Cat'e en fenasından ölürücü bir bakış attım. Sinirden havayı elektriklendirmiş olsam gerek otobüsteki herkesin saçları havaya kalktı. Saçlarına çok değer veren Ashley önden seslendi
"Mel! Kes şunu! Bu saçı yapmak bir saatimi aldı yaaa!"
"Tamam tamam, pardon!"
Havadaki elektriği yeniden kendime çektim. Ama sinirim hala geçmemişti ki bu daha çok elektrik üretiyorum demekti. Hemen öne koştum ve şöför Kenny'ye seslendim
"Kapıyı aç hemen! Acil durum!"
diye böğürdüm. Vücudumda çok fazla elektrik vardı ve ben her an kontrolümü kaybedip herkesi şoklayabilirdim. Açılan kapıdan dışarı fırladım ve hemen yolun kenarına koştum. Avuç içlerimi toprağa yapıştırdım resmen. 2-3 dk kadar öyle kaldım sonra elimi hemen çektim. Toprak elektrik enerjisini çektiğinden toprakla çok fazla temas halinde kalmak beni öldürebilir. Sakinleşmiş bir şekilde otobüse geri döndüm ve Cat'in yanındaki yerime geri döndüm. Az önce olanlardan kimse etkilenmemişti çünkü sinirlendiğim zaman bu sık olurdu, herkes alışıktı yanisi. Yanisi dediğime göre kesin normale döndüm. Elizabeth
"Öfkeni bu kadar çok içine atmamalısın Melody"
dedi. Jennifer da onaylarcasına başını sallayarak
"Bethy haklı Mel. Kendini fazla doldurmamalısın. Bu arada saçlarımı örer misin bu sabah vaktim olmadı da."
"Balık sırtı mı, mısır mı?"
"Modele gerek yok normal bir örgü yeter."
"Sen bilirsin."
Önünden iki tutam bırakarak parlak turuncu renkli saçlarını örmeye başladım. Bu arada Cat konuşmaya devam etti (gıcık yaa!)
"Biliyorum sabırsızlık ettim ve sizi meraklandırdım ama ne yazık ki şu anda konuşamayız çünkü burası -Elly'nin de dediği gibi- konuşmaya uygun bir ortam değil bu yüzden anlatın bakalım, kontrolünüz nasıl geçti ve neden zamanı değişti?"
Tam Jennifer cevap verecekken Walter onu susturdu ve Cat'e
"Anlatırım ama bir şartla."
dedi. Cat hemen atladı
"Neymiş o?"
"Benimle çıkar mısın?"
"Cevabım hala aynı; düşünmem gerek."
"1 haftadır cevabın aynı ama!"
"Hala düşünmem gerek demek ki!"
"Elizabeth Cat'i tercüme edebilir misin? Bu tavrından hiç bir şey anlmıyorumda!"
Elizabet bir iç çekti ve
"Kendi aranızda halledin lütfen."
ve Walter konuşmak üzere ağzını açınca ekledi
"Hayır, zihin okuyamam ve sen de bunu biliyorsun. Hem okuyabilsem bile Catreen'in bunu isteyeceğini sanmam."
Fred hemen
"Sen yapamazsın ama Mel yapabilir!"
Aman yani! Bir kızı anlmak ne kadar zor olabilir ki? Bizim ikizler cidden mal sanırım. Neyseki imdadıma Jen yetişti
"Bak Walter anlaması o kadar zor değil. Cat senden hoşlanıyor ama aynı zamanda sadece arkadaş olmaya o kadar alışık ki senle çıkma fikri ona biraz tuhaf geliyor aynı zamanda beraber olursanız ama sonra ayrılırsanız ve birbirinizin yüzüne bile bakamayak kadar ilişkiniz zedelenirse diye korkuyor."
"Bu kadar düşünecek ne var ki? Ben ondan hoşlanıyorum, o benden hoşlanıyor. Bir randevudan bir şey olmaz herhalde!"
"İsterseniz bu konuyu sonra konuşursunuz."
"Aman Mel! Sende mi?"
"Şuraya bakın!"
diyerek camdan dışarıyı işaret ettim. Dışarıda askere benzeyen birkaç kişi vardı. Aynı anda şöför Kokuşmuş Kenny
" Hay anasını!"
diye bağırıp direksiyonu tam sağa çevirdi. Herkes sola savruldu. Lola' nın çiçeği Helen cama çuçtu ve camı kırarak dışarı fırladı. Fred bağıra bağıra küfrediyordu ama Walter çok şikayetçi değildi çünkü Cat tam da onun üzerine düşmüştü. Jennifer önündeki koltuğa tutunarak kurtulmuştu ama Elizabeth o kadar şanslı değildi, doğruca benim üzerime düştü. Kenny geldiğimiz yönden gerisin geriye döndü. Ve benim hala neler olduğu konusunda bir fikrim yok. Hay amk!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deney Ürünleri
Ficción GeneralGerçekler ortaya çıkana dek kendimizi normal sanıyorduk. Herkesin bizim gibi özelliklere sahip olduğunu. Ama dış dünya çok farklı. Hiç kimsenin bir özelliği yok ve bu normal sayılıyor. Ve bu dünya farklılıklara acımasız davranıyor. Saklanmak zorunda...