Giydikleri kıyafetler bölüm sonunda galeri kısmında. Ve sonunda güzel bir Arya buldum. Beril de galeri kısmında ama Arya'yı canlandıracak kızın ismini bilmiyorum, sadece pinterest de vardı ve bende ordan buldum. Yani sadece 1 tane Arya fotoğrafı var elimde.
---
Nefes alamıyordum. Yüzümü kaplayan bir kumaş nefes almamı engelliyordu.kumaşı almak için elimi hareket ettirmeye çalışınca ellerimin bağlı olduğunu fark ettim. Kafamı iki yana oynatarak kumaşı yere düşürmeyi denedim ama işe yaramamıştı. Kumaş sanki yüzüme yapışmıştı. Bu sefer daha hızlı ve istekli bir şekilde hareket edince kumaş sonunda düşmüştü.
Kumaşın düşmesiyle derin bir nefes aldım. Gözlerimle etrafa bakınırken boş bir arazinin ortasında çift kişilik bir yatağa bağlanmış olduğumu fark ettim. Güneş tepede tüm sıcaklığıyla dikilirken çöl olduğuna karar verdiğim bu yerden nasıl kurtulabileceğimi düşünüyordum.
Ellerimi ve ayaklarımı oynatarak kurtulmaya çalıştım ama her bir hareketimde ipler sanki daha da sıkılaşıyordu. Denemeyi bıraktım ve yardım çığlıklarının belki bir işe yarayacağını düşünerek bağırmaya başladım.
"Orda biri var mı? Lütfen biri bana yardım etsin!"
Ne kadar bağırsam da bir işe yaramıyordu. Yalnız olduğumu, yankılanan sesimden anlıyordum. Kim, neden beni buraya bir yatağa bağlamış olabilirdi ki?
Ben korkmuş bir şekilde etrafa bakınırken tok ayak sesleri yankılanmaya başladı. Her bir adımda daha da yaklaşıyordu.
Adım seslerinin geldiği yöne doğru bakınca kapüşonunu kafasına kadar çekmiş, yüzü görünmeyen bir erkek figürü ilişti. Her bir adımını kendinden emin bir şekilde atıyor, siyahlar içerisinde çok daha korkutucu görünüyordu. Giydiği kıyafetler bol olsa bile vücudunun ne kadar formda olduğunu anlayabilirdiniz.
O yaklaştıkça bileklerimde ki bağlara daha da yükleniyor, bana ulaşamadan kaçıp gitmek istiyordum. Her bir hareketimde iplerin mümkünmüşcesine daha da sıkılaşması pek yardımcı olmuyordu.
Sonunda bana ulaştığında yatağın yanında, elleri ceplerinde bekliyordu. Ne kadar yakın olursa olsun yüzünü yine de göremiyordum. Sanki silinmiş gibiydi. Gözlerimi kısıp dikkatlice bakınca gözünün kenarındaki küçük bir beni görebildim o kadar.
-
Yataktan fırlayarak uyandım. Nefes nefese kalmıştım. Rüyamdaki adam kimdi, ve neden öyle saçma bir rüya görmüştüm hiçbir fikrim yoktu. Umarım öyle bir rüya bir daha görmezdim. Okul olduğunu hatırlayarak yataktan kalktım ve banyoya girerek günlük işlerimi hallettim.Odama geri döndüğümde annem dolabımın başında dikilmiş, elinde 2 sene önce doğum günümde aldığım elbiseyi inceliyordu. Geldiğimi fark ettiğinde gülümsedi. "Arya, kızım bu elbiseye ne dersin? bence çok hoş bir elbise ve senin üzerinde de çok güzel durur."
Anneme şaşkın bir şekilde bakıyordum. senelerdir okula gidiyordum ve ilk kez yeni bir okula başlayışım değildi ama onu hiç odamda bana kıyafet önerirken gördüğümü hatırlamıyordum. Sonunda anneme hala cevap vermediğimi fark ettim "Anne okula gidiyorum, defileye değil. Kot pantolon ve üstüne de sıradan bir tişört yeterli olacaktır. Ve seni ilk defa bu kadar heyecanlı görüyorum. Okulumun ilk günü bile değil neden bu kadar heyecanlısın?"
Annem basılmış gibi suçluluk ifadesiyle yere baktı ve kısa bir an tekrar bana baktı. Bakışlarından ortada bir şey olduğunu anlamıştım. Gözlerimi kıstım ve ona meraklı gözlerle bakmaya başladım. Dikkatli bir şekilde konuşmaya başladım. "Anne, bana söylemediğin şey nedir?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEYLAN
Teen FictionArya İzel, her sene okul değiştirmek zorunda kalan, kendi bildiğini okuyan bir kız. Kaya Aktaş, Sırları olan ve pek de nazik sayılmayacak karakter özelliklerine sahip bir erkek. ---- Bir okul düşünün, Ülke çapında tanınmış bir okul. Bu okula her k...