"Unutma! Ben senin içindeydim büyüdüm ve büyüdüm çıkmam gerek... beni hatırlamadınmı? Toplumda biriktirdiğin kin,nefret,acı,yalan... Beni hep besledin, teşekkür ederim. Kan ve ölüm, acı ve çığlık bunlar benim meziyetim eskilerden beri icinizde sakladim araniza fitne soktum... İçinde yaptıklarım ile gurur duymalısın sadece para denen bir kağıt parçasına taptırdım, düşüncelerinizi sınırladım ve isteklerinizi ben ayarladım: o eve gerçekten ihtiyaçmı duyuyordun yoksa herkes mi istiyordu? Tabletini kendin için mi aldın, yoksa herkeste var olduğu içinmi... ben kimmiyim? Sistem? Şeytan? Kapitülasyon? Olum? Dogum? Hepsi? Hiçbiri? Bu önemli değil önemli olan kim olduğum değil ne yaptığım ve asıl önemli olan, uyanıyorum, uyanıyoruz ve sonunuz bu olacak oscar. birinin kahkahası bir başkasının ağlaması olacak,ölüm ve kaos normal karşılanacak size hediyemi ise sakladım çıkışım ile birlikte hediyemi vereceğim kuleden size bakacağım ve bir toplumun doğuşuna ev sahipliği yapan yer tüm dünyanın dehşet dolu çöküşüne ev sahipliği yapacak. Ya ben yok olacağım ve hediyem ile çöküşe geçeceksiniz veyahut hediyem mahvedilecek ve benim şiddetli gazabıma uğrayacaksınız hanginiz kendini güçlü sanıyor? Ama değil! ben yaptıklarınızın karşılığını burada vereceğim ve siz bunu bildiğiniz halde devam edip beni acı ölüm ve kan ile besleyeceksiniz fakat sonuç dayanılmaz olacak. Fatih! Ancak beni o uyutabilir eski Fatihler bunu başardı. Ya yenileri?" Oscar siyah ve ürkünç bir ortamda kendisini ve onu izliyordu,onun ne olduğu hakkında bir bilgisi yoktu. Ama kendini bu dehşet verici cümleleri dinlerken görmek onu korkutuyordu. Konuşma bittikten sonra ensesinde ıslaklık hisseden oscar irkildi elini ensesinde gezdirdi yukarıdan damlıyordu. Başını kaldırmasıyla bir çığlık attı bir mezbaha görüyordu,insan mezbahası...(yanlış yazdıysam affola) O şey ve kendisi uzaklaşmıştı kendisinden ama arkasından bir ayak sesi duydu tak..tak..tak eli sızlıyordu eline baktığında kırmızı harfler ile şu yazıyordu"TALFU" yukarıda ayaklarından asılı olan cesetlerden biri üstüne düştü. Arkasındaki sesler hızlandı ve yanına gelince durdu. Yüzü parazitli bir şekilde gözüküyordu, parazitli ve bulanık. Gördüğü şey fötr şapkalıydı. Oscarı bir süre süzdükten sonra üç kişi daha geldi ve dört at onları takip etti. Üzerindeki cesedi iterek üstünden attı ve yüzüne baktı cesed kendinin cesediydi alnında ise Paris yazıyordu. Yukarıdaki cesetlerin hepsi onun cesediydi ama hepsinin alnında farklı bir şehir yazıyordu: istanbul, Sidney, Yamagata, Abha, naples... bu beş ceset sırayla asılmıştı. Oscar dört adamın yüzlerine baktı sadece karanlık vardı yüzleri gözükmüyordu. En arkadaki adam Oscar onları henüz süzememişken atın üstünden bir kılıç alıp göğüsüne soktu.
Aniden Oscar yatağından sıçradı. Yatağının hemen önündeki aynadan ter içindeki yüzüne baktı. Kendini "sadece saçma bir rüya, Çok fazla film izlediğimden olmalı" sözleriyle avuttu fakat hala korkuyordu. Yatağın yanındaki saate baktı. İş görüşmesine hala altı saat vardı. Yatağından doğruldu ve lavaboya gidip elini yüzünü yıkadıktan sonra çıkıp ışığı kapatmak için düğmeye bastı ve ışık açıldı. Işığı açmamıştı bile. Işığı kapatıp aylak adımlarla mutfağa yürüdü. Buzdolabını açıp ufak domateslerden bir avuç aldı. Bu domatesleri seviyordu çünkü ufak ve rahatlıkla ağıza atılabiliyordu. Buzdolabının yanındaki çekmeceyi açıp bir bıçak çıkardı. Her ufak domatesi ortadan ikiye böldü. Birkaç parça kahvaltılık çıkarıp masaya oturdu ve mutfaktaki televizyonu açtı. Haberleri normalde pek izlemezdi ancak izlediği haber tüylerini diken diken etti. Çünkü istanbul, Sidney, Yamagata, Abha ve naples şehirlerinde mezbahalarda hayvanların arasına asılmış insan cesetleri ile ilgili bir haberdi, rüyasındaki gibi...
Kahvaltısını çabukça edip hazırlanan Oscar evin girişindeki listeye baktı. Önce, annesinin evinde bıraktığı belgeleri alacaktı ardından şirkete gidip mülakata girecekti. Evinden çabucak çıkan Oscar asansöre gitti. Kapısında büyük harfler ile " SERVİS DIŞI" yazıyordu. Merdivenlere yönelen Oscar hızlı adımlar ile aşağı indi. Sokağa çıkıp taksi beklemeye başladı. Kısa bir bekleyişin ardından taksi gelmişti. Eliyle işaret verdi ve gelen taksiye bindi. Ama hala aklı o rüyada ve haberdeydi, nasıl böyle birşey mümkün olabilirdi? Taksiciye gideceği yeri tarif ettikten sonra pencereden dışarıyı izlemeye başladı. Aklına aniden gelen bir ayrıntı ile panikledi. Paris! Nasıl unuttum bunu diye düşündü Paris'te birimi ölecekti? Eğer Paris'te biri ölürse bunun normal bir rüya olmadığını anlayacaktı. Peki TALFU neyin nesiydi bilinç altındaki birşey olduğunu pek sanmıyordu. Şöför koltuğundaki adam "bayım!" Diye seslendi "ne oldu" diye cevap verdi Oscar. Şöför gülümseyerek geldik Dedi. Durduklarının bile farkına varmamıştı. Şöförün parasını verdi ve arabadan inip Annesinin evine yürüdü. Aklını durmadan gördüğü rüya kurcalıyordu. Annesinin evine vardığında kapıyı yavaşça çaldı. Annesi kapıyı açtıktan sonra oğlunu kucakladı. "Hadi içeri gel bende şimdi seni arayacaktım" Dedi. Annesine gülümseyip içeri girdi. Salona oturup "anne fazla duramayacağım biliyorsun saat beşte iş görüşmem var. El çantamı nereye koydun içindekiler iş görüşmem için lazım." Annesi elini alnına vurup "Çok özür dilerim oğlum bu bunak annen çantanın senin olduğu unutup bir dilenciye verdi." Diyerek özür diledi. Oscar annesine birşey diyemiyordu çünkü hastalıklarından dolayı bazen yemek yediğini bile unutuyordu. Ama hala sinirliydi eline Harika bir fırsat geçmişti ve an itibariyle kayıp gidiyordu. Oscar Annesine "Başım ağrıyor anne içerde biraz uyuyacağım" diyerek kendisinin eski yatak odasına girdi. Üstündeki kıyafetleri çıkarıp dolaptan iki yıl önce aldığı Nike hırkasını ve eşofmanını giydi. Görüşmeye iki saat kalmıştı. Telefonunu aldı ve şirketi aradı. İlk başta sekreter çıktı ve müdür ile konuşmasının mümkün olmadığını söyledi fakat Oscar ın ısrarı üzerine bağlamayı kabul etti. Oscar hat bağlandıktan sonra "Ben Oscar, sizinle konuşmuştum daha önce iş için." Dedi. Müdür " Evet bende sizi arayacaktım." Dedi ve boğazını temizleyip devam etti. "Sizin iş başvurunuz iptal edildi. İşe başka biri alındı kadro da fazlasıyla dolu." Müdür sözüne devam bile edemeden Oscar telefonu adamın yüzüne kapattı artık çıldıracak durumdaydı. Yatağa uzandı ve nekadar berbat bir gün geçirdiğini düşündü. Başı ağrıyordu ve sersemlemiş bir haldeydi. Uykuya ihtiyacı olduğunu düşündü ve gözlerini kapadı.
Rüyasında iki tane ufak, kırmızı gözlü ve siyah kürklü hayvan gördü. Arkalarında bir adam vardı. Adam uzun ve heybetliydi başındaki başlık onun yüzüne gölge düşürüyordu. Önündeki hayvanlar ise bir cesedin kollarını kemiriyordu. Adam başını kaldırdı ve "geliyoruz... geliyoruz" diye fısıldadı. Ardından eğildi ve elini kaldırdı. Aniden kırmızı kahverengi ve siyah kürklü hayvanlar cesedin üstüne atladılar ve iştahla yemeye başladılar okadar fazlalardılardıki ceset gözükmüyordu, sadece kan akıyordu. Adam ayağa kalktı ve "GELİYORUZ!" Diye haykırdı.
Aniden yerinden sıçrayan Oscar saate baktı, akşam olmuştu. Odasından çıkıp annesinin yanına gitti "geç oldu ben gidiyorum" diyerek yanağından öptü. Annesi ne kadar yemeğe kalmasını söylesede çıktı, birşeylerin doğru gitmediğini biliyordu. Sokağa indikten sonra yürümeye başladı. Telefonunu eline aldı ve haberlere baktı. Düşündüğü şey olmuştu .Paris'te bir et dükkanında insan cesedi bulunmuştu, haber bunun bir akım veya tarikat işi olabileceği yazıyordu. Az ileride bir çöp parçasına takıldı ve yere yığıldı telefon Oscar ın düşmesiyle beraber elinden uçtu ve hemen öndeki bir yağmur suyu ızgarasına düştü. Ayağa kalktığında lanetler okuyordu. Hışımla ileriye doğru yürümeye başlamıştı. Belki biri yardım edebilirdi. Biraz sonraki bir ara sokakta kapüşonlu birisi "lütfen bakabilirmisiniz? Şunu kaldırmak için yardıma ihtiyacım var" Dedi. Adamın yanına yürüdü "ne için yardıma ihtiyacın var?" Diye sordu. Adam belinden bir tabanca çıkarttı ve alnına bastırdı. "Senin parana ihtiyacım var..."~~~~. Bölüm ve hikaye hakkında lütfen görüş bildirin. İlk defa gerilim ile ilgili bir hikaye yazacağımdan dolayı önerileriniz çok önemli 😊 iyi okumalar~~~~<<
ŞİMDİ OKUDUĞUN
T.A.L.F.U
Misterio / SuspensoBir ölüm milyarları kurtarabilir, bir ölüm milyarları yokta edebilir. Ya ölü bir kişiden istediğin bilgileri alabilirsen savaşları önceden haber verebilirsen veyahut herbir olayı baştan yazabilirsen? Ölümü ile zaman içinde hareket edebildiğiniz ve y...