ASK-I MUHABBET

17 2 0
                                    


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Aşk-ı Muhabbet ki ezelden ebede kadar.

Aşk-ı Muhabbet ki vuslata erilse de hiç doyulmayan.

Aşk-ı Muhabbet ki sabrın sınırlarını son raddeye kadar zorlayan.

Aşk-ı Muhabbet ki özgürlüğün sınırlarına dayanan.

Hüznümden azâd olmak istemeyen gönlüm, hüznümün sultanıdır aslında. Zevk-ü sefâdır gözyaşı nehirlerim. Şen şakrak akar yanağımdan damlalar. Dokundukları yerlerden yayılır susamış toprak kokuları. Çölü sularcasına keyifli, tutsaklıktan kurtulurcasına coşkuludur gözyaşlarım.

Can pınarımdan fışkıran zemzem, serinletir suya hasret yürekleri. Karanlık günlere inat, gecelerime doğar güneş. Gece, şaşkın bakar karanlığa sarılan güneşe; gündüzler, hüzünlüdür güneşin geceye sarıldığına baktıkça.

Ne taht, ne saltanat, ne de han ağır gelir gönül terazisinde, muhabbete düşen aşkın yanında.

O ki damarda akandan daha ılık, o ki kendi canından daha can, o ki yanındayken özlenen, o ki dokunsam güvercin olup uçacak...

Hicrânı yudumlayan dudaklarımdan damlayan hasretli tebessümler, sürûru sürür ardınca. Nasibime düşene razı olan gönlümün mücâdelesi yine kendisiyledir. Hasretin sancısıdır duyduğum sancılar.

G/özden akan özlem sellerini kurutmayı istemeyen senliğim, akıl rüzgârlarıyla savaşır esmesin diye.

S/özlerimin serâbında bir görünüp bir kaybolan hayâller çelmeye çalışır aklımı. Sayılı nefeslerin hesabını vermeyi düşündüğüm zaman siyahlarımı beyazlara boyamak için sarılırım tövbeye. Aşk beyazını bürünürüm benlikten kurtulmak için.

Dünya mutluluğu için ikram edilen bütün şerbetler, zehir gelir dilime. Huzur iklimimde baharı ararım. Kışlarım dahi bahardır bana. Karları yaran bir kardelendir baharın müjdecisi. Zirvelerde kardelenler olmaz bilirim. Lâkin kardelendir yüreğim; soğuk kış günlerinden sonra bahara kavuştuğum gibi yüreğimle de sonsuzluğa ererim.

Bahardır beklediğim; onun bûseleri sevdâlı, onun bûseleri aşk, onun bûseleri gönlüme tutuklu, onun bûseleri tutkulu...

Ne zaman ki kaparım gözlerimi, ne zaman ki vedâ ederim dünyaya; işte o zamandır küllerimin yine ve yeniden güle dönüştüğü an. İşte o zamandır hasret yanıklarımın iyileştiği zaman ve işte o zamandır ebediyen vuslat.

Sisler içinde kaybolduğum sırada mavi bir gün belirir ufukların ardından; tebessümü nur, duruşu mağrur, daveti sürûr...

En büyük sermayem, bitmeyen hazinem, paha biçilmeyen değerim, efsânevi definemdir azığımdaki sevgim.

Murâdımda ne zümrüt, ne yakut, ne de altın vardır.

Murâdımdır aşk-ı muhabbet ve muhabbet-i aşk...

Ne mutlu, duanın yoldaşlığında yüreğin rehberliğiyle ışığa erebilene...

Ne mutlu, yolların kaybolduğu zamanlarda dahi gönülde saklanan dostun ayak izlerinden yürüyebilene...

Ne mutlu: "Vuslat, ey vuslat, neredesin?.." diyebilenlere...


sızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin