Ve artık büyüyordu. Liseliydi. Orta okul bitti. Yeni hayat , yeni arkadaşlıklar , yeni okul onu bekliyordu. Hem korkuyor hem heyecanlanıyordu. Okul başlamıştı. İlk günün heyecanı...
Evet yeni arkadaşlıklar kurmuştu. Mutluydu. Sınıfında bir hayli haylaz arkadaşları. O da deli dolu neşeli biriydi. Lakin lisede taş gibi ağır ol ki her rüzgarla savrulma demişlerdi. Galiba aşık olup duygudan duyguya geciş yapmaması için bir uyarıydı bu. O da onları dinledi gayet ağır başlı ders dışında başka şeylerle uğraşmayan okulda başarılı , umut vaad eden bir genç kız olmuştu. Ona aşık olan sadece ders ile uğraştığı için şansı olmadığını düşünen erkeklerle doluydu etrafı. Haklılardı. Tek amacı öğretmenlerinin , arkadaşlarının , en önemlisi de ailesinin gurur duyacağı bir üniversitede güzel bir bölüm kazanmaktı. Okulda ki başarı biraz özgüven patlaması yaşatmıştı sanırım istediği bölüm olan sınıf öğretmenliğini rutin ders calışma düzeniyle kazanabileceğini düşünmüştü.
Üniversite sınavı telaşı sarmıştı tüm arkadaşlarını. O ise gayet rahattı. Sınava girdi. Ona göre çok iyi geçmişti. Çünkü araştırmıştı puanlar ona göre kolay alınabilecek puanlar gibi duruyordu. Yaz tatilini üniversiteye yeni başlayan kız edasıyla geçiriyordu. Tatile gitti. Tüm yılın yorgunluğunu atıp üniversiteye kuş gibi hafif gitmek istiyordu.
Kum , deniz , kitap..... Etrafında ona bakan erkekler. İlgi çekiyordu. Uzun siyah saçları , iri iri gözleri , uzun kirpikleri. Girdiği her ortamda dikkat çekiyordu. Ama O sadeliği ,sakinliği ,mütaveziliği seven bir genç kızdı. Hicbir zaman güzelliği ile akıllarda kalmak istemiyordu. Konuşmalarıyla , hanımefendiliğiyle dikkat çekip hatırlanmak istiyordu. Bunu başarıyordu.
Merak edilen bir konu vardı. Aşk. Tüm gençlerin yaşamak istediği o tutkulu aşklardan o da nasibini almak istiyordu. Lise aşkını bulmak için kendine hiç fırsat tanımamıştı. Buna pişman olacaktı , farkında değildi.
Liseye başladığı ilk günden itibaren ona aşık olan Umut vardı. Umut özünde çok iyi bir çocuktu. Yaşadığı çevre onu agresif olmaya , sürekli kavga etmeye meyilli bir hale getirmişti. Kendini ifade etme şekli tartışma yoluydu. Aslı'nın tam tersi bir karaktere sahipti. Biri çok uysal biri ise kavgacı. Umut Aslı'nın lise hayatı boyunca hep yanındaydı. Aslı dahil tüm okul bunu hissedebiliyordu. Aslı nerede Umut oradaydı. Çok seviyordu. Dile getiremiyordu. Aslı'yı ondan başkası sevemezdi. Aslı'dan hoşlandığını duyduğu erkekleri tehdit ediyor bu hoşlantının başlamadan bitmesi gerektiğini ifade ediyordu.
Aslı havada ki aşk kokusunu alıyordu. Ama o başarılı bir genç kızdı . Ders ile alakası olmayan , başı beladan eksik olmayan Umut'u sevemezdi. Bu durumu Umut'ta farkındaydı. Farkındaydı ama kendisine engel olamıyordu. Derstte Aslı'ya bakmaya dalıyor bunu fark edip uyaran öğretmenle kavga ediyor disiplin cezası almayı göze ala ala öğretmenlere artistlik yapıyor , öğretmen tarafından müdüre yönlendiriliyordu. Okuldan uzaklaştırma cezası alıyor ,okul çıkışı okula gelip Aslı'yı görüyordu.
Umut müdür tarafından odasına çağrılmıştı. Yine şikayet olmalıydı. Yoksa müdür Umut'u görmek istemezdi. Oğlum şu okulu bitir git senden kurtulayım artık diyordu. Müdür Umut'u okuldan atmak da istemiyordu. Umut'un annesinin tek dileğiydi Umut'un liseyi bitirmesi.
Umut'un tüm arkadaşları Aslı'nın sıfına geldiler.
- Aslı lütfen koş Umut'u durdur. Yoksa yine disiplin cezası alacak.
Aslı anlam verememişti.
-Siz neden durdurmuyorsunuz? Umut'u bir tek Aslı'nın durdurabileceğini biliyorlardı. Umut gözü karaydı. Aslı'yı ikna ettiler koşa koşa 3. Kattan aşağı indiler. Umut tam müdürün odasına yönelmiş sinirli adımlarla ilerliyordu. Aslı arkadasından bağırdı.
-Umut!!!!
Arkasından hayatında ilk aşık olduğu kız bağıyordu.
- Ne oldu Aslı neden burdasın ?
- Umut konu ne bilmiyorum ama lütfen girme o odaya. Biliyoruz o odaya girersen bu okuldaki son günün olur. Annenin senden istediği tek şey liseyi bitirmen değil mi ? Haydi gel gidelim.
Umut bir hayli şaşırmıştı.
- Aslı şuan ne annemin isteği umrumda ne de o odaya girip olacak olanlar...
Aslı biliyordu Umut onu da dinlemeyecekti. Hiç umudu yoktu geri döndü gidiyordu. Arkasından bir el elini tuttu. Gözlerinin içine baktı. Şuan o odaya girmiyorsam her gün senin bu güzel gözlerini göremeyeceğim içindir. Bu gözleri görmeye çok ihtiyacım var. Sen bu okuldan gitmeden ben bu okuldan söz veriyorum gitmeyeceğim güneş yüzlüm. Aslı biran kendine geldi tüm lise koridor da pür dikkat onları izliyordu.
Umut ile Aslı okul çıkışı birlikte yürüdüler. Aslı:
- Umut biliyorsun BİZ olamayız. Bugün yaptığın hiç hoş değildi.
Umut :
- Aslım melek yüzlüm ben böyle olmasını istemezdim. Lütfen beni affet bugün ki olayları yaşamamış sayalım. Sen benim nefes alma sebebimsin. Beni affet. Yine arkaďaş olarak devam edelim ne dersin ?
- Bunu başarabilecek misin ? Bana arkadaş gibi yaklaşabilecek misin ? Bugün çok üzdün beni.
- Aslım... Seni üzeni ben üzerim derken seni üzen kişi ben mi oldum.
Konuşma sırasında yol bitmiş Aslıların evin önüne gelmişlerdi. Aslı:
- "Biraz düşünmeliyim. Seninle senin duygularını bile bile arkadaş kalamam bunu bilmelisin. "
Apartmana giren Aslı'nın arkasından bakakalan Umut ne yapacağını şaşırmıştı. Hemen zile basıp Aslı'yı detaylı konuşmak istişare etmek için çağırdı. Aslı ise Umut ile arasına duvar örmeye kararlıydı. Cevabı olumsuzdu. Binanın önünden ayrılmayan Umut telefonuna sarıldı. Tek isteği Aslı'yı kaybetmemekti. Dünyam dediği Aslı'nın gözlerinin içine bakarak konuşabilmekti.
Aslı'ya ulaşamayan Umut pes edip evinin yolunu tutmaya karar vermişti. Aslı ise kendini odasına zor attı. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Annesi geldi yanına ama Aslı yalnız kalıp sadece bugün ki olanları düşünmek istiyordu.
Aslı liseye başladığı ilk günden bugüne kadar Umut ile paylaşımlarını hatırlamaya çalıştı. Umut hangi ara bu kadar bağlanmıştı.
Taşlar yerine oturmaya başlamıştı. Çantasından çıkan aşk mektupları Umut'a ait olmalıydı. Ama Umut bu kadar romantik olamazdı ki. Umut'un kendisine hediye ettiği kar tanesi kolye de bu aşkından mıydı ? Ama kar tanesi kolye tesadüf eseri Aslı'nın olmamış mıydı ? Aslı'nın kafası iyice karışmıştı. Evet o kolyeyi hiç çıkarma bu senin şans kolyen olsun demişti.
Tesadüf eseri nasıl Aslı'ya gelmişti peki.? Sıradan bir gün tenefüstü. Aslı yine test çözüyordu. Umut , Hilal ile birlikte Aslı'nın yanına gelmişti. Elinde bir roman. İçinde gizemli bir süpriz olduğunu belirtti. Sınıftaki tüm kızlara sayfa numarası söylemelerini istediğini herkesin bir sayı söylediğini Umut'un istediği sayıyı söyleyen olmadığını son olarak sıra Aslı'da olduğunu söylemişti . Aslı'nın sayfa numarasını söylemesi yeterliydi. Aslı içindeki süprizden habersiz çözdüğü sorudaki sayıyı söyledi. Tesadüf o ki Umut'un tuttuğu sayıyı söylemişti.Umut romandan o sayfayı açtığında küçücük hediye paketi duruyordu. Herkes meraklı bakışlarla izliyordu. Aslı paketi aldı. Paketten parlak taşlarla süslenmiş kar tanesi kolye ucu çıkmıştı. Aslı şaşkın bir şekilde Umut'a baktı. "Bunu sen almış olamazsın kimden çarptın doğru söyle " dedi. Umut ise haftasonu Marmaris'e gittiğini gümüşcünün önünden geçerken gözüne çarptığını çok beğenip aldığını söylemişti.
Aslı bu konu üzerinde durmamıştı. Bu konuyu hatırlayınca kendisinin kör olduğunu nasıl fark edemediğini düşündü. Aslı için gece uzun sürecekti. Sürekli düşünüyordu. Ne yapmalıydı....