ÖNCEKİ BÖLÜMDEN
Okula gittik. Tüm gün Sevim' i yanımda kantine, bahçeye, labaratuar odasındaki böceklere sürükleyip durdum. Hiçbir şeydende mi şikayet etmez bu kız? Neyseki hayatımın salağı ayağıma kadar gelen yan komşumdu :D. Şimdi de onu atlatıp telefonumdan bir kaç şeye bakmalıydım. Onu bu işlere fazla bulaştırmak istemiyordum. Zaten fazla düşünemiyor. Gider beni ispikler falan allah korusun.
YENİ BÖLÜM ( ANLAŞMA )
Sevim beni evime bıraktı. Evde yine kimsecikler yoktu. Neyse ki annem yeni işine başlamıştı. Sabah saat 5 'te evden çıkıyor. Öğlen 12' de çıkıyordu. Ama oradanda babamın şirketine gidiyordu ve babamı almadan gelmiyordu. Anlaşılan hanımefendi şirketteki işleri bahane ederek babamın sekreteriyle arasında bir şey olup olmadığını kontrol ediyordu. Aman be! Ne halt ederlerse etsinler hiçbiri zerre kadar umrumda değil. Hepsini bir kaşık suda boğabilecek derecedeyim. :) Bir insan nasıl bir kaşık suda boğulur ki? :) Neyse canım bende icabına bakarım. İllaki bir kaşık su olmak zorunda değil. Daha önce bizzat ellerimle de hallettiğim işler var.
En iyisi hazır ev boşken yine televizyondan o güzel videoları izeleyeyim.
Tamamdır! Şimdi başlıyoruz. Off amma da uykum geldi. Neyse ya sanırım biraz uyuyacağım.
Kanapeye uzandım. Hırkama iyice sarıldım. Hemen dalmıştım.
Gözlerimi açtım. Heyy! Neler oluyor ? Bu kedi ben onun gözlerini oyup öldürmemiş miydim? Bana mı yaklaşıyor o ? '' Heyy... Dostum neler oluyor böyle? Boncuk' tu değil mi? Evet, evet. Sana bu ismi koymuştum.'' Sanırım bana saldıracak. ''Hayır!! Üzgünüm. Sana böyle bir şeyi nasıl yaptığımı anlayamıyorum. Neden yaptığımı da. '' Gelmeeeeee! '' Bana saldıracağını sanmıştım. '' Tatlı şey ne yaptığını sanıyorsun ?'' Tatlı şey mi? Bunu ona ben mi söylemiştim? Neler oluyor böyle? Tamam çok tatlı. Neler yapıyor böyle? '' Yuvarlan! '' Sanki eğitilmiş gibi yapıyor. Onu kucaklıyorum şimdi de. '' Ahhh! Gözlerim. '' Gözlerimi oymaya başlamıştı... Tıpkı benim ona yaptığım gibi ama daha acımasızca.
''Gözlerimmm!! '' Rüyaymış. Gözlerim dolmaya başlamıştı. Hayır ben ağlayamam. Bunu yapamam. Bana göre şeyler değil bunlar. Hemen odama fırladım. Telefonumu aldım. Kulaklıklarımı aldım. Kendimi nasıl dışarı attığımı bile bilmiyordum. Kulaklığım takılıydı ama hiçbir şey dinlemiyordum. Oraya gittim. O kedinin canını aldığım yere.
Aynı sahne gözümün önüne geldi. Onu öldürüyordum. Gözlerine bastırıyodum. Ama bu sefer çevredeki herkes bana bakıp. Suratıma tükürüyor, küfür ediyor, çoğusu iğneleyici gözlerle bakıyordu. Telefonumu elime aldım. Rasgele bir şarkı açtım ve koşmaya başladım. ( ŞARKIYI AÇIN ) Halen herkes bana bakıyordu. Onların küfürlerini duymamak için iyice şarkının sesini açtım. Kulaklıkları iyice kulağıma bastım. Kimse bakmaktan vazgeçmiyordu. Onlara aldırmamaya, çevremdeki insanlara bakmamaya başlamıştım. Bir anda herkes kayboldu. Nasıl olur böyle bir şey ya! Biraz önce burada bir sürü insan vardı. Kolumdan birisi tuttu ve beni kendine çekti. ''Neden sokağın ortasında bağırıyorsun ve neden bu haldesin'' Babamdı bu kişi. Sarılıp ağlamaya başladım. Daha sonra söylenmeye devam etti. Deli muamelesi görüyordum. Bende kulaklığımı yine taktım. Durdurduğum şarkıyı dinlemeye devam etti. Şarkıdada öyle diyordu. '' Kimseyi dinleme. Na na la la la la na na na na na '' Babam kulaklığımı çekti. ''Şimdi de şarkı mı söylüyorsun? '' Sanki yasak çıktı ülkede ya. '' Niye? '' dedim alaycı ses tonumla. Biraz önce hiçbir şey yaşamamış gibi, o rüyayı görmemiş gibi, iki canı almamış gibi davranıyordum. Bunların sebebini öğrenmem lazımdı Ama kimseye anlatamazdım ki. Zaten Sevim' in annesiyle buluşup onu ikna etmek vardı sırada.
Eve geldik. Annemlerde evdeydi. Annemin yanına gidip iyi geceler diyecektim. Normal davranmaya çalışıyordum ki benden şüphelenmesin.
Odaya girdim. Annem ağlıyordu. Arkası dönük olduğu için beni görmedi sanırım. Kendi kendine konuşuyordu. '' Keşke ona açıklayabilsem. '' Dua ettiğini anlamıştım. '' Allah'ım eğer bu onların başına gelmemiş olsaydı nasıl bir kız olurdu acaba ? Her şey benim suçum onu koruyamadım. Beni affet! Ona vicdan azabımdan dolayı yaklaşamıyorum. Görmek istemiyorum. Sesini duymak istemiyorum. Çünkü her seferinde ondan iğreniyorum. Selin bu dünyaya hiç gelmemeliydi...''
O lafları duyduktan sonra hemen odama girdim. Ne olursa olsun bundan sonra sadece onlara mecbur olduğum için burada kalmaya devam edecektim. Onlara ailemmiş gbi bakmayacaktım. Benden nefret eden bir annem olmamalıydı. Zaten artık olmayacakta. Ama en iyisi onları kullanmak. Hem zaten daha düne kadar onları öldürmek bile istemiştim. Bunu ben mi yapmak istemiştim ? Kendime inanamıyordum. Bu konuşmayı hiç duymamış gibi yapacaktım.
SELİN' İN ANNESİNİN KONUŞMA DEVAMI :
'' ... Ama belirtilerini göstermiyor. O hiç vahşileşmedi şimdilik. Onu küçükken koruyabilseydim başına bunlar gelmeyecekti. Hem kendimden hem de ailemden nefret ediyorum! ''
...
Vay be demek artık alarmın sesiyle uyandırılacağız. Diye düşündüm. Daha fazla oyalanmadan hemen kalktım. Daha Gülsüm 'le konuşmaya gidecektim. Hemen perdeyi açıp havanın nasıl olduğuna baktım. Anlaşılan dün gece kar yağmış. Ortalık buz tutmuş. Üzerime kalın bir gömlek geçirdim. İçi yünlü bir yelek mont giydim. Şapkamı, atkımı elime aldım ve mutfağa doğru koştum. Bir şeyler atıştırdım. Montumu giydim, şapkamı taktım. Atkıyı dolarken aynaya koştum ve pantalon giymeyi unuttuğumu gördüm. Daha önce böyle bir şeyi hiç yapmamıştım. Kim pijamanın üzerine gömlek giyinip, pantalon giymeden çıkar ki dişarıya? Hemen yukarıya çıktım ve pantalonumu giydim. Şimdi tamamdım sanırım. Dişlerimi fırçalama gereği bile duymamıştım zaten. Saatime baktım. Saat bile takmışım da pantalon giymemişim. Hay allah yardım ede bana. Allah akıl dağıtırken nerdeymişim yav ben ? Kendime laf soktuğumu hissedip annemin yanındaydım her halde diye düşündüm ve kıkırdadım.
Saat 7:45 olmuştu. Halen gelmedi bu kadın. Haah! Geliyor. Bu da assolist midir nedir anlamadım yahu.
''Sonunda teşrif edebildiniz assolistimiz. '' dedim ama çok serttim bunları söylerken. Çok cool hissettim bir anda.
''Belki farkındasındır canım. Buluşma saatinden erken geldim. ''
'' Ben senin nerden canın oluyorum be! '' canım atar yapmak istiyordu. Ama bunula daha fazla vakit kaybetmekte istemediğimden dolayı hemen sözüme devam ettim. '' Sevim'in senin çocuğun olmadığını bildiğimi biliyorsun. '' Hafiften yüzü yere eğilmeye başlamıştı.
'' O gün tam olarak neler duydun? '' dedi bana yüzsüz.
'' O adam sizdeydi.''
'' Kim? ''
'' Sevim'in babası. Kocan. Daha açıklama yapayım mı? Biz Sevim'le daha çok küçüktük. Oyun oynuyorduk. Ben su almak için mutfağa kalktım. Çok iyi hatırlıyorum. O gece sizde kalacaktım. Mutfağa inerken. Benim merdivende olduğumu fark etmeden konuşmaya başladı o adam. Kocan. Söze girdi. '' Ne yapacağız ?'' dedi. Sende ona '' Sahte bir doktor tutarız. Eski sevgiline gidip doğumunu yaptıran doktor deriz.'' dedin. Biraz bekleyip lafa girdi kocan. '' Sonrada doktor ona bebeğin gerçekten doğum sonrası öldüğünü söyleriz '' '' İçim acıyor.. Keşke Sevim o cadının değilde benim öz kızım olsaydı. '' dedin. Oldu mu şimdi? Al neler duyduğumu harfi harfine biliyorsun işte. ''
'' Tamam. Sen yeterki Sevim'e bunları anlatma. Anenlere hiçbir şeyden bahsetmeyeceğim.''
'' Yetmez. Sevim' e tembihle de kimseye bahsetmesin. ''
'' Tamam ''
Ohh bee bu işte tamamdır. Hemen oradan uzaklaştım. Evime gidip uykuma kaldığım yerden devam edecektim. Tabi kabuslarım beni rahat bırakırsa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALEVLER
Mystery / ThrillerTek amacı onun düşüncelerini hipnozlayan, onu vahşi bir katile dönüştüren, tüm çocukluğunu ondan çalanları bulmaktı...