Adrian nack out

33 10 1
                                    

Kısa ve verimsiz bir uykunun ardından evden çıktım. Markete girdim ve kendime sigara aldım. Yolda giderken içmeye başladım. İnsanların bana yaratıkmışım gibi bakmalarına anlam veremiyorum. Birden aklıma birşey geldi. Ben hep piercing yapmak isterdim! Sağ kaşıma iki . Sol burun deliğine üç. Sağ kulağıma üç ve sol kulağıma iki. 200 civarında param kaldı. 100 lirası pahalı uyuşturucu kremler ve piercinglere gitti. Sonra aynaya baktım. Ağlamadım ama makyajı akmış!  Yemen makyajımı sildim. Suratım fazla beyaz... Tekrar koyu bir makyaj yaptırdım. Saçlarım yine kıvırcık olmuştu. Ama uçlarında lacivert ve mor arası canlı renk tek kelimeyle süperdi! Gıdım bile bozulmamış! Gidip birşeyler yedim. Sonra tekrar dolaşmaya başladım. Hmm sadece yüz lira var ve telefon almak istiyorum! Burada senaryoya göre telefonu çalmam gerekiyor! İçeri girdim. En pahalı siyah telefona baktım. Bu güne kadar hiç tepefonum olmadı ve ilk telefonumu çalarak alıyordum. Herneyse telefonun markasına uygun bir kılıf seçtim. Siyah kılıf üstünde gri ve kırmızı kuru kafalar var. Telefonu hazırladım ve kılıfı taktım. Görevli parayı söyledi. Oha yani 2500 nedir la!? Herneyse 'n*h sana 2500!' Dedim ve çantama iki gün önce koyduğum bıçağı çıkarıp koluna sapladım. Şuan 10 dakikadır koşuyorum.  Karanlık bir yere saptım ve çöp bidonunun yanına saklandım. Yanlış yöne giden adım seslerini duyunca rahatladım. Sonra sokağın ortasından bana doğru yürüyen birini gördüm. Yaklaşınca eğilimi ve bana elini uzattı. A-Adrian!!?! Elini tuttum ve beni kaldırdı. Belimdeki tutup beni duvarları arasına aldı ve beni dediğini sandığım o çapkın bakışını bana gönderdi. Ona aşık falan dilim sadece her kızın yapabileceği gibi yakışıklı ve seksi bir erkekten etkileniyorum.  Kendime geldim ve kollarımı boynuna doladım ve tatlı bir şekilde gülümsedim.

Adrian: Her yerde seni aradım tatlı şey... galiba beni etkiledin. Sence?

Mia: Hmm... olabilir! Ama sen beni etkileyemedin. Sana ikinci bir şans vermeli miyim?

Adrian: Bence vermelisin.

Mia: Peki neden?

Adrian: Seni etkilemem için.

Mia: Senin gibi bir çapkından daha iyisini beklerdim... Adrian

Adrian : bende senin gibi tatlı bir kızdan daha kolay etkilenmesi beklerdim... Mia

'Mia' derken içimi erdiğini hissettim. Madem her istediğimi yapınca doğru yolda oluyorum... o zaman kasıklarına tekme atmak yerine sanırım son bir şans vereceğim.

Mia: ikinci şansını iyi deģerlendirsen iyi edersin sarı çian!

Adrian: Romantizmi bozmasaydın daha iyiydi mor mavi balkabağı!

Dedi ve biraz güldü. Sonra kendini bana yaklaştırdı. Yumuşakçaöpmeye başladı. Ellerimi sarı saçlarından dolaştırdım. Aradan bir saat geçti. Sokağın en karanlık tarafına kadar beni taşıdı bende sadece Bacaklarımı beline sımsıkı dolamakla yetindim.  Beni üstünde sprey boyalar yazılmış yazılar olan bir duvara yasladı. Ceketimi tek hamle yere fırlattı. Pantalonumun düğmelerini açtı. Biraz duraksadı sonrasında Tişörtünü çıkardı ve kendi Tişörtünü içine benide koydu. Saçlarımı tişört ten çıkardı. Nedense bugün çok daha yumuşak ve hassas davranıyor. Sanki çok narin kırılgan bir nesneymişim gibi davranıyor. Sonra birden ayrıldı ona baktım. Gözlerini kocaman açmış bana bakıyordu. Gözlerindeki korku beni tedirgin etti. Sonra karnıma değen bir sıvı hissettim. Dengesini kaybetti ve yere düştük. Hemen tişört ten çıktım. Tekrar yüzüne baktım. Gözleri kapalıydı ve karnında çok fazla kan vardı! Çığlık attım ve etrafa baktım. Arkamdan biri beni tuttu ve kulağıma fısıldadı.

Liu: Her zaman doğru yol iyi değildir. Bazen seni izleyen abin büyük bir kıskançlık geçirebilir Mia. Şimdi başka bir doğruyu yap. Ama bir.daha bunu yapma. Buradan koşarak uzaklaş ve kimseye birşeyden bahsetme.

Beni bıraktı arkama döndüm orada yoktu... kıyafetleri mi giydim ve koşarak uzaklaştım. Bir iki saat yürüyüşün ardından hala çok canımı yakan pircinglerime baktım... çok güzeller... ama çok acıyor!  Kafeye oturdum ve garson gelip lütfen kafede kalkıp sandalyeye oturur musunuz dedi... tamam sustum.  Tabiki susmadım kitabı ben konuştuğum için okuyorsunuz! Tamam tekrar o sokağa gittim. Olduğum yerde donakaldım... Asrian'ın kafası koparım İş ve karnı deşilip organları dışarı çıkarılmış cesedini görünce olduğum yere kustum!  Kusma fantazisi bitince hızla uzaklaştım. Eve gittim hava kararlara başlıyor. Kafede çaldığı kitabı okumaya başladım. Adı : Karanlık melek

Creepypasta: Karanlığa yolculukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin