\ 12 /

2.4K 255 67
                                    

"Sana inanamıyorum."

Başından kaskını çıkarıp ona uzattı. Gözlerini onlarca dev kırmızı çizgili beyaz çadırda heyecanla gezdirirken mırıldandı.

"Böyle bir şeyi kesinlikle beklemiyordum."

Şaşkınlıkla etrafına bakan gence gülümseyerek motorundan indi, kaskları motorun kollarına astı. Boşta salınan elini tutmak için yanıp tutuşan arzularını bir kenara bırakıp elini basitçe omzuna koydu.

"Gidelim mi?!"

"Ne göreceğimi bilmiyorum ama hepsine bakmak istiyorum."

KyungSoo küçük bir kahkaha attığında Jongin şaşkınlıkla ona döndü. Bordo tişörtü ve kask yüzünden dağılmış saçları pembeleşen yanakları ile sanki olması gereken buymuşçasına uyumluydu. Siyahlarından sonra bordo ile gördüğü gencin gerçekten o olup olmadığına ilkin emin olamasa da güzel gülüşü ile gerçek olduğunu teyit etmişti.
Alnında dağılmış saçları dikkatini çekince elleri o bir tutam saça kaydı. Sağa sola savurarak onlara şekil verince gülümseyerek başını salladı.

"Şimdi oldu."

Jongin küçük başarısı ile gurur duyarken KyungSoo gözlerini ondan ayırmadan yüzündeki her bir duygu kıvrımında gezindi. Kendisinden bir karış kadar uzun olan gence uzanıp dudaklarının biraz aşağısına dudaklarını yasladı. Jongin bu dokunuşla kirpikleri titrerken gözlerinin kapanmaması için direndi. Bakışları diğerinin gözlerine kaydığında yarı aralık kendisini süzüşü ile titredi. Birisini, birisinden de öte bir erkeği böylesi etkiliyor oluşu beyninde karıncalanmalara neden olsa da o kişinin KyungSoo oluşu ve güzel gözlerindeki tutku ve arzu ile kendisini süzüşü gururunu okşuyor oluşuna anlam veremiyordu, her defasında kapıldığı bu dokunuşlar kalbinin derinliklerinde kuvvetli bir yangın başlatıyor ve Jongin bu yangının sıcaklığına, parıltılı alevlerine çekiliyordu. Teninde kayarak çenesinde duran gencin boynuna sardı elini. Baş parmağı uzanabildiği yerleri okşarken diğerini daha fazlasına davet ediyordu. KyungSoo gülümseyerek ayrıldı, boynunu okşayan eli avuçlarının arasına aldı. Geniş ayasına parmağı ile adını yazdı.

"Ne yapıyorsun?"

KyungSoo gülümseyerek kaşlarının altından ona baktı.

"Sana büyü yapıyorum."

"Yapmamış mıydın zaten?!"

KyungSoo küçük bir kahkaha attı.

"Benden büyülendiğini mi söylüyorsun yani?"

Jongin basitçe güldü.

"Sana kapılmamın başka bir açıklaması olamaz. Hala bir erkekle randevuya çıktığıma inanamıyorum. Üstelik de bu erkek beni bir sirke getirdi. Tuhafsın. Fazlasıyla tuhaf. Seninle yaşadığım her şey tuhaf. Ama bu hoşuma gidiyor ki bu daha da tuhaf."

KyungSoo yüzünden silinmeyen gülümsemesi ile onu çadırlardan birine çekiştirdi.

"Kabul et. Bana vurgunsun, tutkunsun, seviyorsun. Hatta beni arzuluyorsun."

Jongin koşarak kendisini çadıra sürükleyen gence başını salladı.

"Kendine fazla güveniyorsun."

Sk8er BoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin