Gözlerimin içine o griye yakın gözleriyle deler gibi bakarak gülümsedi; ''Ne yaparsın sana dokunursam'' dedikten sonra ellerini belime koyarak, kendini benim üstüme doğru eğdi ukalaca gözlerime bakıp ; '' Beni tehdit mi ediyorsun ufaklık bu güçsüzlü...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hayat gerçekten şaka yapmayı çok seven insanlarla dalga geçen bir Tanrı kurumuydu.. İnsana neyi ne zaman isterse o zaman veriyor ne zaman almak isterse de o zaman alıyordu; sahi özgür irade tam olarak neredeydi? Vücudum Brondan'ın vücuduna yapışıkken bize doğru seslenen adama baktım, gözleri yeşil saçları ise kumraldı; lanet adam bana çok benziyordu.
Brondan beni korumak istercesine daha da kendine çekip sarmaladı 60'lı yaşlarda ki adama ukalaca bakarak;
'' Benim kızım diyebilmen için öncelikle sana ait olduğunu kanıtlaman gerekir ihtiyar ha ayrıca genetik olarak senin genlerini taşıması sana ait olduğunu göstermez sadece mecburi akrabalık bağlarını işaret eder.. Aidiyet zorunluluk içermez değil mi Leana ? Mesela Leana ait olmak isteğinde ait olur bense sahip olmak istediğimde sahip olurum..''
Dediğinde ben olduğum yerde kalakalmıştım işte hayatın sormadan yaptığı şeyleri kastederken tam olarak şu durumdan bahsetmiştim. Hayat bana her şeyi taksit taksit vermeye yemin etmişti mesela babam, aşık olduğum adam... Tek sorun ise zamansız hak ettiklerim zamanlı hayatıma sığmamıştı; ve ben bunu Tanrı'nın planladığına kesinlikle inanıyordum.. Gözlerimi kapattım ve yavaşça nefes aldım hayatıma 17 yıl sonra giren babama bakmak için cesaretimi topladım Brondan kulağıma eğilip ukalaca '' Aldırmasana güzelim nasıl olsa hepsi ölünce geçecek dert etme bu kadar'' dediğinde gülümsedim; doğru söylüyordu. En önemli olan soruyu tam şu anda ona sormalıydım daha sonrası geç olabilirdi evet sormalıydım ve gözlerimi açtım yağmur atıştırırken Brondan'dan geri çekildim yerden pantolonumu üzerime geçirip içeri koşar adım giderken arkamdan seslenmesine aldırmadım yabancı adam olan babamın... Nerdesin neden gelmedin bile diyememiştim sağlam olmayan kalbime fazlaydı bunlar ve Brondan haklıydı, hurda kalbimin zamansız aidiyetleri kaldırmaya gücü yetmezdi.
Hızla içeri girip koşar adım odama çıktım kendimi banyoya suyun altına attım küvete çökerken gözlerimden çocukluğuma dair anılarım geçiyordu. Tacize uğramalarım, dayak yemelerim, aç kalmalarım, tuvaleti temizlemelerim... Eziyetlerimi sadece ben ve o geceleri gelen meleğim biliyordu bir tek.. O benim koruyucu meleğimdi ne zaman o gelse ertesi gün bana zarar verenler mutlaka artık benim olduğum yerde olmazlardı.. Ama o gelene kadar her gece yastığımı gözyaşımla ıslatırdım.. Ve bunların hepsi annemle babamın zevk uğruna yaptıkları bebeğe katlanamamalarının sonucuydu.. Kalbim sıkışırken nefes almaya çalıştım göğsümün üstünde sanki 100 kiloluk yük taşıyormuşum gibi ağırlık oluşmuştu.. Nefes alamıyordum gözlerimi kapattım inledim ama sesim çıkmıyordu boğuk boğuk öksürüklerin arasında suyu kapatmaya çalıştım kalbim son direnişlerini verirken ben gözlerimi hayatımda ilk kez sahip olduğumun odamın banyosunda, sevdiğim adamın evinde kapattım..
Brondan'ın Ağzından..
Karşımda duran herifin ağzını burnunu kırmamak için kendimi sıkıyordum, aptal herif sırf kızının mirası için gelmişti. İçkici kumarbaz olan bu pislik tam olarak oyuncuydu ve rolünü çok güzel yapıyordu. Üstüne doğru yürüyüp kolundan tuttum '' Defolup gideceksin piç, gelme sebebini çok iyi biliyorum ve sen Leana'ya tekrar zarar veremeyeceksin anladın mı beni pislik herif ? '' dediğimde gözlerime bakıp pişkin pişkin sırıtttı:
'' Ona zarar vermemi istemiyorsan genç adam banka hesabıma biraz daha para yatırman gerekecek yoksa sevgili Leana onu koruyanın sen olduğunu odasına gelen meleğin senin tarafından gönderildiğini ve yıllarca benden de annesinden de uzak durmamızın sebebinin yine sen olduğunu öğrenir ha bir de kalbini ona vereceğini unutmayalım'' dediğinde üvey annem olan oruspuya lanet yağdırdım. Ama bu gerizekalı ona kalbimi vereceğimi nereden öğrenmişti yavaşça gözlerimi kapattım evde bir köstebek vardı demek...
Derince bir nefes alıp gülümsedim: '' Paran bir iki saate kadar hesabına aktarılacak şimdi güzelce içeri geçip Leana'dan özür dileyip sonrada bir işinin çıktığını söyleyerek defolup gideceksin.. Anlaştığımızı düşünüyorum karşılığında 1 milyon do- '' diyeceğim sırada Tuana bağırarak '' Bay Evansssssssss, Leana'ya bir şey oldu koşunnnnnnnnn !!! '' dediğinde aklımı kaybettiğimi zannettim. Eve doğru koştum yukarı hızlıca Leana'nın odasına girdiğimde yerlerin su içinde kaldığını gördüm Leana hareketsiz bir şekilde küvetin içinde öylece yatıyordu..
Koşarak onu suyun içinden çekip kucağıma aldım '' Leana uyan güzelim, Leanaaaaaaaaaaaaaaaaaaa uyannnnnnn!! '' derken aşağı doğru koşmaya başladım
'' Tuana arabanın anahtarları hemennnnnnnnnnnn! '' dediğimde Tuana anahtarları bana getirdi arabaya bindim hastaneye doğru kucağımda Leana'yla giderken elimi kalbine koydum; hayatımda en korktuğum şeyi yaşıyordum, onun kalbi ellerimdeydi ve durmuştu...
Hastaneye son hızla girdiğimde arabadan inip koşarak bağırdım; ''Kalbi durdu yardım edinnnnnnnnnnnnnn!! '' Doktorlar koşarak Leana'yı alıp sedyeye yatırdılar onun peşinden koşarken vücudum benden bağımsız hareket ediyordu. Boğazım düğümlenirken doktorun o sözlerini duydum; '' Şok cihazını getirinnnnn hemennn! ''... Gözlerimi kapattım boğazım düğümlenirken kendime küfürlerimin ardı arkasını kesemiyordum onu nasıl yalnız bırakabilmiştim.. Yere çökerken şok cihazının sesleri kulağıma dolmuştu gözlerimi kapadım.. 10 dakika geçmişti içeri girmemek için direniyordum tam 10 dakika sonra doktor dışarı çıkıp;
'' Çok üzgünüm ama hastayı kaybettik '' dediğinde yaşamayı unuttum.. Kaybettik demişti doktor tam olarak kaybettiğimizi söylemişti.. Nefes almıyordum gözlerim ateşler saçarken kalbim vücuduma fazla geliyordu.. Koşarak müdahale odasına girdim doktorlar üstünü örtmüştü bembeyaz bir örtüyle üstünü kapatmışlardı.. Doktor çıkmam için bağırsa da onu sadece duyuyordum ama hissetmiyordum.. Odanın kapısını kilitledim.. Gidemezdi.. Daha çok erkendi ben ona kalbimi hazırlıyordum ve ben geç kalmıştım.. Üstünde ki örtüyü açtığımda dudaklarının kırmızılığına dokundum.. Gözlerim bulanıklaşırken yutkundum.. ''Leana meleğim uyanmalısın ben seni hiç bırakmadım.. Sadece beni görmeye hazır değildin güzelim hadi aç o güzel gözlerini senin gözlerinin kapalı hali benim kalbime tabut hazırlıyor...'' Yutkundum gözümden düşen damla onun dudaklarına değerken doktorlar kapıyı zorlamaya başlamıştı çok fazla vaktim yoktu anlaşılan..
Şok cihazını alıp tekrar denemeye başladım, yaklaşık 10 dakika yaptım ama dönmüyordu '' Uyannnnnnnnnnnnn Leanaaaaaaaaaaa uyan, çocukluğum senin üzerine kurduğum hayallerle dolu uyannnnnnnnnnnnnnnnnnnn!! '' diye bağırdığımda göğsünün üstünü yumruklamaya başlamıştım.. '' Yaşaman gereken o kadar şey var ki aptalllllll böyle kolay ölemezsin sevilmeyi doyasıya yaşamadan şu lanet hayatı terkedemezsin uyannnnnnnnn!! Sen öyle güzel bir anne olacaksın ki meleğim lütfen uyannnnn !! ''
Sözlerimi tamamlayamadan vücudum sadece bir çuval gibi yere yığılmıştı gözlerim kapanırken onun uyanmama ihtimaliyle ölümümün fermanını imzalıyordum... Aldırmasana demiştim ona, nasıl olsa öleceksin dert etme demiştim tam olarak o değil şuan yaşamla ilişiği olan ben can damarı diye adlandırdığım noktadan yavaş yavaş onsuzluğa doğru kopuyordum ve gözlerim kapanırken fısıldadım;
