Okulun ilk günüydü. Berk oradaydı. O zamanlar her şey harika ve sıradan geçiyordu. Biz 6 yaşından beri arkadaştık. Küçükken yanlışlıkla onun suratına top fırlatmıştım ve o günden sonra arkadaş olduk, birbirimizle her şeyi paylaştık ve en önemlisi o benden hiçbir saklamıyordu. Ben hariç. Lisenin bitmesine son 3 hafta kalmıştı ve ben onun evine gitmiştim, biz birbirimizin evine gider ödev yapar, sohbet eder ve istediğimizi yapardık. O gün yıllardır sakladığım sırrımı söylemek için can atıyordum sonuçta lise bitecekti ve ben lise bittikten sonra bile arkadaşlığımızın bitmesini istemiyordum fakat ne yazık ki öyle olmadı. Ona 'gay' olduğumu söyledim. Ve bana 'bir daha görüşemeyiz' dedi. Kalbimin yandığını hissediyordum bir süre sessizlikten sonra ona 'neden?' diye sordum. O ise bana 'Mert biz birbirimizi birçok kez çıplak gördük hatta birbirimizin penisine bile dokunduk. Ve bu hep kızları düşünürken idi. Şimdi ise senin gay olduğunu öğrenmem, hayır olmaz. Bir daha görüşmeyelim.' Susmuştum. Söyleyecek bir şey bulamıyordum. Kalbim ateş gibi yanıyor, başıma ateşler basıyordu ve gözlerimin dolduğunu hissediyordum. Berk ise 'Kusura bakma ama, gitmeni istiyorum.' İlk defa yıllardan sonra o odadan kovuluyordum. Yolda düşündüm tüm o anıları ve her şeyi kısaca çocukluk arkadaşımı kaybediyordum. Eve gidince annem ve babam birbiriyle tartışıyorlardı. Onlar benim sırrımı bilmiyor ve bunu söyleyemezdim fakat öğrendiler hemde bir hafta sonra. Birkaç gün sonra Berk'in ailesi beni yolda durdurdular annesi ise 'Gel evladım, sizin Berk ile aranıza bir şey mi oldu?' Yutkundum, bir şey söyleyemezdim bu yüzden 'Hayır, bir şey olmadı efendim' dedikten sonra 'Bak Mertçiğim, benden bir şey kaçmaz Berk birkaç gündür odasından çıkmıyor ve her yemeğe geldiğinde üzgün ben dün seni sorduğumda 'bana onu sorma' dedi. Bir şey olduysa söyle, çekinme tamam mı?' Düşündüm ve karar verdim tam o sırada evlerine kadar yaklaşmıştık ve ben babasının yanında 'Ona gay olduğumu söyledim ve bir daha benimle görüşmek istemediğini söyledi.' Babasının yüz ifadesi korkutucuydu bana aşırı sert bakmaya başladı ve annesi ise elimi tutup 'Ben buna bir şey diyemem, eğer Berk senle görüşmek istemiyorsa o bilir' dedi. Artık eve doğru gitmeye başlamıştım yolda düşündüğüm tek şey Berk'in babasının yüzüydü. Ben bu kadar iğrenç birisi miydim? Hiçbir şeyin artık eskisi gibi olamayacağına inanarak içlendim ve eve doğru gittiğimde yemekler hazırdı ve ben ise direk odama geçtim. İnsan değer verdiği kişileri kaybetti mi, iştahı da kesiliyor. Ertesi gün okula giderken Berk yüzüme bile bakmıyordu okuldaki herkes bizim hakkında dedikodu yapıyorlardı. 'Ne oldu bunlara aşıklar mıydı?' diye söylemlerin artması sebebiyle Berk'in arkadaşları ondan uzaklaşmaya başladılar. Ben ise kendimi suçlu hissediyordum. Çünkü okulda bana tek değer veren ve beni dışlamaya çalışmayan oydu. Birçok kez beni savundu ve korumaya çalıştı. Benim gözümde değeri büyüktü, beni kardeşi olarak görüyordu. Bende onu ağabeyim olarak görüyordum ve ondan bir şey saklamak istemiyordum. Fakat her şey değişti ona söylediğim günden bir hafta sonra ailesi benim aileme söylemişti. Eve gittiğimde masada yemek hazırlanmış her şey dizilmiş ve babam, annem, ablam masada oturmuşlar sessiz şekilde beni izliyorlardı. Yemekler yendikten sonra annem ve babam beni odalarına çağırdılar. Benim eşcinsel olduğumu öğrendiklerini, bir daha Berkle görüşmeyeceğimi ve psikologa götüreceklerini söylediler. Ablam ise beni savunarak 'Hayır. Onun psikolojisinde sorun yok eşcinsellik normal bir şey.' diyerek üçü birbiriyle tartışıyorlardı, ben ise odamda ağlıyordum. İlk defa kendimi çirkin ve iğrenç hissediyordum. Korktuğum başıma gelmişti. Belki de bazı şeyler söylenmemeli, sadece sır olarak kalmalılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saklı Gerçekler
Non-Fictionİki büyük arkadaş yıllar boyunca birbirini kolladılar, sevdiler, saydılar ve birbirinden hiçbir şey saklamadılar. Sadece birisi büyük bir sır saklıyordu, herkesten. Büyük sırrını açıklayan Mert en büyük arkadaşını kaybetti, ardından ailesini de kayb...