✧Part-5✧

42 4 4
                                    

Arthur, kocaman bir gülümsemeyle kıza baktı. Havadaki güneş içlerini ısıtacak dereceydi. Sahil kenarında otururlarken çocuk, kızın
dizine yatmıştı. Güneş geldiği için kısılan mavi gözleri denizle yarışıyor gibiydi. Parmaklarını onun saçlarının arasında gezdirirken uzun zamandır ilk kez mutlu olduğunu hissetti. Altın sarısına dönük saçları yumuşacıktı. Eli önce yanağına ardından dudağına kaydı. İşaret parmağını dudağında gezdirirken çocuk biraz doğruldu, o ise eğildi. Yaklaştıklarında ise dudakları birleşmişti.

Angela, gözlerini araladığında bir an kalp atışlarının normalden hızlı olduğunu hissetti. Gözlerini alan güneşin değil sokak lambalarının parıltısıydı. Üşümüştü çünkü onu ısıtan bir sıcaklık yoktu. Kesinlikle bu bir rüyaydı. Bunu neden gördüğünü bile bilmiyordu. Bilinçaltı onla oyun oynuyordu. Başka açıklaması olamazdı. Boynunun ağrısıyla doğruldu. En azından yanındaki kişi gerçekti.

"Günaydın."

"Ne zamandır uyuyorum?" Hafifçe esnedikten sonra gerinmek için kollarını öne uzattı.

"Bir saat kadar olabilir."

"Ciddi misin?" Şaşkınlıkla Arthur'a baktı. Gördüğü rüya yüzünden bir an utanç duymuştu. Ama uyuduğu için daha çok utanmıştı. Sözde, bir çözüm bulmak ve ona destek olmak için yanındaydı ama uyuyakalmıştı. Saate bakmak için elini çantasına attı fakat evden aceleyle çıktığı için ne çantası ne de telefonu yanındaydı. "Saat kaç?"

"Dört falan... Seni uyandırmaya çalıştım ama niyetin yok gibiydi. Rahat geldi sanırım." Arthur, gülümseyerek kıza baktı.

Angela artık daha da kırmızıydı. Bir saat için bile olsa son derece huzurlu uyumuştu. Gerçekten, günlerdir bu kadar süre için bile huzurla uyuduğunu hatırlamıyordu. Çocuğun yüzüne bakmak bile içini rahatlatıyordu sanki. Öyle bir bakışı vardı ki, insan onun yanında hiçbir şeyden korkmazdı. Bütün sorunları aşabilecek bir gülümsemesi vardı. Her haliyle güven ve sıcaklık doluydu. Bazen sıkıca sarılıp kafasını göğsüne yaslamak ve öylece kalmak istiyordu. Ama Dimitri haklıydı. Arthur, ondan yaşça büyüktü. Ona bir çocuk gibi baktığına emindi neredeyse. Hem Luke vardı zaten. Bu düşüncelerle bile ona ihanet edişi doğru değildi. Ama onunla mutlu bile değildi ki. Gözlerini sıkıca kısıp geri açtı. Bunları düşünüp aklını karıştırmak istemiyordu. Hem, daha önemli bir sorunları vardı şu an. Birden ayağa kalktı ve ellerini cebine soktu.

"Hadi, kahve içelim. Kendimize geliriz."

"Angela, saat dört civarı. Bu da uyku vakti demek. Eve gidiyoruz tatlım."

Ona Wendy gibi davranması sinirlerini bozmuştu. Duraksadı ve kafasını salladı.

"Uykum yok. Bir an dalmışım sadece."

"Ama benim var. Hem artık konuşacak bir şey de yok. Aynı şeyleri tekrar ediyoruz. Yarın sağlam kafayla yapılabilecek şeyleri düşünürüz."

O da kalkıp kolunu Angela'nın omzuna attı ve birlikte yürümeye başladılar. Duyularını bastırmak için kendiyle savaşan tek kişi Angela değildi. Arthur da ilk gördüğü günden beri kıza karşı boş değildi. Ama aralarındaki yaş farkı hiç de önemsenmeyecek gibi değildi. Angela iyi bir kızdı. Yaşına göre daha olgundu ama bu yeterli değildi. Büyüdükleri devir bile farklıydı. Üstelik kızın sevgilisi vardı ve bu geri çekilmek için yeterli bir sebepti. Kız omzunda uyuyakaldığında uzunca bir süre onu izlemişti. Ay ışığı ve sokak lambalarıyla aydınlanan o güzelliği bütün manzaralara tercih ederdi zaten.

"Adi herif." Arthur yüzüne yediği ani darbeyle sarsıldı. Elini burnuna atıp gözlerini kırptı. Ancak şoku atlatması uzun sürmemişti. Karşısındakinden daha fazla büyüktü. Hem yapı hem de yaş olarak. Hiç beklemeden bir yumruk da o geçirdi. Çocuk hemen yere yığılmıştı. Üstüne eğilip yakasından tuttu ve ayağa kaldırıp duvara ittirdi.

Make It RightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin