"Ne bakıyorsun ha?Yüzümde bir şey mi var?!"
Daha 15'lerinde olan koyu kahverengi saçlı çelimsiz çocuk Jimin'in kaldırımın üstüne yığılmış haline iğrenerek bakarken zaten sinirli olan Jimin'i iki kat fazla sinirlendirmişti.Bu sorunun üzerine çocuğun asılan yüzü karşısında daha fazla dayanamamıştı.O henüz küçük bir çocuktu ve Jimin onu üzmek istememişti.
"Hey!Özür dilerim.Sadece biraz kötü durumdayım.Anlarsın ya."
Çelimsiz çocuk ilerleyecekken Jimin'in sesiyle arkasını döndü ve kocaman bir gülümsemeyle cevap verdi.
"Yardıma ihtiyacın var mı?"
Çocuğun sorusu Jimin'in kaşlarının şaşkınca kalkmasına sebep olmuştu.
"Ah!Evet.Beni kaldırabilir misin?"
Çocuk kafasını salladıktan sonra elini uzattı ve Jimin'in kalkmasına yardım etti.Sonra az ilerdeki banka kadar yürümesine yardım etti.Beraber soğuk banka oturdular.Jimin toparlanana kadar da oturmaya devam edeceklerdi.Girdiği ilk restoranda iş vermedikleri için kavga çıkartmıştı.Ve sonuç olarak yarık kaşı ve patlamış dudağıyla kendini sokak köşelerinde içerken bulmuştu Jimin.
"Neden bu kadar içtin ki?"
"Boşver,sadece biraz canım sıkılmıştı."
Çocuk başını yana eğerek dudaklarını büzdü.
"Tıpkı üvey ağabeyim gibisin.Canı sıkılınca kendine zarar verdikten sonra onu sarhoş bir şekilde sokaklardan topluyoruz."
"Adın ne bakalım?"
"Kim Dongsun."
Bir elini çocuğa uzatıp sıktı ve gülümsedi.
"Park Jimin."
"Memnun oldum,hyung."
Söylediği şeyle gülümsedi.Jimin'in merak ettiği bir şey vardı.Bu çocuğun bu yaşta ve bu saatte burada ne aradığı.
"Sen,burda ne arıyorsun?"
"Söylemiştim.Ağabeyim de seninle aynı halde olmalı."
"Ah evet.Onun ne sorunu var peki?"
"Sadece canı sıkılmıştı."
Diyip gülümsedi büyük olana.Sonra aklına birşey gelmiş gibi baktı.
"Şey..Onu görmüş olamazsın.Değil mi hyung?"
"Ne yazık ki görmüş olsam bile hatırlamam."
Koyu kahverengi saçlarını sıkıntıyla karıştırmıştı Dongsun.Ağabeyini gerçekten çok seviyordu ve her ortadan kayboluşunda annesiyle oturup bekleyeceğine gelip kendisi aramaya karar vermişti.Babası eski eşi ölünce kendi annesiyle evlenmişti.Üvey ağabeyi olsa bile ona çok bağlıydı.Ağabeyinin onun hakkında düşündüğü tek şey ise şımarık veledin teki olduğuydu.Tüm servetini elinden alacak kişi.
Tekrar karşısındakinin yüzüne döndüğünde kaşı ve dudağı üzerindeki yaraları fark etti.
"Dayak falan mı yedin?"
Jimin Dongsun'un sorusu karşısında kendini tutamayıp kocaman bir kahkaha patlatmıştı.Küçüğün saçlarını karıştırdı.
"Sen bir de onları gör."
Tabii ki bu söylediği koskoca bir yalandan ibaretti.Iri yarı iki adamın bacağına küçük ve zararsız tekmeler atmaktan ileri gidememişti Jimin.
"Neden kavga ettin hyung?"
"Uzun zamandır iş arıyorum.Paraya çok ihtiyacım var ve onlar bana iş vermedi."
Dongsun duydukları karşısında yüzünü asmıştı.Babasının işi nedeniyle hiç maddi sıkıntısı olmamıştı.Fakat şuan karşısında oturan yüzü dağılmış turuncu saçlı garip yabancıya yardım etmek istiyordu.Onu kendine bilmediği bir sebepten yakın hissediyordu.
"Yardım edebilirim hyung.Ne kadara ihtiyacın var?"
Jimin çocuğun bu masumluğuna tekrar güldü ve saçlarını karıştırdı.
"Hadi be ordan.
"Hyung,ben ciddiyim.Maddi durumum çok iyi.Sana yardımcı olabilirim."
Bu doğru olsa bile küçük bir çocuktan para alamayacak kadar gururluydu Jimin.
"Üzgünüm Dongsun-ah.Senden para alamam."
Yaşına göre yeterince akıllı olan Dongsun'un söylediği şeyle Jimin bir süre donuk bir şekilde öylece suratına baktı.Küçük olan Jimin'e reddedemeyeceği bir teklif sunmuştu.
"Hyung,sana bizim evde iş bulmama ne dersin?"
Jimin bir süre düşündü.Kabul etmekten başka seçeneği kalmamıştı.
"Seni birgün götürüp babamla tanıştırabilirim.Uşağımız çok yaşlı ve bir yardımcıya ihtiyacı var."
Jimin çocuğun kendisini bu durumdan kurtarmak için uğraştığını biliyordu.Bir yandan onu üzmek istemediği bir yandan da gerçekten bir işe ihtiyacı olduğu için kabul edecekti.
"Tamam evlat.Kabul ediyorum."
"Telefon numaranı verir misin?"
Telefonunu çıkardıktan sonra Jimin'in yüzüne bakmaya başladı.Jimin numarasını verdikten sonra Dongsun numarayı kaydedip telefonunu cebine soktu.
"Hyung,birkaç güne seni ararım.Adresi de o zaman söylerim.Şimdi gitmem gerek,çok geç oldu.Görüşürüz hyung."
"Tamam,aramanı bekleyeceğim."
Dongsun Jimin'e sevimli bir gülümseme sunduktan sonra eve yetişmek için koşmaya başladı.Jimin bir süre oturduktan sonra evine doğru yol alırken çocuğun ona neden bu kadar tanıdık geldiğini düşünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY OWNER(VMIN -SMUT-)
Fanfic-Bırak beni.Artık gitmek istiyorum,lütfen Taehyung. -Buna izin veremem Jimin.Ben senin sahibinim ve sen sahibinin her istediğini yapmak zorundasın.