" Burayı beğendin mi tatlım ? " dedi büyükbabam bana gülümseyerek Başımı evet anlamında salladım Etrafa baktığımda burası harika gözüküyordu Masmavi deniz kumlarla birleştiğinde harika bir görüntü oluşuyordu Küçük dalgalar deniz'in içinde gidip geliyordu Gökyüzü de en az deniz gibi maviydi Etrafta benim gibi çocuklar koşuşturup oynuyordu Gözüm iki çocuğa takılmıştı Ikisi kumdan kale yapıyorlardı Mutlu gözüküyorlardı Büyükbabamın gür ve tok sesiyle titredim "O çocuklarla oynamak istersen seni onların yanına götürebilirim O çocukların babasını tanıyorum"Kafamı tekrar evet anlamında salladım Küçücük ellerimi tutup ilerlemeye başladık Ayaklarıma sıcak kumlar yapışıyordu Canımı biraz acıtsada umursamıyordum
" Çocuklar yeni bir arkadaşa ne dersiniz ? " büyükbabam hemen lafa atlamıştı İki çocuk önce birbirlerine baktılar sonrada sarışın olan "tamam neden olmasın ?" dedi
Eğilip sarışının yanına oturdum Bana elini uzatıp "Ben Dean " dedi Bende ona elimi uzatıp "bende barbara" dedim Kumral olan çocukta gülümseyerek "ben sam memnun oldum "dedi Bende gülümseyerek karşılık verdim "bende memnun oldum"
1 saat sonra...
Kumdan kaleye bakarak "Hadi ama Dean kalemizin camlarını deniz yıldızından yapsak daha güzel olur "dedim O ise bana alaycı bakışlara bakıyordu "Yıldız mı? Kesinlikle yıldız olmayacak İstiridyeler en iyisidir " Ikimiz bu konu hakkında tartışırken Sam ise gülümseyip bize bakıyordu Ona hangisinin daha iyi olduğunu sordum Ilk önce Dean'e sonra da bana baktı Kalbimi kırmamak için yalan söylüceğini biliyordum "tabi ki de deniz yıldızı" Dean'e bakarak "Oley işte ben mükemmelim "diye bağırdım Ikiside bana bakıp kahkahalarla güldüler Bende onlara katıldım
Büyükbabam uzaktan " Hadi barbara gidiyoruz " diye seslendi Üzgünce dean ile sam'e baktım "gitmem gerek" dedim
Ayağı kalktım ve üzerimdeki kumları temizledim Dean ayağı kalkıp küçücük ellerimi kendi ellerinin içine yerleştirdi Avucuma birşey bıraktı ve yanağımdan öptü Sam de gelip aynı şekilde yanağıma ufacık bir öpücük kondurdu Ikiside hep bir ağızdan "sonra görüşürüz "dediler Onlara el salladım ve büyükbabanın yanına yürümeye başladım Avucumu açtığımda içinde üzerinde aslan olan bir rozet vardı Gülümseyerek onu mayomun üstüne taktım ve koşarak büyükbabamın yanına gittim
Büyükbabam mayomdaki rozete bakarak "O çocukları sevmiş gibisin" dedi "evet çok iyiler" dedim göz kırparak "O zaman arada onlarla görüşmelisin"
...
Kalp atışları azalıyor İç kanaması var ve kafası cama çarptığı için hastahanede beyin tomografisi çekilmeli diye söyledi acı bir ses Hemşire diğer hemşireye bakarken "ona biraz daha serum vermeliyiz"
Barbaranın ince ve narin bedeni ölüm ve yaşam arasında savaş veriyordu
Sürücü adam iki hemşireye işaret etti "beş dakikada oradayız
...
Etrafa bakındığımda yemyeşil bir alandaydım Yemyeşil ağaçlar gökyüzüne uzanıp kuşlara eşlik ediyordu Rüzgar çimenlerde dans ettikten sonra hafifçe yüzümü yalamıştı Güneş tepeden rengarenk çiçeklerin üzerine ışık saçıyordu
Omuzumda sıcacık bir el hissettim Arkamı döndüğüm de iki çift yemyeşil göz bana bakıyordu
"Dean!!"
Ağzımdan sadece bu söz çıkabilmişti
Yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirdi "barbara burdan çıkmalısın"bu sefer endişeliydi
"Neden?"diyebildim sadece Ilk önce yeşil çimenlere baktı daha sonra bana baktığında o yeşil gözlerle karşılaştım "Burada olmamalısın Daha değil"
"Burası güzel biryer dean" Burası nedensiz bir şekilde hoşuma gitmişti
"Burda olursan biz yanında olamayız Lütfen doğru kararlar..."
"Dean!!"
