Kırmızı kar

234 22 2
                                    

Silah sesiyle uyandım.Bizimkiler gene ne halt yiyor diye düşündüm.Sonra bir mermi sesi daha.Yataktan kalktım.Odamdan çıktım.Dona kaldım.Hükümet İzmir'e saldırıyordu.Mermi sesine bizimkiler de uyanmıştı.Bana baktıklarını hissediyordum,kaşlarımı çattım.

Marissa"Hazırlanın."hepsi koşarak içeri girdi.Lanet herifler,İzmir'e bunu nasıl yaparlardı?! Onu nasıl işgal etmeyi denerlerdi? Başaramayacaklardı başta Türkler,sonra da ben buna izin vermeyecektim.Odama gidip ışık hızıyla giyindim.Dışarı çıktığımda herkesin beni beklediği gördüm.

Marissa"Yürüyün."

Penelophe"Marissa bir planın var mı?"

Marissa"Önüne gelen hükümet askerini öldür."gemiden indik.Valerie ve Leafa bizimle beraber inmemişti çünkü gemiyi koruyacaklardı.Limana gelince durduk.Karlar beyaz olması gerektiği halde kırmızıydı.Bir sürü insan ölmüştü fakat çoğu hükümetin köpekleriydi.İzmir'e bulaşmamalılardı,daha da ileri gittik.Birkaç hükümet askeri küçük bir oğlan çocuğunu köşeye sıkıştırmıştı,Carlson hepsinin kafasına sıktı.Bize hamle yapmak bile düşmemişti.Çocuğun yanına gitti.Çocuk kötü yaralıydı.Elinde bir bıçak vardı.Carlson'a doğrultmuştu.

Carlson"Sakin ol,ben kötü biri değilim."oğlan bize baktı.

Carlson"Onlar da kötü değiller."çocuk bıçağı yere attı.Carlson'a bir şey uzattı.

Çocuk"Onu koru olur mu?Artık onu koruyacak kimse yok..."dedikten sonra yere düştü.Carlson çocuğa bakıyordu sonra titremeye başladı.Yanına gittim.

Marissa"Carlson.Savaşmamız-gerekiyor..."Carlson'nın kucağında bir bebek vardı.Dikkatli bakınca gördüm.Yerde sadece o çocuğun cansız bedeni yoktu.Arkasında bir adam ve bir kadın cesedi vardı.Carlson'ın kucağında bir bebek vardı.Hiçbir şeyden haberi yoktu.Öylece uyuyordu.

Carlson"Hepsini geberteceğim...geriye onlardan hiçbir şey kalmayacak!"herkes ürkmüştü.Bebeği Carlson'dan aldım.Çok sevimli bir bebekti.Birden gözlerini açtı ve bana sevimli sevimli baktı.Ben de ona aynı şekilde karşılık verdim.Sonra onu Alice verdim.

Marissa"Gemiye götür.Orada güvende olur."Alice başını salladı ve gitti.

Marissa"Kordon Pier'e gidelim.Eminim insanların çoğu oradadır."koşarak Kordon Pier'e gittik.Haklıydım.İnsanların hepsi oradaydı.

Penelophe"Gidelim."sırıttım.Türkler hükümetin canını okuyordu.Tezgahtar teyze de oklavasıyla oradaydı.Yanındaki adam da kocasıydı sanırım.Olanları izlerken dikkatim dağıldı.Hükümet askerlerinden birinin bana doğru hamle yaptığını son anda farkettim.Kılıcımı çektim ama zamanın yeterli olmayacağını ve bu yüzden yaralanacağımı bildiğimden birkaç adım geri çekildim.Sonra adamın kılıcından sıyrılıp bacağına kesik attım(kesikten kastım,kemiğin görünebilir hale gelmesi).Sendeledi,fakat üstüme gelmeye devam etti.Anlaşılan söz konusu Türkler olduğundan sağlam adam göndermişlerdi.Güçlü bir silah sesi duydum,kılıcımı yere düşürdüm ve hemen ardından kulaklarımı kapadım.

"Kusura bakma!"

Marissa"Yok hayır,böyle bir şey beklemiyordum sadece."

"Ben Elif."garip kız.Savaşın ortasında muhabbet ediyor.

Marissa"Nereden buldun onu?"silahı gösterdim.

Elif"Oklavalı teyzenin hallettiklerinden birinindi,mermisini ziyan etmemek lazım.Üstelik baya da iyi alet."bir daha silahı ateşledi.Kulağım gene kötü oldu.Kılıcımı yerden aldım.

Elif"Keşke bazuka bulsaydım!"manyak ya bu kız.Çok mu konsol oyunuyor anlamadım ki?(unuttuysanız diye söylüyorum yıl 2755)

Elif"Ben gidiyorum,dikkatli ol!"

Marissa CamelottHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin