1.BÖLÜM

60 9 1
                                    

Merhaba arkadaşlar! Hikayeme bir şans verdiğiniz için çok teşekkür ederim!  İyi okumalar :)

---

Yeni bir okula daha başlamıştım belki ama benim içimde en ufak bir heyecan kırıntısı dahi yoktu. Sürekli okul değiştirmeye alışmıştım. Babamın işi nedeniyle her sene bir farklı şehre taşınıyorduk ve bu durumdan o kadar sıkılmıştım ki...

"Hey, Arya ?"

Annem bana seslendiğinde ona, yüzümde 'Ne var?' ifadesiyle döndüm. Yüzümdeki ifadeyi görünce yüzündeki gülümseme biraz solmuştu ama belli etmemeye çalışarak hemen eski halini aldı ve kucağımda birleştirdiğim ellerimi tuttu.

"Kızım, biliyorum her sene okul değiştirmekten bıktın ama biraz da bizi anlamaya çalış. Biz istemiyor muyuz sanıyorsun artık sabit bir hayatımız olsun, her sene taşınmak zorunda kalmayalım. Tabi ki istiyoruz ama baban bizi daha iyi yaşatabilmek adına her sene taşınmaya razı oldu. Onun sayesinde bu kadar iyi ve rahat yaşayabiliyoruz."

Bana bu konuşmayı her sene yapıyordu ama taşınmak zorunda olmadığımız bir işimiz neden olamıyordu ki? Tamam belki maddi durumumuz şimdiki gibi olmazdı ama en azından her sene arkadaş bulma sıkıntısı yaşamazdım. Ne zaman bir arkadaşım olsa hemen taşınıyorduk. Sonuç olarak hep yalnız kalıyordum. 

Annemin cevap bekleyen yüzüne bir müddet baktım ve hiçbir şey demeden cama geri döndüm. Ona cevap vermeyeceğimi anlayınca seslice nefes verdi. Ben bu sene ne yapacağımı düşünürken öğrenciler ailelerinin arabalarından iniyor, arkadaşlarıyla kucaklaşıyor, sevgililerinin elini tutuyordu.

Tipik ilk gün

Arabadan inip okula gitmem gerekiyordu ama yapmıyordum. Arabadan inmek hiç içimden gelmiyordu. Eninde sonunda inmem gerektiğini kendime hatırlattım ve ne kadar yapmak istemesem de arabadan indim.

Arabanın aksine dışarısı, olması gerekenden daha soğuktu. O an sadece ince bir ceket giydiğime pişman olmuştum. Rüzgarla savrulan saçlarımı ellerimle tuttum ve hızlı adımlarla okula yürümeye başladım.

Okulun bahçesi kocamandı. Etraf yemyeşildi. Yeşil çimenlerin içlerinde ise çimenlere ayrı bir renk katan rengarenk çiçekler vardı.  Öğrenciler ise üzerlerine grup olarak oturmuş, sohbet ediyorlardı.

Okuldan içeri sonunda girebildiğimde, adeta bir sıcak hava dalgası çarptı yüzüme. Dışarısı ne kadar soğuksa, okul da bir o kadar sıcaktı. Az önce soğuktan titreyen vücudum, terlemeye başlamıştı. Üzerimdeki ince ceketimi çıkarıp belime bağlarken etrafa bakınmaya başladım.

Etrafıma bakındıkça gözlerim büyüyordu. Okulun içi, dışından bile daha güzeldi. Okul, toprak renkleriyle döşenmişti ve eşyalar son derece şık duruyordu. Duvarlarda son derece pahalı görünen tablolar asılıydı. 

Ben etrafı incelerken omzumda bir el hissetmemle arkamı dönmem bir oldu. 40'lı yaşlarının sonunda görünen kadın, omzumdaki elinden rahatsız olduğumu anlayınca elini hemen çekti. Ona ters bakmamaya çalışıyordum ama başarılı olduğumdan kuşkuluydum. Her sene okulun ilk günü biraz huysuz oluyordum. Benim elimde değildi.

Bana gülümseyerek bakan -yada çalışan- kadın,daha yeni omzumda duran elini sıkmam için uzattı. Eline bir müddet baktıktan sonra en azından elini sıkmam gerektiğini düşünerek karşılık verdim. Karşılık vermemle, yüzündeki gülümsemesi biraz daha büyüdü.

"Merhaba küçük hanım, bu sene okulumuzda ilk senen sanırım. Sınıfını bulman konusunda yardım edeyim sana beni takip et"

Okulda yeni olduğumu anlamasına biraz şaşırmıştım. Ama sınıfımı bulmam konusunda yardım etmeyi önerdiği için mutlu olmuştum. Onu bir müddet takip ettikten sonra üzerinde 'Lise Müdür Yardımcısı' yazan bir kapıya gelmiştik. 

CEYLANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin