9

47 0 0
                                    

Koşuyordum. Harry'nin evinin kapısına ulaşmak için koşuyordum. Alt kata indiğimde kapıya ulaştım ve dışarı çıktım. Neden koştuğumu bilmiyordum zaten peşimden geldiği falan yoktu. Temiz havayı ciğerlerime doldurup büyük bir çığlık attım. Bu iyi gelmişti.

Yürümeye başladım. Soğuk hava nefesimin buğulanmasına neden oluyordu. Kaldırımdaydım. Bastığım yerlerde ayak izim çıkıyordu çünkü her yer bembeyazdı.

Eski evime kadar yürüdüm. Eve giremeyeceğim için Harry'nin beni her sabah beklediği banka gittim. Büyük çınar ağacının altındaki banka. Buradan araba geçmiyordu sadece boş, taşlık bir alandı ve etrafı apartmanlarla kaplıydı. Özellikle kışın bu boş alan oldukça hoş görünürdü.

Kalacak hiçbir yerim olmadığı düşüncesiyle kafamı gökyüzüne çevirdim. Çok sık hüzünlenmezdim. O yüzden böyle durumlara alışık değildim. Birden eskiden yaşadığım apartmandan Katy çıktı ve bana uzun uzun baktı. Sonra yanım geldi.

''Kanada'da olman gerekmiyor mu senin?'' dedi.

Bence Katy benden nefret ediyordu. Sürekli erkeklerle takılan sürtüklerden olduğumu düşünüyordu. Ben sürtük falan değildim.

''Evet ama değilim. Bu konuyu knuşmak istediğimi sanmıyorum.'' dedim.

''Harry ile sorunların olduğunu konuşman gerekmiyor. Zaten biliyorum.'' dedi. Kabul ediyorum Katy zekiydi. Ama bu onu sevmemi gerektirmezdi.

''Ve bu benim konuşmak istemediğim gerçeğini değiştirmiyor.''

''Sen bilirsin. İhtiyacın olursa beni nerede bulacağını biliyorsun.'' sana. ihtiyacım. yok.

Sonra elindeki kitapları ve koca tozluklarıyla çekip gitti. Huzur da onunla birlikte gitti.

O kadar çok gezdim ki.. aslında korkuyordum. Dave her an karşıma çıkabilirmiş gibi geliyordu. Bara gidip Walter'i bile gördüm. Sonunda akşam oldu ve kalacak başka hiçbir yerim olmadığı için Harry'nin evine gitmek zorunda kaldım.

Kapı kilitli değildi. Büyük ihtimalle döneceğimi biliyordu.

''Harry? Evde misin?'' korkak bir kedi gibi onunla konuşmayacak değildim.

''Uyuyorum'' dedi.

''Bunu anlayabiliyorum.'' dedim.

Odasının kapısının sesini duydum. Sonra da merdivenlerden aşağı indi. ''Bütün gün seni bekledim.'' Belki de bunu beklemiyordum. Tanrım! Harry'yi gerçekten seviyordum. Bunu bunca zamandır fark etmememiş olmam komikti.

''Ben de bütün gün gezdim.'' dedim.

''Evet bunu biliyorum.'' yanıma geldi. ''Bana beni sevdiğini söylediğinde..'' sus. Kapa çeneni.

'' Bu kadar ağladığını ilk defa gördüm bu arada,'' KAPA ÇENENİ. Bunu neden sesli söylemiyordum? Ah doğru. Gözleri beni hipnoza almıştı.

FEARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin