Ve o an dünyadaki en güzel şeyi gördüm, bembeyaz bir teni vardı koyu sarı saçlarını beyaz bir tokayla arkaya doğru bağlamıştı. Koçaman bir gülümsemeyle bana bakıyordu.
bana baktığı an sanki biri mideme bir yumruk vurmştu, ellerim titremeye başladı ve hemen yere baktım, kırmızı kadifeden papuçları vardı.
-Bu kızım Ayşe, buda Yaman yaşıt sayılırsınız. İyi anlaşacağınızdan eminim.
Birden içeri uzun boylu sarışın bir kadım girdi, üstünde kırmızı puanlteli bir elbise vardı.
Bana küçümser bir tavırla baktıktam sonra
-bu kim? diye sordu
Deniz bey
-Selda içerde konuşalım diyerek, arkadaki kapıyı işaretledi.
Beş dakka sonra arkadaki odada sesler yükselmeye başlamıştı
-Onlar hep öyle,
Ayşe gülümsedi ama ben biliyodum o gülüşün gerçek olmadığını o tıpkı benim gibi sadece acılarını saklamaya çalışıyordu
-Annen mi ? diye sordum
-evet senin annem nerde?
-uzakta
-özlüyormusun peki ?
Bem annemi hep özlüyordum, yanımdayken de özlüyordum Ayşenin bana nasıl acıyarak baktığını görünce
hemen ona ters bir şekilde
-hayır dedim
Selda hanım huzlıcana odadan çıktı, ve sertçe Ayşenin elini tutarak dışarı çıktılar.
Ayşe arkasını dönerek bana el salladı, o an kalbim çarpmaya başladı, tıpkı babamın beni istasyonda öptüğündeki gibi.