8.BÖLÜM #

27 3 0
                                    

Bu kişiden gerçekten nefret ediyordum. Eğer bu duygum şimdide kabarırsa çok fena karışırdı ortalık.

"Melisa!? Ne işin var senin burada!?"

"Aaa! Gelemez miyim buraya!? Halka açık bir yer değil mi yoksa Poyrazcım!?"

"Hayır gelebilirsin ama neden gelip Poyraz diye bağırıyorsun. Kimse yok burda yoksa rezil olurduk."

"Şuan yanında olduğun kız rezil zaten Poyrazcım. Ne ara eziklerle takılmaya başladın merak ettim doğrusu."
Bu kıza gerçekten sinir oluyorum. Okulda hiç karşılaşmadan önce daha iyi zannederdim bu kızı yaa. Yalaka...

1 HAFTA ÖNCE...

Bengüyle beraber sınıfa ilerliyorduk. Zil çalmıştı ve inşallah canımız hocamız (!) Matematikçi girmemiştir umuduyla gidiyorduk. Bengü birine bakarken yüzünü buruşturdu. Ben de bakışlarını takip ettiğimde okulun ilk günü gördüğüm kızlardı bunlar. Şu üçlü olanlar.

"Noldu Bengü? Sevmiyor musun kızları?"

"Iyyy... Sevmemek ne kelime kızım. Nefret kusasım geliyor bunları görünce."

"Neden ki..."
"Şişşt... Ezik naber? Pardon pardon ezikler  olacak o. Bir eziğin yanındaki de eziktir." Deyip sinir bozucu seslerle gülmeye başladılar.
Bu kızları yolamaz mıyız?

Hiç mi?

Peki...

"Kendi yalakalılığına bakmıyor da gerizekalı."dedi Bengü.

"Bengü boşver gidelim. Sinirlenince neler yaptığımı sen de ben de çok iyi biliyoruz." Dedim gayet sakin bir tonda. Ortaokulda bir keresinde benimle kavga edip sonrasında boğazıma yapışıp, ardından bir arkadaşıyla kendi boğazını kızartıp hocalara 'Su boğazıma yapıştı' başlığı altında yalan söyleyen kızı çıkışta sıkıştırıp boynundaki kızarıklıkları gidermiştik Bengü ile. Boynunda kızarıklık yerine yara vardı artık. Ve muhtemelen kafasında dikişte vardı.

Bengü anlayışla ve bir o kadar sinirle kafasını salladı ve uzaklaşmaya başladı.
Arkamızdan 'ne o korktunuz mu?' laflarına sağır olup sakinliğimi korudum.

ŞİMDİKİ ZAMAN

Sinirlerim yine zıplarken Poyraz durumu fark etmiş olacak ki bileğimden nazikçe tuttu ve başını bana doğru döndürdü. Bu hareketiyle resmen gevşemiş bütün sinirlerim yatışmıştı. Salak şey ne kadar tatlı göründüğünden haberi yoktu. Ne diyorum ben ya? Neyse... Kulağıma doğru eğildi ve;
"Sakin ol Su. Ben halledip geleceğim. Sen şuradaki banklardan birine otur."

"Ama şu kıza bir da-..."

"Sakin ol şampiyon. Sen geç ben geliyorum."

"Poyraz nol-..."

"Su... Lütfen artık zorlama."

"Tamam."

Sinirle arkamı döndüm ve yürümeye başladım. Hayır nolurdu ki arkadaşım bir kere saçını elime dolayıp yerden yere vursaydım sonra yere yatırıp bir güzel dövseydim... Zararsız şeyler canım bunlar. Kesinlikle zararsız...

Acaba Poyraz ne yapıyor diye bakmak istesemde kendimi durdurdum. Sinir falan olurum mazallah... Bu sefer değil Poyraz, Cumhurbaşkanı gelse durduramazdı beni o yellozu dövmekten.

Yaklaşık 5 dakikadır oturuyordum ve sonunda Poyraz gelmişti.
"Ona ne dedin Poyraz. Bna anlatır mısın lüüttfeenn..."

"Hayır. Sanmıyorum. Belki. Ya daa... Hayır."

"Gıcık şey. Madem hayır diyeceksin niye lafı uzatıp ümitlendiriyorsun insanı!?"

"Bilmem. Seni sinor etmwk çok hoşuma gidiyor. Çok tatlı görünüyorsun da."

Bunu söylemesi ile ben, bütün vücudum ve ruhum alev alev yanıyoruz.

Ben şok, ben wefad...
Bu ne arkadaşım çocuk utandırmak için yer arıyor sanki.

"Upss... Yanlış bir şey söyledim galiba çünkü resmen ten rengin kırmızı oldu Su."

"Kes sesini aptal şeyy... Y-yok öyle birşey. Hem ben zaten tatlı olduğum için bunları söyleyebilirsin. Gerçekler bunlar Poyraz Bey gerçekler. Hatta bir gerçek daha söyleyeyim mi? Tabiki söyleyeyim. Sen tam bir öküzsün."

"Öyle mi??"
Gayet sakin karşılamıştı inanmıyorum!

"Öyle tabi. Öküzsün sen."

Yüzünü benim yüzüme yaklaştırarak konuştu.

"Ben de sana bir gerçek söyleyeyim mi?"dedi. Allah'ım nefessiz kaldım. Bu kadar yakın olmak zorunda mıyız? Kalbim yerinden çıkıyor galiba da. Ondan dedim yanii... Allah Allah neden böyle oluyor kalbim? Garip şekilde bir heyecan basıyor onunla yan yana olduğum zamanlar.
"S-söyle."
Yüzünü iyice yaklaştırdı ve gözlerini dudaklarıma indirdi. Sonra tekrar gözlerime baktı.
Evet belki benim de minnacık bir zaman diliminde gözlerim dudaklarına kaymış olabilir.

"Heyecanlanınca kekeliyorsun."dedi sırıtarak. Allah Allah diyorum ben de ne zaman sırıtacak.
Hemen gözlerimi kaçırdım ve ondan biraz uzaklaştım. Kıpkırmızı kalmıştım.

" Salak şey saçmalama ne heyecanlanması. Ben s-sadece... Öylesine işte..."

"Ahh, bir şey daha: yalan söylerken de oluyor aynı durum."
Kafayı yiyeceğim yaa. Psişik mi bu çocuk Yarebbim.

Kafasını tekrar yaklaştırdı ve gözleri dudaklarımla buluştu. Elimde olmadan benimde gözlerim dudaklarına kaydı. Artık aramızda santimler vardı. Gittikçe yaklaşıyordu Poyraz. Bende tereddütteydim o da. Ellerini yanaklarımaa koydu ve baş parmaklarıyla yanağımı okşadı...

Sevgili okurlarım, hatalarım varsa affedin. Kontrol etmiyorum. Biliyorum geç oldu ama en kısa zamanda telafi edeceğim... Lütfen yorumlarınızı bırakın...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 17, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HERŞEY GİZLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin