Yanlış mı görüyorum yoksa denizin elindeki benim kolyem mi hayır hayır kesinlikle gözlerim beni yanıltmıyor tabi ya partide beni zorla arabasına bindirip dağ başında beni bırakıp gitmişti ve kolyem arabasında düşmüş olmalı peki ama ben kolyemi kızlara sorduğumda oda oradaydı neden hiç bir şey söylemedi gerizekalı...düşüncelerimden sıyrılıp seri bir hareketle elindeki kolyemi almaya çalıştım ama şuan sanırım çok komik bir durumdayım elinden oyuncağı alınmış çacuk gibi zıplıyordum kolyemi alabilmek için ama nafile bu hareketimle neye uğradığımı şaşırdım kendimi bir anda denizle duvar arasında buldum bileğimi ne kadar çok acıttığının farkında değil mi bu çocuk artik fazlasiyla öfkelenmiştim
"Hayvan! Bırak beni ne yaptığını sanıyorsun...ahh bileğim.elini biraz gevşettiğini hissettim ama tamamen bırakmadı bir an duraksayıp bileğimi ne kadar acıttığını fark etmiş olucakki
"Farkında değildim"dedi özür dileme zahmetinde bile bulunmadı kaba herif gözleri bir şey fark etmiş gibi dudağıma kaydı ve bir anlığınada olsa sanki gözlerinde endişe gördüm
"Dudağına ne oldu"dedi
"Seni ilgilendirmez kolyemi ver gitmek istiyorum senin yüzünden derse geç kalmak istemiyorum"
Bu sefer daha sert bir ifadeyle "dudağına ne oldu dedim"dedi üstüne basa basa söyledi bende cevap vermenin selametim açısından daha mantıkli olacağını düşünüp "kapıya çarptı"dedim oda alaylı bir ses tonuyla "kapı direk dudağını nişan aldı heralde"
diye inanmamış bir ifadeyle sırıttı bir insan bu kadar gıcıklıkla birlikte bukadar yakışıklı olabilirmi ya çocuk resmen yunan tanrılarına taş çıkarır be öhhö öhö neyse şimdi konumuz bu değil "kolyeni almak istiyorsan beni bekle benimle bir yere gelmeni istiyorum gelirsen alırsın gelmezsen biricik sevgilinin sana almış olduğu kolyeyi unut "sevgilimi! ne sevgilisi be benim hiç sevgilim olmadı ki onu bırak doğru düzgün arkadaşım bile olmadı "sevgilim falan yok benim "dedim donuk bir ifadeyle tek kaşını kaldırıp dedektif edasıyla gözlerimin içine baktı beni olduğum yerde bırakıp arkasına bile bakmadan "kolyeni istiyorsan okul çıkışı yanlızca 5dkn var bende öküzün terene baktığı gibi arkasından bakakaldım sonra sınıfa doğru ilerledim deniz tam içeri girecekken arkasından sınıfa girdim...Neyseki hoca daha gelmemiş şanslı günümdeyim ama bütün sınıf bize mal mal baktığına adım gibi eminim helde şu adını bilmediğim kızıl şeytan...
Yanlış anlaşılma belki ama yinede iyi oldu hiç haz etmedim zaten o kızdan aman ne güzel kızlarla oturduğum sıraya bakınca gurubun birleştiğini gördüm suna ve defnenin eren ve kerimle olan ilişkileri malum ee doğal olarak beraber oturuyorlar bu demek oluyor ki deniz kalasını daha fazla görmek zorunda kalacaktım maalesef...
Gidip hemen yerime oturdum hoca geldi zaten zamanlama süper sonra burnuma çok hoş ve tanıdık bir koku geldi ben doya doya içime çekerken ensemde sıcak bir nefes hissettim ve bu ürpermeme sebep oldu arkama dönünce bizim kalas bana bakıyordu ona öldürücü bir bakış atıp önüme döndüm ve oturduğum sıraya yaslanmamaya özen gösterdim bu dersten sonra bir ders daha var neyseki son dersteydik şu kalas beni nereye götürecek acaba neyse ne ya kolyemi alayımda...
Ders bitiminde seri bir şekilde çantamı topladım o sırada deniz bey çoktan sınıfı terk etmişti bile kızlarla hemen vedalaşıp hızlı adımlarla dışarı çıktım deniz tam karşımda kollarını birleştirmiş arabanın kaportasına yaslanmış ona doğru geldiğimi görünce beni baştan aşagı süzdü sonra "1dk daha gelmeseydin kolyeni rüyanda görürdün neyse bin arabaya"emredersin bu ne özgüven ya hiç bir şey demeden arabaya bindim siyah deri koltuklar yılan derisi direksiyon efsane bir araba herhalde ömür boyu çalışsam böyle bir araba alamazdım doğru ya biz araba diyoruz ama zengin milletinin deyimiyle oyuncak dimi ya kapı sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım deniz arabayı çalıştırırken "nereye gidiyoruz""Kendimi bulduğum bir yere"
"Peki beni neden götürüyorsun "
"Seni tanıştırmak istediğim biri var çok seviceksin "
"Kimle tanıştırıcaksın "
"Gidince görürsün "merak etmeye başladım doğrusu kendimi bulduğum bir yer dedi onun için özel bir yer olmalı peki ama beni neden götürüyor en iyisi beklemek
"Daha çok varmı "
"Geldik sayılır şu sokaktan sağa saptıktan hemen sonra ordayız "
Arabanın durmasıyla geldiğimizi anladım ve deniz inince bende kemerimi açıp arabadan indim gayet lüks duran kocaman bir binanın önünde durduk bir okul gibi bir yerdi sanırım...hiç konuşmadan denizi takip ettim yaklaşınca girişteki tabelayı gördüm şaşkınlığımı gizleyemedim UMUT HAZNEDAR YETİŞTİRME YURDU denizle bir bağlantısı vardı mutlaka ...umut haznedar ,deniz haznedarın nesi oluyor acaba kafamda bir sürü soru derken bir yandan denizin adımlarına yetişmeye çalışıyordum bir yandanda etrafı inceliyordum gayet lüks döşenmiş adeta otel gibi bir yetiştirme yurdu duvardaki çizgi film karakterleri çok güzel bir yerdi derken deniz bir odanın önünde durdu içeri girdi ve eliyle burda beklememi söyledi girmesi ile çıkması bir oldu ."Hadi gidelim "
"Umut haznedar kim "dedim merakıma yenilip
"Abim"dedi ben şok bir ifadeyle
"Senin abin mi var "dedim
Oda "var "deyip anlatmaya devam etti
"Benden 3 yaş büyüktü yani annemler öyle söylüyor onu hiç hatırlamıyorum öldüğünde 2 yaşındaydım hatırlamıyorum ,sonra annem burayı yaptırdı onun adını verdi "konuşmasını bitirdi ben hayretle dinliyordum bir kardeşi olması beni şaşırttı derken bir kapının önünde durduk içeri giridik çok şirin bir odaydı bir giysi dolabı bir çalışma masası üzerinde bilgisayar ve bir çok roman ve iki yatak disney karakterli bir halı ve üzerinde tekerlekli sandalyede 12-13 yaşlarında bir erkek çocuk denizi görünce hemen "denizzz abiii"diye sevinç naaraları atmaya başladı denizde hemn kocaman bir gülümsemeyle ona sarıldı ilk kez denizin bu kadar sıcacık güldügünü gördüm ve kesinlikle bu çocuk hep gülmeliydi ona çok yakışıyordu ben düşüncelerimden denizin sesiyle sıyrıldım
"Daha ne kadar kapıda beklemeyi düşünüyorsun dedi"
Bende içeri girdim hemen adını bilmediğim çocuk beni baya etkiledi bu kadar şirin bir çocuğun dünya kadar derdi var sonra sıcacık gülümseyip denize kaş göz işaretiyle" beni kız arkadasinla tanıştırmayacakmısın "deyince ben "yok şeyy biz sadece arkadaşız diymi deniz"dedim çünkü denizin bir şey söylemeye niyeti yok gibiydi "evet serhatçım o benim arkadaşım peri""Hı hı tabi belli oluyor neyse tanıştığımıza memnun oldum peri aramızda pek yaş farkı olduğunu sanmıyorum" dedi muzipçe gülerek çok sevdim serhatı birlikte çok güzel zaman geçirdik oyunlar oynadık,müzik dinledik ,kitap okuduk ve artık gitme vakti geldi ne yazık ki serhatla vedalaşıp çıktık ama onu sık sık ziyarete geleceğimin sözünü verdim hernekadar bizi denizle sevgili sansada bu pekte önemli değil...
Denizin arabasına ilerledik "böyle biri olduğunu bilmiyordum "dedim o sırada arabaya binip kemerlerimizi bağladık "nasıl biri olduğumu bilmiyordun derken "dedi tek kaşını kadırarak ve bu hareketi karizmasına karizma katıyor resmen" yani böyle işte" dedim "sen beni nasıl zannediyordun peki"bende işte "zorba ,kapa ,gömlek değiştirir gibi kız değiştiren falan filan "dedim tabi bunları söylerken kesinlikle bilincim yerinde değildi yoksa denizin gazbından kurtulmam mümkün olmazdı çünkü bu çocugun sagı solu belli olmuyor deniz "ben neymişim be "dedi bende konuyu değiştirmek için
"Artık kolyemi alabilirmiyim"
"Hayır"
"Pardon hayır derken"
"Kolyeni vermiyorum"
"Ya dediğini yaptım işte versene artık kolyemi "
"Onu bana zorba ,kaba ,gömlek değiştirir gibi sevgili değiştiren falan filan demeden önce düşünücektin"
"Ya ama bu haksızlık lütfen kolyemi ver "hiç bir cevap vermedi bende "heyy duymuyormusun beni "aniden ferene bastı ve bir eliyle bileğimi allahtan bu diğer bileğim diğer eliylede çenemi tutup ona bakmamı sağladı nefesi yüzüme çarpıyordu sigara ve nane karışımı genelde sigara kokusu beni tiksindirir ama şuan çok hoş geliyordu burnuma ve ela gözlerinde kaybolmak istedim sonra bana iyice yaklaştı dudaklarımızın arasında minimetreler vardı resmen "bırak beni "dedim ama nafile sonra dudağımın kenarına bir öpücük kondurup geri çekildi...
(arkadaşlar bu bölüm biraz geç geldi kusura bakmayın ve yorum yaparsanız çok sevinirim :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MANYAK HERİF
RomanceYanlızlık neydi ?Bir çocuğun kulağını kapatıp korku dolu gözlerle gök gürültüsünün dinmesini beklemesi mi?Yoksa hiç bir zaman kelimelere dökemediği aşk mı?Yanlızlık dünyada milyonlarca insan varken kendini hala yapayanlız hissetmesidir.Peri artık ya...