından içeri girdim. Arkamdan küçük bir kahkaha attı " Seviyorum be seni" diye bağırdı. Arkamı dönüp avucuma bir öpücük kondurdum ve ona doğru üfledim o da aynısını yaptı. Sırıtarak merdivenleri çıkarken arabanın çalışma sesini duydum bi kaç saniye sonra ise Bora tam gaz yüklendi ve gittiler. Başımı yukarı kaldırdığımda Ece'nin muzip sırıtışını fark ettim.
"Ne oldu Ece neden sırıtıyorsun" dedim. Cüneytle ilişkimi daha konuşmaya hazır değildim.
" Birşey olmadı." dedi ve devam etti "Ya Beril ben sana dememiş miydim mutlu olacaksın diye hala gülüşün yüzünden silinmiyor. " Güldüğümü yeni fark ediyordum. Gerçekten de hayatımın en mutlu günlerini yaşıyordum. Daldığım düşüncelerden hızla kurtulup Ece' ye döndüm
" Hadi hadi Ece Hanım aç kapıyı dondum ve acayip yoruldum bir an önce yatıcam." dedim . Ece de oflayıp "İyi be tamam tamam senle de iki laf konuşulmuyor bunun acısını ilerde senden çok fena çıkarıcam Beril haberin olsun." dedi ve kapıyı açtı. Kapıdan içeri girerken Ece'nin atarına karşılık verdim.
"Görücez bakalım kim kimden neyin acısını çıkarıyor." Bu kız beni iyice delirtiyordu. Telefonumu hırkamın cebinden çıkartıp, hırkamı portmantoya astım ve sertçe topuklularımı merdivenlere vura vura yukarıya çıkmaya başladım. Ece hala aşağıdan bağırıyordu.

KİMSESİZ-ASKIDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin