Jana?

26 6 0
                                    

Hoodie tepsiyi koydu ve beni oturur pozisyona getirip yatağın ucuna oturdu ve tepsiyi yanına koydu.

Mia: Bana sen mi yedireceksin?

Hoodie: Ooo çok zekiyiz.

Mia: Kendim halledebilirim.

Hoodie: ... Bekle biraz.

Kalktı ve odadan çıktı. Bir süre sonra elinde iki pembe tüylü kurdeleyle geri döndü. Ne yapmaya çalıştığını anlamadım. Sonra arkama geçti ve saçlarımı şu küçük cicukların yaptığı gibi at kuyruğu yaptı. Normalde bir erkek bunu nerden bilir ki? Tabi bilir ama ne bileyim... Benden daha iyi topladı çocuk.

Hoodie: Mia. Şimdi cici bebek ol ve mamanı ye tamam mı?  Aferin sana!

Mia:... Hala kendim yiyebilirim!

Hoodie: Gerçekten çocuk gibisin... Ve bana birini hatırlatıyorsun.

Mia: Kimi? Angelina Joely mi?

Hoodie: Hahahahahahaha! Hayır tabiki... Bir kız vardı...

Mia: Kim?

Hoodie: önemli biri değil...

Mia: Daha sonra ısrar edeceğim. Çünkü çok açım.

Hoodie: tamamdır.

Yemek bitene kadar konuşmadık. Hoodie bana yemek yedirirken tuhaf bir şekilde Liu'yu anımsadım... O günler 12 yaşındaydım. İki kolumda yaralıydı ve Jeff'te aşırı derecede ateşlenmişti. Liu'da grip olmuştu... Son paramızla bir pansiyonda  kalıyorduk. Liu bir yandan benimle diğer yandan Jeff ile ilgileniyordu. Biz iyileşimce onun gribi iyice fenalaşmıştı. Sonra Jeff ve ben ona yarım yamalak bakmayı dememiştik. Tabi... Ben 12 Jeff 10 yaşındaydı... En fazla ne kadar iyi bakabiliriz ki? Jeff pansiyonun kalemleriyle Liu'ya iğne yaparmış gibi yapıyordu. Sonrada komik sesiyle

Jeff: Daha iyi oldun mu abi?

Liu: Evet Jeff daha iyiyim. Sen olmasam ne yapardım bilemiyorum.

Jeff: Bende ben olmasam ne yapacağını bilemiyorum. Mia sadece sana minik şekerler verip duruyor.

Mia: Onlar şeker değil ilaçlar.

Liu: Evet... Ama şekerli ilaçlar.

Jeff: Bende istiyorum.

Liu:Unuttun mu sen hastayken sana onlardan vermiştim. Hiç sevmemiştin.

Jeff: Iyy bu onlardan mı?

Mia: Abi... Ben susadım.

Liu: Tamam beni burda bekleyin. Size su ve yemek alıp geleceğim. Tamam mı?

Jeff&Mia: tamam!

Liu son gücünü kullanarak ayağa kalktı ve kapıya doğru yürüdü.

Liu: Benim dışında kimseye kapı açmayın. Tamam mı?

Jeff: ama burası güvenilir demiştin.

Liu: Sadece sahibi güvenilir. Bir aile dostu. O yüzden bundan böyle burada kalmamıza izin verdi. Ama yabancılarda var. Tamam?

Jeff: Tamam.

Liu zoraki bir gülümseme attı ve gitti. Birde Jeffle oyun oynadık. Herneyse yemek bitti ve tıka basa doydum.

Hoodie: Başka bir şey ister misin Jana- ya yani Mia!

Mia: Jana?

Hoodie: Hiç kimse... Neyse ben gidiyorum. Bir.şey istersen söyle.

Mia: Jana.kim?

Hoodie: ...Hiç kimse... Sadece bir ölü...

Hızlıca odadan çıktı. Jana kim ki? Hoodie bir katil eğer bu kız sıradan biri olsaydı onun ölmesini umursamazdı... Sevdiği kız mıydı? Ya da ablası belki kardeşi? Annesi? Bir akrabası? Yada bir dostu? Herneyse...  Bir iki saat odayı inceledim. Sonra kapım çaldı ve Gray girdi.

Gray: Daha iyi oldun mu?

Mia: Yani sayılır... Gray...

Gray: efendim?

Mia: Jana kim?

Gray: Jana mı!? Hoodie sana bahsetti mi!?

Mia: Hayır sadece adını ağzından kaçırdı... Kim o kız?

Gray: Hoodie onaylamadan sana açıklayamam Mia.

Mia: Eee sen nasılsın?

Gray: İyi... Neyse ven yaralarını kontrol edeceğim.

Mia: Yi-yine mi Gray!?

Gray: Kızların hiçbiri şuan evde değil ve diğerlerininde görevleri var. sadece omzuna eline ve ayağına bakacağım.

Mia: Herneyse....

gray yaralarımı kontrol etti. Sonra Damarımdan bir iğne yaptı. Başta bir şey olmadı ama sonra aniden göz kapaklarım ağarlaştı ve görüntü giderek karardı. En son gördüğüm şey Gray'in bana bakan duygusuz yüzüydü ve boğukta olsa sesini duydum.

Gray: Yaralarının iyileşene kadar seni geçici komaya sokuyoruz.

Mia: Gray...

Gray: Şşşş... sadece uyu.

Başka bir şey diyemeden görüntü dipsiz karanlığa büründü.

Creepypasta: Karanlığa yolculukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin