İnsanlar..
Dünya'nın başına gelmiş en kötü varlıklar. Gözlerini kör etmiş egoları, açgözlülükleri, vahşi yapılarıyla çoğunun Tanrı'nın yarattığı bir mucize olarak inandığı, diğer bir kısmın ise evrimle bugünlere gelen bir canlı olduğunu düşündüğü, kendilerini en üstün ırk ilan eden yaşadıkları evleri olan bu dünyayı her geçen gün biraz daha yok eden küçük varlıklar.
Ay gibi düşünün insanları. Uzaktan baktığınızda geceyi aydınlatan ışık gibi görünür fakat bilirsiniz o ışığın arkasında hiç görmesenizde buz tutmuş bir karanlığın olduğunu. Her insanında kimseye hatta bazen kendine bile göstermediği karanlık bir tarafı vardır tıpkı ay gibi, bu karanlığın içinde ise saklı duran günahlarımız vardır. Herkeste değişkenlik gösterir bu karanlık tarafta saklı duran yedi ölümcül günah. Kiminde kibir, kiminde açgözlülük, bazılarında şehvet düşkünlüğü, bazılarında kıskançlık, kimilerinde oburluk, kimilerinde öfke, kimilerinde ise tembellik. İlk doğduğumuz andan itibaren, göz rengimizi yahut ten rengimizi seçemediğimiz gibi, yine bizim seçemediğim günahlardır bunlar. Kimileri bir tanesini taşır, kimileri birden fazlasını. Zamanla içimizdeki karanlıkla birlikte büyür bu ölümcül günahlar. Büyürler ta ki bizi ele geçirene ve bizi kontrol edene kadar. Günahlarımızı biz besleriz karanlığımızla. İnsanın ilk yaratılışından itibaren içinde olan ben mükemmelim duygusu, bu günahları kabullenmemizi engeller ve gömeriz onları bilinç altımızın en derinlerine, pandora kutusunun içine. Onu eğitmek yerine bırakırız karanlıkta vahşileşsin diye. Büyüdükçe, canavarlaşır bu günah. Büyüdükçe bizi küçültür ve tamamen eline alır ruhumuzun tüm kontrolünü.
"Vahşet, insanoğlunun yaptığı en eski şenliklerdeki neşe kaynaklarından biridir."
-Friedrich Nietzsche
**
Ocak ayının ilk haftaları. Dünya son yüzyılın en soğuk kışını yaşıyorken ülkede hayat durmuş, normalde iğne atsan yere düşmeyecek derecede dolu olan sokaklar bomboş,okullar ve çoğu iş yerleri tatil ilan edilmiş, insanlar kendilerini evlerine kapatmış, evlerinin alışverişini bile markete gitme ihtiyacı olmaması için haftalık erzak olarak yapmışlardı. Yağmur, yıldırım eşliğinde bardaktan boşalırcasına yağıyorken henüz akşam bile olmamıştı fakat havadaki bulutlar tüm ülkeyi sarmış, bir duvar misali örterek güneş ışınlarının yer yüzüne ulaşmasını engelliyordu.
Tek bir yerde hayat hala daha devam ediyordu. İnsanların 13. Bölge olarak adlandırdığı, anne ve babaların çocuklarını korkutmak için anlattığı, polislerin hükmünün sürmediği, ülkedeki tüm kirli işlerin kalbi olan bölge. Ülkedeki polisler tarafından en çok aranan kötü insanlarla dolu olan bu bölgede durmak yoktu. Hatta bu hava şartları onların yararına bile olmuştu. Boş sokaklar rahatça hareket etmelerini sağlıyordu. 13. Bölge'nin merkezinde Azrail kod adlı Aras Sarsılmaz'ın adına olan deponun içinde elleri, ayakları bir sandalyeye bağlı oturan zavallı bir adam o kadar korkuyordu ki tırnakları dahil her yeri korkudan titriyordu. Yaptığının bedelini ağır ödeyecekti biliyordu. Darağacında oturmuş celladını bekliyordu. Dindar biri değildi. Yanından bile geçmezdi ama bildiği tüm duaları etmeye başladı. Eğer buradan kurtulursa dindar biri olacağına yemin ediyordu sürekli ve işte vakit gelmişti. Demir kapı gıcırdayarak açılırken genç adam bir ihtimal daha kurtulma umuduyla oturduğu sandalyeye sıkıca bağlı olan ellerini çözmeye çalıştı fakat nafileydi. Buradan kurtulamazdı. Demir kapı sonuna kadar açıldı. Siyah botlarının çıkardığı tok ses işitildi önce kulağa. Sonrada tüm ihtişamıyla o geldi. Aras Sarsılmaz nam-ı diğer 'Azrail' tüm karizmasıyla, kendinden emin adımlarıyla, sert bakışlarıyla, patron olduğunu etrafa saçan aurasıyla içeriye girdi. Karşısındaki elleri, ayakları sıkıca bağlı olan zavallı bir canlı paçavrasına baktı. Bir önemi olmayan varlığı bir süre süzdükten sonra parmaklarını açıkta bırakan siyah deri eldivenlerinin olduğu ellerini birbirine vurdu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
13.Bölge
ActionDev surlar ardındaki günahlardan oluşan 13.Bölge'ye hepiniz hoşgeldiniz. Karanlığın delirttiği insanların yaşadığı bu bölgede yaşamak için öldürmek zorundaydınız. ♕♕♕ Ocak ayının ilk haftaları. Dünya son yüzyılın en soğuk kışını yaşıyorken ülkede h...