2- Beklenmedik olaySebebini bilmediğim bi şekilde çok huzurlu hissediyordum şuan, sanki kurtarıcım gelmiş gibi. Oysa ben bu simayi aslında tanımıyordum, sadece çok garip bi şekilde çok yakın hissediyordum..
Herşey bi an da meydana geldi aslında.. ben ona hala şaşkın şaşkın bakarken o zaten bi kaç dakika içinde elimi, ayağımı en önemlisi de ağızımı bantlardan kurtardı ve kucakladığı gibi hızlı adımlarla uzaklaştırdı beni ordan.
"Heeeeey sen kimsin?! Beni nereye götürüyorsun?! Bırak beni!! Bağırırım bak!! Bırak beniiii!!!"
O çok sakin ve umursamaz bi şekilde "Bağırıyorsun zaten, hatta biraz daha devam edersen etrafımızı yaban domuzlarıyla dolduracaksın" dedi
Ürktüm tabi ve Sustum. Bir kaç dakikalığına en azından. Sonra tabi yine kendimi tutamadım, nasıl tutabilirim, hiç tanımadığım bir adamla karanlıkta ordan oraya neredeyse yarım saattir konuşuyorduk, sonunda okadar çok vurmuştum ki beline mecbur bırakmak zorunda kaldı, ama kaçacağımı anlayınca kolumdan tutup sürüklemeye başladı
"Hala kim olduğunu söylemedin.."
"Sen de söylemedin" dedi
"Beni tanımıyorsan neden kaçırdın veya kurtardın" aklım karıştı. Şimdi ben kurtarılmışmıydım yoksa yeniden mi kaçırılmıştım. Şaşkınlıktan suratım bir sürü şekil alırken o hala hiç bir şey söylememişti ve mecburen ben devam etmek zorunda kaldım.
Canım (!) iç ses: Devam etmesen şaşardım zaten
"Ben Masal, Masal Aslan, sen de kim olduğunu söylersen belki daha kolay olur"
"Kim olduğumu öğrendiğinde napacaksın, sosyal medya hesaplarımı bulup beni mi stalklıyacaksın"
"En azından ismini öğrenirim" diye ekledim, ama aslında doğru tahmin etmişti. Stalk benim uzmanlık alanımdı ve kesinlikle yapardım.
"Rüzgar bende. Daha fazla soru sorma da adresini ver seni evine bırakayım, araba ilerde ve ailen merak etmiştir"
Canım (!) iç ses: neden tanımadığın birine adresini veriyorsun? Kabul et çok yakışıklı
He iç ses he
Adresimi verdim tabi, ama yakışıklı olduğundan değil sadece bir an önce eve gitmek istiyordum.
Tabi canım. Dikkat et de çarpılma
Sus iç ses sus"Neden kaçırıldığımı merak etmiyormusun?"
"Hayır"
"Peki neden beni kurtardığını anlatmayacakmısın?"
"Hayır"
"Peki kaçırıldığımı nerden bildiğini?"
"Hayır"
"Hayır demeyi kesermisin artık?"
"Hayır"
Sinirden kızardığıma emindim ama zorlamanın bi anlamı yoktu çünkü cevap vermeyeceği belliydi. Arabaya tam gelmişken silah sesleri duyduk, korkudan hemen arabaya binip ordan hızla uzaklaştık. İtiraf ediyorum arabayı baya iyi kullanıyordu, ama hala arkadan geliyorlardı.
"Masal kafanı indir ateş ediyorlar!"
Rüzgar okadar hızlı sürmüştü ki bi kaç dakika sonra izimizi kaybettirmiştik ve bi yerde durup soluklandık. Ben telefonunu istemiştim, Doruğu aramam gerekiyordu, çok merak etmiştir, malum beni oraya getirdiklerinde ceplerimi boşaltmışlardı ve telefonumu da almışlardı, ama tabi bunları söylememe rağmen yine almak kolay olmadı. Nasıl bi inattı bu çocuk.
"Telefonunu versene, kardeşimi aramam gerekiyor çok merak etmiştir"
"Ne malum benim numaramı almak için kendini aramayacağın"
"Ya sen ciddimisin gerçekten. Telefonumu aldılar. Dağ evinde kaldı yani. Hem banane senin numarandan da senden de. Kardeşimi aramam gerekiyor diyorum"
Tabi hiç umrundaymış gibi durmuyordu, ama ben okadar çok konuşmuştum ki sonunda başka çare yok galiba diyerek vermek zorunda kaldı. Telefonunu aldığımda Doruğun numarasını yazıp tam arayacaktım ki zaten kayıtlı olduğunu görünce ufak çaplı bi şok geçirdim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masal
Romance"16 Mart 2016" Döndün. O sensin biliyorum Hissediyorum. Hissettim. Sendin o. Bakışlarını hatırladım. Gülüşünü hatırladım. Gamzelerini hatırladım. Yanımdaydın, ama sanki kilometrelerce uzaktaydın. Çok soğuk baktın veya öyle bakmak için elinden geleni...