●elli dört●

1.8K 130 36
                                    

"Bırak da yardım edeyim!"

"Hayır."

"Hadi ama hyung, sadece yardım etmeme izin ver!"

"Hayır dedim. Orada otur ve izle."

Jimin pes etmiş ve ocağın karşısındaki mutfak tezgahına yaslanmıştı. Jimin'lerde olmalarına rağmen, Yoongi yine de ikisi için pankekler yapmak istiyordu. Sonuç olarak mutfağa gelmişlerdi ve Jimin tezgahta otururken, ocağın önünde uğraşan hyungunu yüzünde kocaman bir gülümseme ile izliyordu. Büyük olan kendi Jimin'i için pankekleri elinden geldiğince iyi yapmaya çalışıyordu. Onu etkilemek istiyordu.

"Çoook güzel kokuyor hyung!"

"Gerçekten mi, bebeğim?" Yoongi'nin bunu tekrardan söylemesi küçük olanın tekrardan kızarmasına neden olmuştu, çünkü o bir küçük kelime Jimin'in kalbinin hızlı atması için fazlasıyla yeterliydi.

Sarışın olan yüzünü Jimin'e döndüğünde, daha da kızarmıştı. Kırmızı yüzünü saklamaya çalışıyor, kafasını aşağıya eğip ayaklarını sallıyordu. Yoongi ellerini Jimin'in bacaklarının üzerine koydu ve küçük olanın dudaklarına kısa ama sert bir öpücük kondurmuştu. Bu onların ikinci öpücüğüydü. Birincisinden sonra araları garip bir hal almıştı. Sonraki bütün zaman içinde aptal gibi gülümsemiş ve şehirde turlamışlardı. Eve gitmeden önce de süpermarketten çikolata, cips, biraz daha dondurma, Pockyler, milkshake ve buna benzer tatlı şeyler almışlardı.

"E-evet g-gerçekten.." Jimin bakışlarını tekrardan yere indirmişti çünkü Yoongi küçük olana gülerken Jimin gittikçe biraz daha kızarıyordu. Ama Yoongi resmen içinden mutluluktan dolayı resmen bağırıyordu ve kalbi patlayacakmış gibi hissediyordu. Hislerin tam olarak açıklayamıyordu, sadece Jimin'in yanında olduğu için çok mutluydu. Ve şimdi ise küçük olan ona aitti. Kimse onu Yoongi'den alamazdı ve Yoongi, Jimin'in gitmesine asla izin vermeyecekti. Küçük olana fazlasıyla aşık olmuştu, daha önce inkar ediyor olmasına rağmen. Sarışın olan yine canının yanmasından korkuyordu, bu yüzden Jimin'e karşı olan hislerini görmezden gelmeye çalışmıştı. Ama bunu yapmak sandığından da zordu. Küçük olan oldukça mükemmel bir insandı, onu sevmek zorundaydı.

Aptal gibi gülümseyerek pankekleri yapmaya devam eden Yoongi, işini on dakika içerisinde bitirmişti. Yedikten sonra koltuğa geçip cips ve diğer şeyleri yerken film izlemeye başlamışlardı. Yan yana oturuyorlardı ve aralarında çok az boşluk bırakmışlardı. Her zaman olduğu gibi ilk adımı atan yine Yoongi olmuştu, kolunu Jimin'in omzuna atarak sarmıştı.

Küçük olan gülümsemesini durduramıyordu, hissettiklerini anlatmak için mutluluktan daha fazlası gerekliydi. Yoongi'den çok hoşlanıyordu. Dürüst olmak gerekirse, konuşmaya başladıklarından beridir durum böyleydi. Jimin, Yoongi'nin onu bu şekilde sevebileceğine ihtimal bile vermemişti ama Yoongi böyle davrandığı için mutluydu.

İlk film bitmişti, bu yüzden ikinciyi dvd'yi oynatıcıya yerleştirmişlerdi. Zaman geçtikçe Yoongi'nin filme olan konsantrasyonu azalmaya başlamıştı. Büyük olan on dakikadır arkadaşını seyrediyordu ve hala ona bakmayı bırakamamıştı. Yoongi'nin gözünde Jimin dünyaya gelmiş en güzel varlıktı. Küçük olanın üzerine uzanmış ve dudaklarını Jimin'in dudaklarına bastırmıştı. Jimin ilk anda şaşırmıştı ama deli gibi atan kalbi ve kırmızı yanakları ile öpücüğüne karşılık vermişti. Ama bu seferki öpüşmelerinde elini Yoongi'nin yanağına koymuştu, diğer eli de sırtındaydı. Öpücük yumuşak, nazik ve şirindi ama ayrıca tutkuluydu. İkisi de mutludan daha fazlasıydı. Eğer her anı, her dakikayı birlikte geçirebiliyor olsalardı, yatakta birbirlerine sarılır, filmler izler, konuşur, yemek yapar ve.. öpüşürlerdi. Her zaman, sadece birbirleriyle zaman geçirirlerdi. Ama bunu uygulamak kolay değildi.

Öpüşmey kestiklerinde Yoongi dudaklarında küçük bir gülümseme ile Jimin'in gözlerinin içine bakarak mırıldanmıştı. "Senden gerçekten de hoşlanıyorum göt herif."

#sadlife [yoonmin ]▶[Türkçe Çeviri]◀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin