\ 6 /

2.8K 268 27
                                    

Elindeki pipet, tedirgin parmaklarının arasında kıvrılıp bükülmekten saymayı üşenebileceği kadar çok kat oluşturmuştu.
Kelimelere sanki kıran girmişti.
Yerin dibine girmiş ya da uzaya kaçmış bile olabilirlerdi. On beş dakikadır yüreğini kemiren sessizliklerine başka izahat bulamıyordu. Gözleri etrafta gezinirken ansızın birbirini buluyor suç üstü yakalanmış kanunsuzlar gibi ustaca kaçışıyordu.

Elinde can çekişen kahvenin pipetini daha fazla kıvrılmaktan diğerinin sorusu kurtarmıştı.

"Kafenin adı neydi?"

"Black Star."

"Hımm. Orada mı çalışıyorsun?"

"Hayır. Orada kalıyorum."

"Nasıl yani?! Kafede mi?"

"Aslında kafemiz üç katlı. Ben ikinci kattaki terastan bozma odada kalıyorum. "

"Kafenin sahibi sen misin?"

"Hayır arkadaşımın. Ben orada kalıyorum. Kira karşılığı değil de bir nevi minnet borcu için orada sahne alıyorum."

KyungSoo bir süredir takip ediyor olsa bile yeni yeni konuşmaya başladığı Jongin'e kolayca her şeyini anlatıyor oluşuna şaşırdı. Oysa ki hislerini gizleyen biri olmasa da pek anlatan biri de değildi. Belki de kalbinde ona karşı duyduğu yakınlık ile dilindekiler kolayca diğerinin önüne dökülüyordu.

"O zaman sen de benim gibi borçlu kalmayı sevmiyorsun."

"Evet."

"Ortak bir noktamız varmış demek ki KyungSoo. Yani tamamen zıt değilmişiz."

"Buna sevindim."

Jongin KyungSoo'nun ailesi ile kalmayışına şaşırmasa da ailesi olup olmadığı konusunda endişe ile karışık bir merak duygusu ile kıvranıyordu. Bu tipler genelde başına buyruk, ipi kopuk, özgür ruh havasında olurlardı. Ama KyungSoo onlardan bir parça farklı görünüyordu. Kibar olmak gibi. Sorumluluk sahibi gibi duruyordu. Derslerinde başarılı olması gibi. Yine de tişörtünün yakasından boynuna uzanan dövmeleri ile aslında tam da o tiplerden olduğunda ısrar ediyordu.

"Ailen?! "

"Neden ailemle kalmadığımı mı soruyorsun?"

"Evet. Yaşıyorlar değil mi?"

"Evet. Hayattalar. Ama bir takım sorunlar  yüzünden onlarla kalmıyorum."

"Senin de mi kuşak çatışması sorunların var?!"

"Sanırım öyle bir şey. Onların isteklerine uyamıyorum. Ya da onlar benim isteklerime uyamıyor."

"Evi terk mi ettin?"

"Sayılır. Tercih etmemi istediler.
Ya kalıp onların kuklası olacaktım ya da başımın çaresine bakacaktım."

"Ve başının çaresine bakmayı tercih ettin?!"

"Evet."

Jongin'in yüzünde beliren buruk gülümseme KyungSoo'nun kalbindeki endişeyi yüzünde tüllendirmişti.
Jongin onun endişesini farkedince söylemekte kararsız kaldığı kendi sorunlarının kıyısından da olsa diğerine bahsetmeye niyetlendi.

Sk8er BoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin