4.BÖLÜM "ÇİNGENE KADIN"

14 0 0
                                    

Bridie hastanedeki son gününü cebindeki defterine not etti. Sonra komodinin çekmecesinden annesinden getirdiği kağıt ve kalemlere uzandı. Şişko Liz'in karakterine benzeyen birinin üzerine kuracağı oyunu yazmak tahmininden daha zor olacaktı. Oyunun bir ana fikri olmalıydı. Ama ana fikri yazmak için kullanılan teknik neyin nesiydi? Koğuşta çevresine baktı, Liz'in banyoya doğru ilerlediğini gördü. Kadını incelemeye başladı.

Liz, tahmin ettiği gibi iri yapılı bir kadındı. Yatakta göründüğünden çok daha iri yarıydı. Uzun, simsiyah saçları omuzlarından aşağı dökülüyordu. Yüz ve vücut hatları da iri cüssesine uygundu. Aşırı kilosu yüzünden bu hatlar pek açık seçik değildi. Üzerinde koyu mor, uzun bir gecelik vardı. Her zamanki gibi ağır ağır yürümesiyle morlar içinde bir kraliçe gibi görünüyordu. Bir kraliçe...

Gözlerini Liz'den ayırmadan el yordamıyla kurşun kalemini aradı. Göz göze gelince, Kraliçe kendisine göz kırptı ve neşeyle sordu;

"Demek çıkmaya hazırlanıyorsun, öyle mi?"

"Evet, bir an önce çıkmak istiyorum." dedi Bridie. Liz banyoya gidicekken, birden yolunu değiştirdi. İri yarı şişman vücut, Bridie'nin yatağına düşer gibi oturdu. Tombul surat, gülümseyerek Bridie' ye doğru eğildi. Kendisine verilen bir sırra karşılık sır verecek olan bir insanın edasıyla, anlatmaya başladı.

"Evet, sen şanslı sayılırsın! Yapacak bir işin var. Kocam, John'um bu işsizliğin giderek daha da artacağını söylüyor. Tam iki yıldır işssiz. En son eve 1935 yılında maaşını getirmişti. Bir erkeğin gururunu bundan daha fazla hiç bir şey kıramaz."

"Nasıl geçiniyorsunuz?" Kadın sözü bir yerlere getirmeye çalışıyordu. Bridie, Liz'in konuyu çekmek istediği yöne kendini kaptırmadan edemedi. "O kadar çok çocuğun karnını nasıl doyuruyorsunuz?"

"Yerleri temizliyorum." dedi Liz. "Ellerim parçalanıncaya kadar temizlik yapıyorum. Hiç de hoş bir iş değil yavrum."

"Buradaki hemşirelerden biri de bana böyle bir iş teklif etti." dedi Bridie. "Bir gün hastaları kontrol ederken söyledi. Kısa sürede benim gibi güçlü ve genç bir kızın kendini toparlayacağını söyledi. Ama benim bir işim olduğunu bilmiyordu tabii. Kendince iyilik yapmaya çalışıyordu."

"Ne iyilik ama!" diye güldü Liz. Kahkahası her zamanki gibi neşeliydi. "O beceriksiz yaşlı kadının altında onun gölgesi olurdun. Ama..." diye duraksadı Liz. Bridie konuşmasının asıl amacına sıra geldiğini anladı, "söylesene canım, nasıl bir iş yapıyorsun?"

"Bir çiçekçi dükkanında çalışıyorum. Annemin bütün akrabaları çiçekçilikle geçiniyor. Ben de çıraklık yapıyorum."

"Akrabalarınla mı?"

Bridie başını salladı. "Büyükbabam toptancılık yapıyor. Ama mağazalarıda var. O ve George Amcam Thomas Anderson & Oğlu'dur."

Liz bu sözlerden çok etkilenmişti. "Zengin olmalısın!"

Bridie gülümsedi "sandığın gibi değil. Annem meteliksiz biriyle evlendi. Sonra dul kaldı. Biz hep ailenin yoksullarıydık."

"Ama annenin ailesi..."

"Ona acımaktan başka birşey yapmadılar" diye sözünü kesti Bridie. "Bana gelince, aldığım ücret sadece okuluma yetiyor."

YUSUFÇUK YILLARI...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin