Toplantının ardından 3 gün geçmişti.Ortama birazda olsa alışmıştım.Burdaki herkes iyidi.Karekter bakımından.Buraya gelmeden önce acaba böyle kimselerle karşılaşmıydım.Sanmam.Odamda yatağımda uzanmış tavana bakıyordum.Elimi baş ucumda bulunan komidinin üzerindeki kulaklığa doğru götürdüm.Kulaklığı taktım ve ucunu mp3 çalara taktım.Beni dinlendirecek bir müzik açtım ve gözlerimi kapattım.Gözlerimi yeniden açtığımda ise kendimi beyaz alanda buldum.Boşlukta süzülüyordum.Etraftan garip sesler geliyordu.
''O kız gerçekten özel mi ? Hadi ama o sadece katliam getirecek.''
Kafamı sesin geldiği yere çevirdim.Kimse yoktu.
''Hadi ama onu kullanacaksınız.Öyle değil mi? Onu kullanıp ne yapacaksınız?''
Bir kez daha kafamı çevirdim sesi geldiği yöne doğru.Fakat benden başka kimse yoktu.Yavaş yavaş çıldırmaya mı başlamıştım?Sanmam deli değildim.Belkide bu yaşadıklarım beynimde hasar bırakıp halissinasyon görmemi sağlıyordur.Mantıklı.Derin bir nefes alıp verdikten sonra gözlerimi aşağıya doğru devirdim.Bir süre öylece bekledim.Başımı bu sefer yukarı kaldırdım.Gördüğüm manzara karşısında dehşete düşmüştüm.Bedeni kanlar içerisinde olan kız erkek ayırt edemediğim birisi bana gülümseyerek bakıyordu.O bakışlar ve gülümseme beni korkmuştu ve şiddetli bir şekilde bağırmaya başladım.Gözlerimi kapatıp yeniden açtığımda yatağımın yanı başında duran Kanade'yi gördüm.Şiddetli bir şekilde beni sarsıyordu.Sanırım kendime gelmem içindi bu.Oturma pozisyonuna geçtim hemen.Kulaklıklarım kulağımdan çıkarak yatağımın üstüne düştü.Ellerimi yüzüme doğru yaklaştırdığım sırada birkaç gözyaşı damlası düşmüştü bile avuçlarıma.Kanade ise edişeli bir şekilde bana bakıyordu.
''Hey Yui iyi misin?Endişeleniyorum bak''
''Ben iyiyim merak etme''
Bu cümleyi öyle bir tiz sesle söylemiştim ki Kanade daha da endişelenmeye başlayıp yüzü ciddi olmuştu.
''İyi değilsin.Yui anlat ne olduysa seni rahatlatacaksa anlat.''
''Kanade ben iyiyim artık sormana gerek yok !''
''Yeter artık senin neren iyi.Odana girdiğimde seni nerederyse kriz geçirirken gördüm.Bunun neresi iyi söyler misin bana ha söyle.Anlatmak istemediğini anlarım fakat yalan söyleme kendine ve bize''
Cümlesini bitirdikten sonra Kanade beni kucaklamaya başladı.İlk başlarda ağlamak isteyip istemediğime karar veremedim fakat bıraktım kendimi.Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.Artık dayanamıyordum.Çekip gitmek tek başıma yaşayabileceğim bir yere gidip tek başıma ölmek istiyordum.Evet istiyordum.
''Kanade ben artık dayanamıyorum.Hiç kimsenin beni bulamayacağı bir yere gitmek istiyorum.''
''Sen ne diyorsun Yui kendine gel!!''
''Ben zaten kendimdeyim Kanade! Yanımda olduğunuz sürece sadece size zararım dokunacak şimdilik birşey yok gibi gidiyor fakat eninde sonunda benim yüzümden bu gruptan birisi hayatını kayıp edecek! Ben bunu istemiyorum.Hiçbirinizin ölmesini istemiyorum''
O esnada Kanade elini kaldırdı ve yanağıma sert bir tokat attı.
''Sana kendine gel dedim''
Yüzü bu sefer daha ciddiydi.Tokatın sayesinde yavaştan kendime gelmeye başladım.Kanadenin yüzüne bakmaya başladım.
''Haruhi sana anlattı mı ? Benim içimdeki canavar kişilikten ''
''Hayır.Yui sen ne diyorsun?''
İçime derin bir hava alıp hızlıca verdim ve yatağıma yaslandım.Kolumla gözlerimi kapattım.
''Anlıyorum.Haruhi sanırsam sizin tedirgin veyatta korkmamanız için anlatmamıştır.Öyleyse anlatmaya başlıyorum.Güçlerimin yavaş yavaş uyandığını söylemiştin değil mi?Bu güçler uyanmaya başladığı andan itibaren içimdeki Aymon gücünün karanlık tarafı tarafından ele geçirilmeye başlanmıştım.Haruhi sayesinde kurtuldum diyebilirim ve bu gücün karanlık gücü yüzünden bir elektronik kullanıcısını bile öldürdüm.Acınası bir kişiyim aslında.''
''Yui ben bunu bilmiyordum.Özür dilerim.''
''Özür dilemene gerek yok.Kafamda bazen değişik sesler duyuyorum.Benimle ilgili birşey söylüyorlar fakat anlayamıyorum.Bazen delirdiğimi sanıryorum.Güçlerimi kazanmak için çabalamayı seçtim fakat bunu yapabileceğimi sanmıyorum.Gün geçtikçe bu istek azalıyor.''
Kanade benim yanıma yatmış sarılmaya başlamıştı.
''Biz senin her zaman yanında olacağız.Şunu sana söyleyebilirim ki aramızdan hiç kimse ölmeyecek''
Bu konuşmalardan sonra aradan 2 hafta geçmişti.2hafta boyunca Kanade ve Tsubasa ile dövüş çalışması yapmıştım.Son 1 hafta kaldığında ise Kanade ve Tsubasa elektro giyim giyinerek benle savaşacaklardı.Bende sadece bana verilen silahlarla kendimi koruyacaktım.
Kanade,Tsubasa ve ben üssün kolidorlarında yürüyorduk.
''Kanade 1 hafta sonra konserimiz var.Kendini heyecanlı hissediyor musun?''
''Bu nerde çıktı şimdi.Tabi ki heyecanım yok.Sen yanımda olduğun sürece heyecanlanmam Tsubasa.Hmmm görüyorum ki yüzünüz kızardı hanımefendi.''
''Ha hayır kızarmadı bile.''
Gülümseyerek onlara bakıyordum.
''İkiniz çok iyi anlaşıyorsunuz.Abla ve kız kardeş gibisiniz hehe.Bu arada konserinize gelemeyeceğim sanırım buradan çıkmam tehlikeli olur.Gelince konserden benim içinde 1 şarkı söyleyebilir misiniz?''
''Buda şimdi nerden çıktı.Bizile geliyorsun tabi ki !!''
''Seni çağırmadan olmaz Yui.Sende bizim arkadaşımızsın.''
Her ikiside bana gülümseyerek bakıyordu.
''O zaman konsere sizinle birlikte gitmek için sabırsızlanıyorum''
En sonunda savaş salonuna gelmiştik.Tsubasa bir düğmeye basarak odanın kapısını açtı.İçeriye girdiğimiz anda oda aydınlandı.Kanade ve Tsubasa yanımdan geçerek yavaşça karşıma geçtiler.
İkisi birden
''Hazır mısın Yui !! Geliyoruz ''
Gülümseyerek
''Hazırım gelin artık!''
İkiside dönüşüm sözcüklerini fısıldamaya başladılar.
''Croitzall Ronzell Gungnir zillz''
''Imyuteus Amo no Habakiri Tron''
......Devam Edecek......