Bismillahirrahmanirrahim.
Yazıya başlamadan evvel biraz düşündüm.
Aslında yazmak istediğim başka bir konu vardı fakat biçare ben nasıl çare olayım ki dedim?
Kendime çaresizim, kendime yetersizim. Başkasına şöyle yap, böyle et demek edebimi aşar. Yapmadığımdan değil, yapmadığım bir şeyi zaten sana yap demem. Kendimi yetkili görmediğimden. Neyse…
Kendime olmuş muydum ki sana yeteyim?
Ben bir hasta, sen başka bir hasta. Hasta hastayı nasıl tedavi edecek?
Hepimiz şifaya muhtacız…
Kiminin gözleri kör. Âma değil ama kör işte.
Kimisi işitir her şeyleri ama hakikate sağır. Bir gram duyamaz.
Kiminin ağzı var dili var susmaz mübarek. Konuşur da konuşur. Fakat elle tutulur tek kelâm edemez.
Kimi sahilde, parkta koşar, işinin okulunun yollarını arşınlar fakat seccadenin peşine düşemez. Seccadenin üstüne bir adım atamaz. Felç iner ayaklarına.
Kimisi çok sever. Deli sever. Hem sever hem de sevilir. Çok pozitiftir. Kalbinde olması gerekenden başka her şey vardır. Aslında kalbi mühürlenmiştir…
Herhangi bir hastalığın tedavisi için gerekli olan ilk adım tanıdır. Yani teşhis.
Bilinmeyen bir hastalık nasıl tedavi edilsin.
Bir de tabi hasta olduğunu bilmek ve kabul etmek gerek.
Kabul etmesen yine tedavi imkansız.
Şimdi bir hasta sen bir hasta ben.
Doktor değilim ki şifana vesile olayım.
Derttaşım ben sana. Aynı dertten muzdaripiz.
Belki ufak bir farkımız var. Ben hasta olduğumu biliyorum. Senin haberin yok.
Sen yüzleşmiyorsun bu gerçekle. Hastalıktan kaçmakla yenemezsin onu. Tedaviye açmalısın kendini. Savaşmalısın…
Ücreti yoktur kardeşim bu işlerin.
Hizmet mukabile vurulsa, ücreti çoktur.
Fakat ücretle görülmez bu işler. Ücreti vardır ama burada değil. Başka yerde.
Hem birinin şifa bulmasıdır en büyük ücret…
Sen şimdi vicdan aynanın karşısına geç.
Nefsinin ağzını güzelce bantla sesi çıkmasın.
Ve dinle ruhunu, söylesin sana hastalıklarını.
İşin en zor kısmı bana kalırsa burası.
İnsan nefsinin ağzını bantlamayı unutuyor ve ruhu diye nefsini dinliyor.
O zaman işitiyor ki, sen iyisin, sen mükemmelsin, maşallahın var, turp gibisin, at gibisin…
Kendi yalanlarıyla kendini ve ebediyetini mahvediyor…
Vicdan aynası ve ruh.
Nefsinin ağzını bağlamayı UNUTMA!
Yapamazsan gel, buradayım bekliyorum seni.
Aynı hastanede yatmış oluruz.
Burada yatak da, doktor da çok.
Burada doktorlar hasta, hastalar doktor, hastalık şifa oluyor.
Karıştırma oraları…
Sen ağrını, sızını, tıkanıklığını bil hele.
Çözümü kolay.
Bakarsın kendi kendinin doktoru bile olursun.
Yeter ki teşhisini yap, tedaviye açık ol.
Duanıza muhtaç hasta kardeşiniz,
Selâm ve dua ile…
Resul Burak KARABULUT
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gençler Yazıyor ~2~
Novela JuvenilBu kitap yazılarımızın devamıdır. Sizde bizlere yazılarınızı gönderebilirsiniz. Bunun için DM'den ya da twitter, instagram, Tumblr hesaplarımızdan '@gencleryaziyo' olarak aratıp bizimle irtibata geçebilirsiniz. İnternet sitemiz, gencleryaziyor.wor...