Bu olabilir miydi? "LUNAPARK" çığlık atmaya başlamıştım ki Emre elimden tuttu."Hadi premses eğlenelim!" İlk önce atlıkarıncaya bindik sonra da Emre bana doğru bakarak sırıtmaya başladı."Ne sırıtıyon be"elimi tuttu yine ama bu sefer daha sıkı "Hadi radara binelim" "Hayır hayır hayırrrrrrrrr!" Tam elini ısırcaktım ki beni kucağına aldı ve radara götürmeye başladı "Emre hayır bak bende kalp var durur falan" kahverengi gözleri yeşil gözlerime dokunmuştu.
"Korkma ben burdayım ben burdayken sana bişi olmaz" gözlerimi kapatmıştım ki biyere otutturuldum ve hareket etmeye başladık "İmdattttt!!! Emreeee!!!" "Korkma kuzu" radar yukarıya doğru hareket etmeye başladı. O sırada gözlerimi açmıştım ki tren aşağıya doğru kendini bıraktı Emre ise elimi tutmuş "geçti" diyordu. Üç tür sonunda nihayet durmuştuk. Emre beni kaldırmaya çalışıyordu ben de ağlamaya başladım sonra da gülmeye en sonunda beni kaldırdı. Ve arabaya yerleştirdi.
Arabada uyumuştum. Eve geldiğimizde beni uyandırmıştı. "Hadi premsesler uykuya" sonra beni kucakladı ve evime getirdi. Kapıyı kırarcasına açtı ve beni yumuşacık yatağıma yerleştirdi. Sonra bi battaniye alıp salonda uyudu. Sabah olmuştu pazar gününün kucağına bebek gibi bırakılmıştım. Hayatta sadece bir kere olabilecek bir şey oldu kendi kendime erken kalkıp yemek hazırlamışdım. Ve sonra salona doğru ilerledim. Emre'nin uyuduğu koltuğun başında eğildim "Emrecik kalk hadi sabah oldu." "Anne biraz daha ya" "Ne annesi be ben o kadar yaşlı miyim!" "Güneş senin burda ne işin var" "Benim evimdeyiz" "Kafam kazan gibi pardon ya unutmuşum" "Hadi gel yemek yaptım" ilk önce elini yüzünü yıkadı. Sonra da karşımdaki sandalyeye yerleşti."Güneş" "Efendim Emre" "Sen Yağız'ı seviyor musun?" "Ne anlamda Emre" "Hoşlanmak anlamıyla" "Ne asla ne alakası var sana kim söyledi" "Sakin ol kimse söylemedi ve ben cevabımı aldım" "Yanlış almışsın yok öyle bişey" çantamı aldım ve aşağıya indim. Emre ise arkamdan "Dur Güneş nereye?" "Sesini duymayacağım biyere" "Güneş özür dile-" sözünü bitiremeden taksiye atlamıştım çoktan Damla'nın yanına gidiyordum. Bıkmıştım bazılarından.
Damla'nın evinde indim. Kapıyı tıklattım bir kaç çalışta açtı. "Güneş!" "Damlam" "İçeri gel çok özledim seni baya bi süre görüşmedik" "Seni çok özledim kuzuşum" "Noldu Güneş'im gözlerin şişmiş aşkışımı kim üzdü." "Emre!" Bu sözü duyduğuna pek tepki veremedi Damla Emre'nin eski sevgilisiydi. "Neyse kuşum gel canım oturalım" yüzü düşmüştü."Kuzum iyi misin sanki bi üzüldün üzülme kuzum değmez" içeriye geçtim Damla mutfağa gidip kahve yaptı içmeye başladık. Sonra zil çaldı minik pofidikleriyle Damla kapıyı açmaya gitti ve çığlık attı. Bende kapıya yöneldim ve büyük bir şok yaşadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SahilE VurmuŞ AptaL BiR BalıK
Ficção AdolescenteSinirli bir kız nasıl kalbininin anahtarını açabilir