"Sana aşk itirafı yaptığına inanamıyorum."Nildayla koridorda ilerliyorduk.
"Evet, ya.Kendimden iğreniyorum."Nilda söyledi.
"İyiki biz seni yalnız bıraktık o zaman."Chris sinsice gülüyordu.
"Of, ya pislikler.Şu 9-ların hepsini bir kaseye döküp, ölene kadar çalkalamak istiyorum."Chrisle, ben nefesimiz kesilene kadar güldük.
İngilizce dersiydi.Ben Mrs.Norayı çok seviyordum.Çok başarılı bir öğretmendi.Hemde kızılı saçları vardı.Benimkı gibi.Oda bana saygı gösteriyordu.Yani her zaman derslerini
en iyi şekilde yapıyordum.Oda benim bu çabamın farkındaydı.
Şu Gezegenin sınıfıyla İngilizce öğretmenimiz aynıydı.Yani sık sık iki sınıf bir birini görüyordu.
Yemeğe gidiyorduk.Merdivenlerden indik.Nilda, Mary ve ben.Ben kenardaydım.Mary ortada ve Nilda onun sağında.Böyle gülüyorduk.Ben Gezegen diyicektim, ama söyleyemedim, ve resmen bir duvara çarptım.Gözlerimin birini açtım ve baktım."Özür dilerim."Edward bana gülümsedi.
"Allah aşkına tüm bunlar benim başımamı gelmeli!"Nildayla Mary hala kıkırdayarak bana bakıyordu."Gebere bilirmisiniz, lütfen."-söyledim.
Öğretmenimiz gelmediği için Gezegenin öğretmeninin sınıfında oturuyorduk.Mrs.Samantha yaşlı, gıcık, fen öğretmeniydi.
"Acaba şu masaların hangisinde Gezegen ve UFO oturuyor?"
"İğrenç.." Nilda bir adım arkaya doğru gitti.
Dersin ortasında masaya adımı yazdım.Cess.Nildaya "Buraya adımı kazıyorum" söyledim, ve oda sırıtdı.Sonra oda masaya Gezegen Ve Cess love yazdı.Bende onu kalemle sildim.Masalar berbat haldeydi.Ders bitince Mrs.Samatha elbetteki bunu farketti.Bağırmağa başladı."Siz bunu nasıl yaparsınız.Farketmeyeceğimimi sandınız, görürsünüz siz şimdi.Müdüre haber vereceğim.Sizi şikayet ediceğim." O bunları söylerken Gezegen geldi ve onu oyalamaya çalıştı.Bizde çaresizlikten masaları tırnakla silmeye çalışıyorduk.Sonra kaçmayı başardık.
"Ne yaptık ya." Söyledim."Yarın gidip onları silmeliyiz."Nilda cevap verdi.
Nildayla ayrıldık, okuldan çıkıyordumki, Gezegen geldi.
"Merhaba Cess," diye kekeledi.
"Merhaba."
"Bi şey söyleyeceğim.Nildayı çok seviyorum, ve onun bana böyle davranması, beni çok üzüyor.Lütfen bana yardım et...." Edward bunları söylerken arkasında bana mal mal bakan Chrisi gördüm.Onu bekliyordum, ama onun yerine davetsiz bir misafir gelmişti.
"Ve Mrs.Samanthayı oyalamaya çalıştım, size masalar konusunda yardım ediceğim.Beni dinlediğin için teşekkür ederim.Beni dinleyeceğini biliyordum."Gezegen konuşmasını bitirdi.Ve gülümsedi.Ben de başımı yana eğerek gülümsedim-bu benim "evet" demek tarzım ve en şeker halimdi.
"Benden yardım istedi, bu kadar.Yani bana doğaüstü ne söyleye bilirki?"
"Ah, tamam bye, aşkitom."Chris otobüsüne bindi.Bende arkasından el salladım, ve okul bahçesinden çıktım.Gezegeni gördüm, bana baktı ve el salladı.Ben hiç bir şey yapmadım.Yani bu olayları atlatmam gerekiyordu.
Evde instagrama baktım.İlk gelen bildirim-"Edward_199______ size arkadaşlık isteği atmıştır" oldu.Hadi ama.
Ertesi gün olaylara hala inanamayan Nilda gözlerini geniş açarak bana bi uzaylıymışım gibi bakıyordu."Onunla konuşmayı nasıl başardın.Ben o bana aşk itirafı yaptığında hiç bir şey anlamamıştım da."Gülmeye başladık.
Teneffüste Chris, Nilda ve ben kütüphane de oturuyorduk.Her zaman ki gibi dedi-kodu.Zamanın bitmesine az kalmıştı.Kalktık.Chris kapıyı açtı ve açtığına pişman oldu, çünkü, Gezegenle aynı zamanda kapıyı açmıştılar.Ve eğer UFO Gezegeni tutmasaydı, şimdi ikisinde yerde ola bilirdiler.Gezegen bizi görünce kendını duvardan duvara vurdu.Kriz yaşadı çocuk resmen.
"Ama nasıl kötüydü ya, biz o masaları silerken 9lar gelmişti, ve bizi o halde gördüler."
"Hiç.Hiç hatırlatma."Nildaya baktım.Bembeyazdı.Guzel bi kızdı.Ama kaşları bi tık kalındı.Ve ben bunu onu söylediğimde beni pencereden aşağı fırlatmak istiyordu."Git kendi burnuna bak, pislik.Kıtbeyin."Gerçekten burnum birazcık büyüktü.Ama çok farkedilmiyordu.Yani birazcık.Bi tık.Tamam, kabul baya büyüktü.
Eve gitmemişten önce Gezegen beni "İnstagramdakı arkadaşlığını" kabul edeyim diye iyice tembihlemişti.Ne bu samimiyet dediğime bakarsak, kendimde çok samimi bir insandım.
Arkadaşlığı kabul ettim, ve ondan mesaj geldi-"Merhaba".Yok artık.
