Yatağında yatmakta olan küçük kız fotoğrafına uzun bir süre baktı. Altın sarısı saçlarıyla, elindeki oyuncak dinozoru kemirmeye çalışıyordu. Bu, genç adamın dudağının kenarının kıvrılmasına sebep olmuştu. "Ne kadar da küçüktü," diye geçirdi içinden. "Şaheser gibi, çok güzel." Fotoğrafı, oturmakta olduğu yer minderinin yanında duran kolinin üstüne bıraktı ve ayağa kalktı. O küçük kız şimdilerde kocaman olmuştu, hatta ilkokula bile başlamıştı. Ayağa kalkıp, diğer koliyi kucakladı ve merdivenlerden yukarı çıkartmaya başladı. Farklı yerler, yeni insanlar güzeldi ancak bu taşınma kargaşası onu her zaman daraltmıştı. Yukarı çıktığında koliyi yanına bırakıp tavandan sarkan demire uzandı ve çekti. Tavan arasına açılan merdivenler açığa çıkınca da koliyi tekrar kucaklayıp yukarı çıkarttı. Oda karanlık olduğu kadar tozluydu. Ev, uzun süredir kullanılmadığından dolayı pek çok hatası vardı, elektrik tesisatı da bunlardan biriydi.
"Arthur!" Arthur, merdivenlerden inerken küçük kız, evin merdivenlerinden koşarak çıkıyordu. "Yavaş ol, düşeceksin."
"Açım."
"Öyle mi?"
"Evet."
"Tamam, şimdi bir şeyler hazırlarız." Merdiveni barındıran kapağı yerine itekledikten sonra kıza döndü. Yüzündeki memnuniyetsizlik onu şaşırtmamıştı.
"Bekleyemem. Çok açım." Ellerini göğsünde birleştirip alt dudağını sarkıttı.
Arthur, telefonu eline alıp kafasını olumlu anlamda salladı. "Bir bakalım, yakınlarda açık pizzacı bulabilir miyiz?"
Küçük kız neşeyle ellerini çırptı ve telefonunu karıştırmakta olan dayısına baktı.
***
"Bırak!" Angela, kolunu hızla çekti ancak karşısındakinden kurtarmayı başaramadı.
"Acıyor bırak." Ağlamaklı bir ses tonuyla, isteğini karşısına bir kez daha bildirdi ancak çocuğun öyle bir niyeti yoktu.
Tek eliyle kolunu sıkıca tutarken, kızı duvara ittirdi. Yumruk yaptığı boştaki elini ise kızın yüzünün yanındaki boş duvara sertçe vurdu. Kız korkuyla gözlerini sıkıca kapattı. Ağlamamak için kendini zorluyordu. Bu ilk kavgaları değildi, belli ki son da olmayacaktı ancak kavgalarının şiddeti her geçen gün artıyordu.
"Eğer benim kızımsan, benim kurallarıma uyacaksın." Kelimeleri duraksayarak söylemeye başladı. "Bir. Daha. Asla. Bana. Sesini. Yükseltme." Çenesinden sertçe tutup dudaklarına kısa bir öpücük kondurduktan sonra hiçbir şey olmamış gibi gülerek tuttuğu kolunu bıraktı ve kızın beline doladı.
Angela, alt dudağını ağzının içine yuvarladı ve hafifçe dişledi. Yaklaşık üç aydır sevgililerdi ve birbirlerine âşıklardı. En azından o öyle sanıyordu. Luke, her zaman sorunlu bir çocuktu ve bunu bilerek onunla başlamıştı ama işlerin bu raddeye kadar gelebileceği aklının ucundan bile geçmemişti. Barın arka tarafından dolanıp tekrar içeri girerlerken yüzüne sahte ve zoraki bir gülümseme yerleştirdi. Kavgaları ilk başlarda sözlüydü, ikisi de birbirine zarar vermiyorlardı. Ancak geçen ay ettikleri büyük bir kavgada Luke, ona ilk kez fiziksel bir temasta bulunmuş ve onu ittirmişti. Alkollü oldukları için Angela, buna bağlamıştı ve üstünde fazla durmamıştı. Ancak son zamanlarda artan kıskançlık krizleri ve dolaylı olarak artan kavgaları sebebiyle fiziksel temaslar çoğalmıştı. Arkadaşlarının yanına girdiklerinde çocuğun kolu, kızın belinden omzuna doğru çıktı ve kendine çekip yanağına bir öpücük kondurdu. Genelde insanların yanında ideal bir sevgiliyi oynuyordu ama işin gerçeği boktan bir sevgiliydi. Yine de bir sebepten, Angela onu bırakamıyordu. Çok mu seviyordu? Deli gibi mi âşıktı? Bunların cevaplarını o dâhil kimse bilmiyordu. Sadece bir sebepten, onsuz kalmaktan korkuyordu işte. Masada duran bira bardağını kafasına dikti. Biraz sarhoş olursa bu saçma arkadaşlarının yaptığı saçma muhabbetlerle vakit geçirmek o kadar da zor olmazdı. Belki bir kez durmalı ve kendine şu soruyu sormalıydı; ben bunlarla ne yapıyorum? Bunlara neden katlanmak zorundayım?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Make It Right
Fiksi UmumYeğenine bakan genç ve bekar bir adam ile, hayatında sürekli yanlış kararlar alan sorunlu bir kız. Yolları kesişirse ne olur dersiniz?