Sevgili okuyucularım, bayağı geç kaldım bu bölümü yüklemek için sanırım :D Ama gribe yakalandım son günlerde. 3 gündür evde ruh gibi dolaşıyorum ve haliyle yükleyemedim de yeni bölümü. Kendime azcık gelince hemen yükledim bu bölümü. Umarım beğenirsiniz :D Bu arada Multimedia'da Umut var :)
Son ders zilinin çalışı ile beraber çantasını alıp, okuldan dışarı attı kendisini Damla. Kardeşinin ona eşlik etmeyeceğini bildiğinden, onu beklemeden bir taksi çağırıp, evine gitti. Evinin bahçe kapısını açarken tanıdık yüzü fark etmesi ile donup kaldı. Karşı dairelerine daha geçen hafta taşınan komşuları Umut olamazdı değil mi? Umut'un da onu fark etmemesini umaraktan hızlıca içeri yöneldi. Dış kapıyı açarak adeta koştururcasına asansörün yanına ilerledi. Asansörün içerisine girdi ve onu arkada bıraktığını ve aynı asansörde bulunup onu görme olasılığını yok ettiğini düşünerek bir oh çekiyordu ki asansörün kapısının kapanmadan tutulduğunu gördü. O olmasın diye ne kadar içerisinden yalvarsa da kapıyı tutanın Umut olduğu aşikârdı. Asansörden içeri girişi ile etrafı hoş bir parfüm kokusu sardı. Umut, Damla'yı gördü, fakat tepki vermedi. Asansörde yüzünü dahi dönüp, selam verme nezaketinde bulunmadı Damla'ya. "Ah, Küstah şey ne olacak!" diye düşündü Damla. Daha demin adeta onu fark etmemesi için ecel teri dökmüş olan kız şimdi onun dikkatini çekmek için verem olmuşçasına öksürüyordu. Fakat Umut'da tek bir hareket olmayınca, öksürüğünü durdurdu. Asansörün durması ile on birinci kata vardığını fark ederek, asansörden çıkıp dairesine doğru ilerledi. Ayakkabılarını çıkartması ile babasının sesini duyması bir oldu.
"Damla, hoş geldin. Çabuk üzerini değiştir. Karşı komşulara ziyarete gideceğiz, yeni evleri için hayırlı olsun demek amacıyla."
Hass..Bu da nerden çıkmıştı şimdi ?Damla biraz daha onun o umursamaz tavrına katlanabileceğine inanmıyordu.Babasına gitmemek için ne kadar yalvar yakar etse de izin almayı başaramadı. Bıkkın yüz ifadesi ile üzerini giyindi. Ailesi de hazırlandığında dairesinden çıktı. Umut’un bulunduğu dairenin kapısını adının Derya olduğunu öğrendiği annesi açtı. Güler yüzlü ve sevecen biriydi, Umut’un aksine. İçeriye girdiğinde gözleri istemeden Umut'u aradı. Onu görmüştü sonunda. Yuvarlak minik masanın taburelerinden birinde oturuyor, elindeki telefonu ile ilgileniyordu. Damla ve ailesinin geldiğini fark edince kalktı, kibarca "Hoş geldiniz" diyerek gülümsedi. Damla, asansördeki kaba çocuğun nasıl şimdi bu kadar farklı olduğunu anlamayarak, şaşkın ve soran gözler ile gülümsedi. Umut, Damla'nın bakışlarını fark etmemiş veya burada anlatmanın mantıklı olmayacağını düşünerekten herhangi bir açıklama yapmadan, odasına doğru ilerledi. Damla da bir süre solanda durduktan sonra yetişkinlerin konuşmalarından sıkılarak lavaboya gideceğini bahane ederekten koridora doğru ilerledi. Lavabonun yanındaki odadan gitar sesinin geldiğini duyunca durdu. "Rolling in the Deep" şarkısını çalıyordu. Hafif aralık kapıdan fark edilmemesini umaraktan dinlemeye başladı ama Umut onu görmüş yine alaylı gülümseyişi ile sırıtmaya başlamıştı.
"Hoşuna gitti mi? İstersen gelip, daha rahat dinleyebilirsin."
"Yani ben lavaboyu bulmaya çalışıyordum aslında... Ea ama olur, evet gelebilirim."
Damla'nın konuşurken ki heyecanlı hali Umut'u daha da güldürmüştü. Damla için bir sandalye çekerek, çalmaya devam etti. Şarkıyı çalmaya ara verdiği sırada Damla muhabbet kurmaya istekli bir biçimde konuşmaya başladı:
"Aslına bakarsan ben de gitar çalıyorum yani daha doğrusu çalmaya çalışıyorum fakat Rolling in the Deep şarkısının bir türlü ritmini bulamadım."
"İstersen, sana ritmini gösterebilirim." diyerek cevap beklemeden sandalyesini Damla'nınkinin yanına çekti. Ritmin vuruşlarını önce bir kâğıda yazdı sonrasında ise gitarda gösterdi, Umut. Sıranın onun denemesine geldiğini bildirircesine elindeki gitarı Damla'ya uzattı. Damla, bir iki denemesinde de başaramayınca, Umut ritmi göstermek için elini Damla'nın elinin üzerine koyarak, ritmi atmasını sağladı. O sıradaki yakınlaşmalarından dolayı Damla'nın yanakları yine al al olmuştu. O sırada Umut'un küçük erkek kardeşinin odaya girişi ile Umut elini çekti ve sandalyesini eski yerine götürdü. Damla’nın yüzü düşmüştü. Bir şekilde Umut onun yakınında olduğunda mutlu oluyordu. Umut’un küçük kardeşi meraklı bir sesle:
"Ağabey, bu abla kiim?" diye sormuştu. Damla, onu nasıl tanıtacağını merak ederek, Umut’un yüzüne baktı ama Umut sade bir şekilde "Sınıf arkadaşım, Damla." demişti. Bu şekilde kardeşine onu tanımladığı için üzülmedi Damla, ki üzülmemeliydi zaten. Daha deminki SADECE gitarda ritmi göstermek için olan yakınlaşma için çok mu umuda kapılıyordu ne? Umut'un küçük kardeşi, Damla’ya doğru döndü ve Damla'nın düşüncelerini bölerek yine aynı meraklı tavırla sorusunu yöneltti.
"Damla abla, sen de mi gitar çalabiliyorsun?"
"Evet. “diye gülümseyerek cevap verdi, Damla. Bu meraklı afacanı çok sevmişti. Daha adını sormaya vakit bulamadan babasının seslenişini duydu, gidiyorlardı. Umut da onlarla beraber kapıya kadar geldi. "İyi ki geldiniz,bizde bekleriz" tarzı konuşma faslından sonra arkasını dönmüş dairesine girecekken daha Umut'un dairesinin kapısının kapanmadığını fark ederekten Umut'un bir şey ima etmek istercesine söylediği sözleri duydu.
"Umarım artık daha çok görüşürüz, Damla."
Ne demek istediğini anlamayarak, duymamışçasına arkasını dönmeden dairesine girdi, Damla. Umut'un davranışlarının bu denli değişmesini anlamlandıramamıştı. Ama artık Mira, Umut açısından ona bir tehdit olmayacaktı, ya da sadece o öyle sanıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Kız
Teen FictionOkulunda yaşadığı kıskançlıklar,sahte dostluklar,başa çıkması gerekilen bir kardeş..ve onca sorunun dışında yeni gelen bir kız. Ardı ardına gelen problemlerle karşılaşan Damla, tüm bu karmaşıklığın içerisinde aşık olursa..