''Doğru kişiyle birlikte olduğunda, kalbin nasıl konuşacağını bilir.''
''Sorun ne, Seungri?''
Jiyong ona bakarken Seungri derin bir nefes aldığında, adam neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.Sarışın eve geldiğinde onu Youngbae'yle birlikte salonda görmüştü.Aslında Jiyong biraz heyecanlı hissetmediğini söylese yalan olurdu çünkü Youngbae sürekli çocuğu görmek istediğini söyleyip duruyordu.Ama adam onu tanıştırmaya çalıştırdığında Seungri aniden gülümseyip onun arkadaşı olduğunu söyleyince, Jiyong kaşlarını kaldırıp sarışına bakakaldı.Youngbae de ikisi arasında bir şeyin ters gittiğini farkettiğinde gitmesi gerektiğini söyledi.Çocuğu biraz daha yakından tanımak istese de arkadaşı ona bakakaldığından bu tanışmayı ertelemesi gerektiğini anladı.
''Seungri--''
''Ne söylemeliydim?'' Seungri aniden çıkışınca Jiyong ne olduğunu anlamayarak yanında oturan çocuğa baktı.Lily odasında uyuyordu ve dürüst olmak gerekirse Jiyong Seungri'nin tavrının neden birden bire değiştiğini anlayamamıştı.
''Neden öyle--''
''Ne söylemeliydim?'' Sarışın tekrarlayıp ona baktı. ''Kendimi ne diye tanıtmam gerekiyor?''
''Ne olmak istiyorsun?'' Jiyong sakince sordu çünkü dürüst olmak gerekirse Seungri'nin sert tepki vermesinden korkuyordu.
''Bu--- bu öyle bir şey değil---'' Sarışın saçlarını karıştırdığında biraz tuhaf görünüyordu.Sanki biraz... sinirli miydi?
Derin bir nefes alıp Jiyong'a döndü.
''İkinizi odada görünce ne düşündüm biliyor musun?''
Jiyong kaşlarını çatıp çocuğa baktı.Ne olduğuna dair en ufak bir fikri bile yoktu.
''Beni buraya getirdiğin zamanı hatırladım.''
''Seungri,'' Jiyong koltukta vücudunu çocuğa doğru çevirdi. ''ne demek istediğini gerçekten anlayamıyorum.''
Jiyong çocuğun kendini onun arkadaşı olarak tanıtması yüzünden zaten biraz şaşkındı.Ondan erkek arkadaşıyım demesini beklemiyordu ama yine de...arkadaş biraz şok edici olmuştu.
''Ben--- Jiyong...sen--'' Seungri birden bire ona bakınca Jiyong devam etmek istediğini gösterircesine hafifçe kaşlarını kaldırdı. ''Benden sonra birini getirdin mi?''
Jiyong bir süre çocuğa bakakaldı.
Jiyong'un başka biriyle mi olduğunu düşünmüştü? Seungri'yle olduğu gibi.
''Seungri...'' Jiyong iç çekti.Konuşmadan önce dudaklarını yaladığında ne düşünmesi gerektiğini pek bilmiyordu.Aslında normal bir ilişkide bu çok can yakıcı olabilirdi.Jiyong'u da üzmüştü ama Seungri ona güvenmediği için değil, bu durum çocuğun canını bir süredir sıkıyor olmalıydı ve Jiyong bunu yeni farkediyordu.Üzülmesinin nedeni bu olmuştu.Peri masallarındaki gibi tanışmadıkları çok açıktı ve haftalardır bir şey olmayı deniyorlardı.İlk buluşmalarından sonra tekrar birlikte olmamışlardı, haftalar, haftalar önceki.Ve Jiyong onları bir çift olarak adlandıramazdı.Sadece telefonda konuşuyorlardı, buluşana kadar sürekli mesajlaşıyorlardı ve bazen Seungri zaman geçirmek için onun evine geliyordu ama son seferden sonra hiç orada kalmamıştı.Haftalar, haftalar önceki.Bu Jiyong'un canını sıkıyordu ama yine de Seungri'ye rahatsız hissettirmemek için bir şey söylemiyordu.Ne isterse yapmasına izin veriyordu.Eğer istediği buysa, Jiyong için sorun yoktu.Sonuçta sabahları uyanıp çocuğun mesajlarını gördüğünde hala gülümsüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAF
FanfictionKırık bir kalbin tamir edilmesine gerek yoktur.Belki sizin parçalarınız başka birinin kalbine tam oturabilir.