'' Hepimiz biraz tuhafızdır.
Hayat biraz tuhaftır. ''
''Seni çok aradım.''
Seungri şok olup adama baktı.
''Bak--- bunun ne olduğunu bilmiyorum, ama her neyse ondan bayağı bir var.''
Jiyong açıklamaya çalışırken Seungri kalakalmıştı.Adamdan böyle bir tepki beklemediği açıktı.
''Bir ailen yok--- Fazla arkadaşın da yok, okulunu bile bulamadım--''
''Bekle-- Beni bulmaya mı çalıştın?''
Adam iç çekip alnını ovuşturdu ve başını evet anlamında salladı.Aslında Seungri de durumun ne kadar tuhaf olduğunu farkındaydı, bu görmezden gelebileceği bir şey değildi.O da neler olduğunu bilmiyordu ama aralarında yoğun bir şey vardı.Çocuğu o banka geri getirecek kadar yoğun bir şey.
Yine de adamın onu özleyeceğini düşünmemişti.Adamı o bankta bulacağını bile düşünmemişti.
''Seungri?''
Adam onun dalıp gittiğini farkedince seslendi.
''Ben--ben karar veremedim.'' Seungri yavaşça konuşmaya başladı.Ortam çok sessizdi ve ikisinin de bir gece çıkıp o banka gelmeleri etraflarındaki havayı sanki daha da ağırlaştırıyordu. ''Yani-- her şey çok garipti.Sizi merak ettim ama gelmemin doğru olacağını düşünmedim.Sen beni bir eşyaymışım gibi satın aldın---''
Seungri açıklamaya çalışırken adama bakmak istedi ama adamın bankta ona çok yaklaşmış olduğunu farkedince sözleri ağzına tıkıldı.Bir süre bir şey söylemeden gözlerine baktı ve bu Jiyong'un bir elini yanağında hissedene kadar devam etti.Aslında neden geri çekilmediğini merak ediyordu, adama yakın olmanın iyi hissettirdiğini inkar etmiyordu ama son kez kontrol ettiğinde, istemese de hala adam ona yaklaştığında ürperiyordu.
Jiyong ona sanki anlatmaya çalıştığı şeyi anlıyormuş gibi bakıyordu ve bu Seungri'yi ürpertmişti.Hayatında kimsenin ona öyle baktığını hatırlamıyordu.Sanki konuşmaya gerek yoktu ve bu çocuğa garip geliyordu.Çünkü insanlar genelde ona öyle bakmazdı, öyle dokunmazdı.Değerli bir şeymiş gibi davranmazlardı.Onu özlemezlerdi.
Jiyong'un göremediği eli çocuğun beline gidince Seungri yüksek bir yerden düşüyormuş gibi hissetti.Adamın nefesini dudaklarında hissettiğindeyse Jiyong'un gözlerini kapattığını gördü.Ama o kapatmamıştı.Çünkü bu çok garipti, adam ona onu gerçekten özlemiş gibi dokunuyordu.Gözlerini kapattıktan sonra Jiyong'un bir süre öyle durduğunu gördü, baş parmağı çocuğun yanağını okşamaya başladığında Seungri de gözlerini kapattı.Kaybedecek neyi vardı ki?
Adamın dudaklarını kendi dudaklarının üzerinde hissedince karnındaki his daha da beter olmuştu.Nefes almak istedi ama alamıyor gibiydi.Ve Jiyong'un onun dudaklarına karşı nefes vermesiyle adamın da nefesini tuttuğunu farketti.Şimdi midesi kontrolden çıkmıştı.
''Bu sana bir eşya gibi mi hissettirdi?''
Adam dudaklarına doğru söylediğinde ona baktı.
Seungri bir süre duraksadı, adamın geri çekileceğini düşünmüştü ama olduğu yerde duruyordu.Kendine engel olamadan dudaklarını yaladı ve başını hayır anlamında salladı.''Hayır, ama sence de--''
Jiyong tekrar dudaklarına yöneldiğinde Seungri yine konuşamadı.Bu sefer adamın onu iyice yakınına çektiğini farketti.Onu gerçekten özlemiş gibiydi, sanki ne kadar yakın olsalar da yetmiyormuş gibi.Aslında adam ilk seferden sonra zaten ona sert davranmamıştı ama bu şekilde dokunduğunu da hatırlamıyordu.Gitmesinden korktuğu için ellerini çekemiyor gibiydi, ama çok fazla sıkarsa kaçmasından korkuyor gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAF
FanfictionKırık bir kalbin tamir edilmesine gerek yoktur.Belki sizin parçalarınız başka birinin kalbine tam oturabilir.