Birden yok olmuştu İlk silüeti bulanıklaştı ve duman şeklinde gökyüzüne ulaştı
"Aman tanrım kafayı yiyorum galiba Dean nerede?"
...
"Tamam sedyeyi indirin" dedi ambulans sürüsücü
Hemşirelerden biri kapıyı açtı ve ikisi sedyeyi tutup aşağı indirdi Hastaneden görevliler koşup sedyeyi hastanenin içine taşıdılar Ambulans sürücüsü Barbaranın ceblerinden çıkanlara baktı Telefonunu bulduğunda sık aradığı kişilere baktı Dean Winchester - Sam Winchester ve Bobby Singer vardı Dean ve Sam'in kardeş olduğuna karar verip Dean Winchester'ı aradı Telefonu kulağına koyup beklemeye başladı Tam konuşacakken sinirli bir ses işitti "Lanet olsun barbara Neredesin? Bizi bok gibi bırakıp gittin"
Ürkek bir sesle "Afedersiniz Barbaranın yakını mı oluyorsunuz?"
Karşıdan gelen ses bu sefer korkmuş geliyordu ama bunu saklamaya çalışıyordu "Evet Ne oldu ona?"
"Efendim Kendisi araba kazası geçirdi ve şuan durumu kötü Saint Joseph hastenesine kaldırıldı"dedi görevli
"Hemen geliyoruz"sesin netti
"Bende Bobby Singer'ı aramalıyım"
Karşıdaki kişinin sesi birden yükseldi "Hayır aramayın Ben ona iletirim"
Görevli mütevazi bir şekilde "Peki efendim İyi akşamlar"
Karşıdaki ses cevap vermeden kapadı
...
Dean Winchester endişelenmişti ama belli etmemeye çalıştı Herzaman böyle davranırdı Umursamaz gibi...Kötü durumlarda bile iyiymiş gibi davranır,yalandan birkaç cümle savurur ve radyoyu açıp Metalica falan dinlerdi
"Sam Barbara kaza geçirmiş" Sadece bunu söyleyebilmişti Üzüntüsünü belli etmek istemiyordu "Şuan hastanedeymiş oraya gidiyoruz" Sam onu soru yağmuruna tutmuştu ama onun aklı barbarada olduğu için kısa kesti "Arabayla kaza yapmış Sadece bu kadarını biliyorum" sesi soğuk ve biraz da kaba çıkmıştı Samde üstelemedi
Dandik bir araba kiralamışlardı Dean arabayı sürerken aklına Bobby geldi telefonunu deri ceketinin cebinden çıkarıp aramaya başladı
"Bir kerede beni av işleri dışında arasanız Ne yapıyor bu adam diye" şakaya karışık dediği her türlü belli oluyordu
Dean ise ciddi bir ses tonuyla "Bobby şakanın sırası değil Barbara kaza geçirmiş"
Bobby bunu duyunca şok geçirmişti Barbara onun kızı gibiydi Onu kaybedemezdi
"Nerde o?"sesi ağlamaklı çıkıyordu "Saint Joseph hastanesinde" Bobby elindeki viski bardağını masaya bırakıp "tamam hemen gidiyorum" dedi
Hastaneye gelmişlerdi Sam görevliye Barbarayı sordu Kadın "yoğun bakımda" dediğinde dean ile sam daha da endişelenmişlerdi Hızlıca yoğun bakıma doğru ilerlediler Beklemeye başladılar İçeriden kimse çıkmıyordu
"Bu siktiğimin hastanesinde neden kimse bize bişey söylemiyor"dean sinirlenmişti Sam yanına gidip omuzuna dokundu "sakin ol dean sinirlenince eline hiçbir şey geçmiyor inan ki ben denedim" Dean ne demek istediğini anlamıştı Samin kastedtiği
Jessicaydı O gözlerinin önünde ölürken sinirden patlayacaktı ama eline hiçbir şey geçememişti
...
Cennet gibi harika bahçede yürürken ileride küçük bir masa gördüm Masada 60'lı yaşlarda takım elbise giymiş bir adam oturuyordu Bana doğru baktı ve karşısındaki sandalyeyi göstererek yanına çağırdı Yavaşça ilerleyerek yanına gittim ve işaret ettiği yere oturdum
"Merhaba siz kimsiniz?"
"Ben ölüm"
O an kaskatı kesilmiştim Bir an konuşacağımı bile sanmıyordum Boğazım düğümlenmişti Bana gülümseyerek "Seni burdan götürmek istiyorum ne dersin?" diye yumuşak bir ses tonuyla sormuştu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Supernatural
RomanceBakalım Dean ve Sam Winchester'ın karşısına çıkan kız onların hayatını ne kadar değiştirecek?