5.BÖLÜM #

38 5 0
                                    

Doktor bir türlü konuşmuyordu.
"Hadi doktor konuşsana!!! Noldu babamaa!"

"Merak etmeyin. Babanız hayati tehlikeyi atlattı. Neyse ki Paraşütle atlamayı düşünmüş uçaktan. Sadece inerken kafasını bir yere çarptığı için hastanede şu an babanız. Geçmiş olsun. "
"Allah'ım sana şükürler olsun!!" Diye bağırdım bir anda. O kadar çok sevindim ki babamın iyi olmasına. Kim sevinmez ki zaten. Eğer babama bir şey olsaydı Dünya benim için yok olurdu. Babamla fazla görüşemeyiz ama birbirimize çok düşkünüz. 
"Geçmiş olsun Su. Gerçekten çok sevindim. " dedi Poyraz.
Ben de pek umursamaz şekilde
"Sağol Poyraz. Sanada çok teşekkürler. Hep yanımda oldun."
dediğimde Poyraz sevindi biraz ama sonra "Ateş'te öyle" dediğimde suratını astı ve Ateş'e gözlerini dikti. Annemle birbirimize sarıldık.

"Annem, canım kızım benim. Biliyordum. Baban güçlüdür biliyordum kurtulacağını."

"O yüzden mi sakinleştirici vermişlerdi sana??"Güldüm. Annemde güldü. Daha iyiydik ikimizde. Baksanıza gülüyorduk. 
~ 2 HAFTA SONRA~
Babam iyileştiği için artık derslerime sımsıkı sarılmıştım. Babamın bu yaşadığı olay sayesinde Bengü ile barışmıştık. O da anladı benim suçsuz olduğumu ve Poyraz'ı sevmiyordu artık. Bu da Poyraz ve benim aramda bir engel kalmamasıydı ama daha onu affetmemiştim.
Derste Bengü ile oturuyorduk. Sanırım konuşmayı biraz fazla abarttık ve hoca bizi bastı. 
"Bengü Poyraz ile yer değiştir."
"Ama hocam..."
"Aması falan yok ders başladı başlayalı konuşuyorsunuz. "
Çok güzel. Bir de artık Poyraz'la oturuyordum. Hem de temelli. Matematik hocası sınıf öğretmeni de olduğu için bu gibi kararları alabiliyordu. Bir yandan Bengü'den ayrılmanın acısı bir yandan da Poyraz'la oturmak... Ikisi ağır geliyordu omuzlarıma. Poyraz sohbet etmeye çalışıyordu benimle. Konuşmuyordum arkadaşım. Banane... 
"Eee ne yapmayı sev..."
"Poyraz artık kapa çeneni ders dinliyorum."
"Pardon Su. Ama ben seni üzmek ist..."
"Poyraazz!.."
Cevap vermeden sustu. Üzülmüştü galiba. Çok mu üstüne gitmiştim. Ama ne yapayım ki onu seviyorum ve onunla konuşmuyorum ve Ateş'le aralarını bozmuştum. Hazır Ateş demişken Ateş meselesini de çözmeliydim. Onu sevdiğimi sanıyor!!.
"Özür dilerim. "
"Ne..?"
"Özür dilerim Poyraz bağırdığım için... Ben öyle yapmak iste..."
"Asıl ben özür dilerim Su. Ben tam bir eşeğim. Seni öpmemeliydim. Ben ben tam bir odunum yaa. Affetme sen beni hiç. Çünkü affedilmeye hakkım yo... Neye gülüyorsun sen?"
"Haa ha ha... Poyraz o kadar saçmaladın ki yani. Bilmiyorum ama gerçekten odunsun."
"Allah Allah öyle mi? Gerçi öyle. Evet ya ben konuştukça saçmalıyorum."
"Bence de."
"Ya tamam ya vurma yüzüme. "
"Odunsun Poyraz Odunsun Poyraz"
Bunları konuşurken zil çaldı ve herkes çıktı. Çünkü labaratuvara gidecektik.
"Ya bak yapma Su."
"odunsun Poyraz. Odunsun Poyr..."
Bir anda eli ile ağzımı kapatıp beni duvara yaslamıştı. Nefesini ensemde hissediyordum. Bir anda sustum. Elini yavaşça ağzımdan çekti. Tam romantik birşey söyleyecekti. Ne söyleyebilir acaba diye düşünüyordum. Bir şiirden dörtlük mü yoksa kendi aklından yazdığı kafiyeli birşey mi? Keşke düşünmeseymişim.
" Sustuğunda herşey daha güzel oluyor." Laf sokmuşcasına sırıttı. Gerçi sokmuştu.Koluna yumruk attım.
"Yaa gıcıksın Poyrazz..."
"Ne var gerçekleri söylüyorum."
Bunları söylerken kahkaha atıyorduk.
"Su keyfini kaçırmak istemem ama bu beni affetmen anlamına mı geliyor?"
"Davranışlarına ve durumuna göre bakarız cınım!":-D
"Yok yaa öyle mi hanfendi?":-D:-D
" Evet gücünüze mi gitti Bay Karayel." Ona Karayel diyordum çünkü Poyraz Karayel dizisini hatırlatıyor. Ve kendince övünüyordu. 'Bon Poyroz Koroyol'om. Bono soygo doymolosonoz!!'
"Sizden gelecek herşeye razıyım ben Kleopatra."
"Bana neden Kleopatra diyorsun yaa??"
"Sen bana neden Karayel diyorsun?"
"Önce ben sordum."
"Tamam, Kleopatra'ya benziyorsun. Amacın yönetmek yani. Sert ve katısın ama bir yandan tatlısın. Sıra sende."
"Poyraz Karayel dizisi yüzünden ve kendinle güzelmiş gibi övünüyorsun."
~ 2 HAFTA SONRA ~
Ateş ile konuşmaya gidiyordum. Ona sadece Poyraz'dan kurtulmak istediğim için öyle dediğimi söyleyecektim.
"Aaa Su ben de seninle konuşacaktım."
" Ateş ben sana seni sevdiğimi söylediğimde yalan söyledim. Poyraz'dan kurtulmak için söylemiştim. Kusura bakma."
"Sıkıntı yok Su ben biliyordum zaten."
"Tamam görüşürüz. "
"Bye."
Poyraz ile konuşacağım şimdide diye içimden geçirerek gidiyordum. Ona affettiğimi söyleyecektim. Bengü zaten ondan vazgeçmiş erkek kesiyordu.
"Poyraz naber?"
"İyidir güzelim senden?"
"İyi. ben sana birşey söyleyeceğim."
"Tamam gel yürüyerek konuşalım."
"Tamam."
Yolda yürüyorduk. İlerde park vardı ve oraya ilerliyorduk.Çocuklar misket oynuyorlardı. 
"Poyraz ben sana seni af... Ahhhh!!!"
Ayağımın altına misket geldi ve bastığım için düşüyordum.Poyraz belimden kavradı ve beni düşmekten kurtardı. Burnum burnuna değiyordu.O kadar heyecanlıydım ki düşüp bayılacaktım.
"Poyraz be..."
"Şşşş... Su konuşma. Biraz böyle kalmak istiyorum.
O arada Ateş gelip bizi görmüş olmalı ki bir an garip birşey hissettim. Poyraz tam beni öpecekken onu ittim.Poyraz gözlerini açtı ve bana baktı. Ne oluyordu böyle? İki erkek arasında mı kalmıştım?

Sevgili okurlarım biliyorum biraz gecikti ama zamanım olmadı. Sınavlarım yaklaştı. Ama artık her Pazartesi ve Cuma yükleyeceğim yeni bölümü. Size teşekkür ediyorum...♥♥:-) ;-) :-D

HERŞEY GİZLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin