Multi:Evren
Yoğun gürültü ve tanımadığıma emin olduğum bir sürü sesin arasından gelen kalın, erkeksi sesin verdiği tanıdıklıkla dudaklarımı buruşturup gözlerimi açmaya çalıştım. O kadar ağırlaşmışlardi ki bir kaç kez kırpıştırıp ellerimle yatar pozisyonda ovaladıktan sonra açıldılar.İlk gördüğüm ahşap bir tavandı; Geniş, ahşap sütunlardan oluşmuş bir tavan. Bir sürü gözün üstümdeki ağırlığını hissedebiliyordum ama bir süre hiçbirine bakmamayı yeğledim. Yattığım yerden yavaşça doğrulup sırtımı yatak başlığına dayadım.
Insanlar dışında etrafımdaki her şeyi inceledim; Ahşap, oldukça eskimiş olduğu her yerden anlaşılan evin, bir eve kıyasla çok büyük odasının içinde bu geniş, modern yatak absürt kaçıyordu. Bir köşede havada duran hiçbir giriş çıkışı belli olmayan şömine ise burda efsunlu bir hava oluşturmaya yetmişti. Bunun dışında oda bomboştu. Yatak olmasa bir toplantı salonu diyebileceğim kadar genişti.
Etrafta gezdirdiğim gözlerimi bana saf endişeyle bakan Evren'e çıkarttım. Ona baktığım gibi konuşmaya başladı."Sonunda! Uyandın." Dedi kalın, boğuk sesiyle rahatlamış bir şekilde.
"Ben" dedim sesimi bulamaya çalışarak. "Neredeyim?" Tiz sesimi düzeltmeye çalışıp boğazımı temizledim.
"Durduk yere bayıldın. Ne yapacağımı bilemedim. Toplanma alanımıza getirdim. Sana düşünce yoluyla rahat edebileceğin bir yatak ve üşümene karşı da bir şömine yerleştirdim alana." Dedi düşünceli bir şekilde bana bakıp neler olduğunu anlamak ister gibi yüzümü tarayarak.
"Ne oldu? Niye bayıldın? Ne gördün? Başka bir özel gücün müydü? En önemlisi de son anda bana çok... Tuhaf baktın. Neden?" Dedi tuhaf dediği kısımda dudaklarını büzüp kaşlarını indirirken.
Evren'in soru bombardımanıyla hafızam yenilendi, olanları anımsadım. Anımsadığım gibi hızla kalkıp dik bir şekilde oturur pozisyona geldim.
"Cadılar çok tehlikeli. Burda kalmak, seçilmiş olmak ya da özel biri falan olmak istemiyorum." Dedim gözlerimi savaşın sonuna doğru koca bir ışık huzmesiyle gelip Evren ve kalan seçilmişlerle ışınlanan adamda durdurup tam gözlerinin içine bakarak.
Birden verdiğim bu tepki karşısında hepsi bana endişe ile bakıyorlardı. Evren niye böyle birden parladığımı düşünürken. Fortest gözlerini gözlerimden ayırmadan, şefkatle baktı bana. Uzun zaman sonra, ebeveynlerimin hiç bakmadığı kadar şefkatle... İçime huzurla dolmuş, bu yabancı hissin zehrine kapılmıştım.
"Bu senin ikinci özel gücün olmalı. Evren bana ilk beliren özel gücünü anlattı. Bize neler olduğunu anlat." Fortest olduğunu gördüğüm o halisünasyon gibi şeyden anladığım bu yaşlı, narin, babacan adama istediği her şeyi anlatacağımı daha şimdiden fark etmiştim. Derin bir nefes alıp Fortest'in babacan bir tavırla salladığı başına karşılık verip anlatmaya başladım.
"Evrenle vadiye tam ayak bastığımızda vücudum yanıp sönmeye başladı. Sanki yok olacakmışım gibi hissettim. Evrenden yardım istedim. Sonra yere çömeldim ve başımı kaldırdığımda cennet gibi bir yerdeydim. Baktığımda buranının aslında yakamoz olduğunu anladım. Birden her yerin kararmasına neden olacak kadar cadı vadinin üstüne gelmişti." Bu kısmında dudaklarımı endişeyle büzdüm.
Bakışlarım çoktandır dişlerini sıkmış öfke ve kederle bana bakan Evren'e döndü. Masmavi gözlerinin göz bebekleri tamamen küçülmüş, iris tüm göze hakim olmuştu. Mavi gözlerinde ateş görür gibi oldum. Tereddüt etsem de Fortest'in devam etmem için koluma dokunmasıyla anlatmaya devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ʄօʋռɨҡʟɛʀ| Ürkek Kahraman (Düzenleniyor)
AdventureBüyük savaş yaklaşıyor... Cadılar Yakamoz Vadisini ele geçirip Dünya'yı yok etmek için hain planlar kurarken , Fovniklerin ve Dünya'nın kaderi bu küçük, korkak bir o kadar da cesur kızın elinde... Macera tutkunları bu kitaba bayılacaksıznız!