Ayşeye dair

155 34 38
                                    

      Vaktin birinde kalbi kalabaliklar içinde kalmış ama kalabalıklar kalbine derman olamamış bir  genç kız yaşarmis. Insaat ustası bir babanin ve ev hanımı olan bir annenin üç çocuğundan ortancasiymis. Kıt ama zor kanaat geçinen bu ailede küçük kardeşini saymazsak okuyan tek kızdı.
    Derslerinde başarılı olan Ayşe okumayı cok seviyormus. Karşı apartman sakinlerinin attigi gazeteleri çöpten alıp okuduğunu duymuştum. Zaten bu heves ve gayretlerinin çabasını okul birincisi olarak almıştı ama bu başarının ona yetmeyecegi belliydi o okuyup ailesine ve çevresine faydali olmak istiyordu. Çünkü zorluğun neredeyse her türlüsünu görmüştü; Yanında beş aylık kardeşi mi yanmadi? Gecelerce aç mı kalmadi. Sabahlari ayakları mı donmadı. Ama babannesinden öğrendiği iman, sabır ve tefekkür ona öyle bir direnç ve enerji veriyordu ki her düşmesinde bir şekilde yeniden ayağa kalkıyordu.
 
  Lise son sınıfta olan genc ayşe zekasi kadar guzelligiylede dikkat çekiyordu.  O up uzun sarı saçları. Sarı saclarina nazar boncuğu olan mavi gozleri. Ok gibi kirpik ve ovaya uzanmış nehir gibi ihtişamlı kizdiginda korkutan Güldü ünde masum bir kediyi andıran incecik kaşlarıyla zarif bir kız; Ayşe.  Boyluda bir kızdı tıpkı anneannesi gibi. Lisedeki çoğu erkeğin kalbini çaldığı yetmezmis gibi kızları da kıskancliktan catlatacak bir guzellikle mankenlere taş çıkartacagindan kimsenin şüphesi yoktu. Ancak bu güzellikte merhamet denilen kavramla eşsiz bir şaheseri korur gibi her türlü kem gozden    korunuyordu. Ayşe Aklı başında bir kızdı. Ona yanasmak her yiğidin harcı olmadigi gibi her yiğit de Ayşe'ye layık olmazdı.
   Fakirlik zenginlerin anlayamayacagi bir duygu olmasina karşın.Zenginlik fikirlerin hayallerini süsleyen bir düşünceydi. Yaşama umudunu her daim daha diri tutan bu düşünce idealleri olan bu kız ve onun gibi nicelerine daha merhametli ve ahlaklıbir bakış açısıyla hayaller kurdururdu.
   Iste bu olgunlukta geceleri yatağına yattığında yanı başından saç telleri süzülürken daha iyi bir gelecek için düşünür hayaller kurardı. Nice güzel hayaller.
  Ayşe'nin kendi iç dünyasında kurduğu hayaller genç ergen arkadaşları gibi savruk ve günü birlik hayaller değildi.
Bazı geceler yatmadan günlüğüne şiirler yazardı kelimeleri de kaşları gibi keskin bir kızdı.
 

Şiirlerinde aklınıza gelen ve gelmeyen her türlü konuda yazılmış. Çeşit çeşit,  ideallerle süslenerek işlenmiş, farkındalık oluşturan kimileri mânâ yüklü kelimeler. Onun yazarlığının bu denli gelişmesinde köyünde okuduğu zamanlarda sınıf öğretmeni Zeynep hanımın ona hediye ettiği hikayeler ve haftada bir her hangi bir konuda yazması için verdiği  bir kac sayfa yazma ödevleriydi. Asıl hissederek yazma işine ise liseye geçtiği sıralarda Zeynep öğretmenin ona bu çalışmalarını bir dosya halinde hediye etmesiydi.
Zeynep öğretmen Ayşe'nin köyü olan Gündüzce'ye gelmeden önce kocasıyla boşanmış. Işin üzücü tarafı kocası Zeynep öğretmeni çocuğu olmadı diye boşamış. Bu vahim olaydan sonrada Zeynep öğretmen aşk, sevgi ve evlilik konularını bir daha açmamak üzere halı altına süpürmüştü. Bu zorlu dönemi anlatmaya çalışırken bazı zamanlarda okulda aklına gelir gizli gizli ağlardı.
  Birgün ağlarken Ayşe öğretmenini gördü. O vakit öğretmeniyle arasında geçen konuşma sonrası Ayşe'nin farklı bir kız olduğunu öğretmeni anlayacaktı.
- Öğretmenin neden ağlıyorsunuz?
+ Gözüme toz kaçtı kızım.
- Size sarılabilir miyim peki?
   Zeynep öğretmen titrek bir ses tonuyla " gel yavrum gel" dedi.
- Öğretmenim peygamber efendimiz "tebessüm sadakadır" demiş.  Hem derdi veren Allah'tır,  dermanını da verir. Derdiniz her ne ise dermanı Allah'ın izniyle duadadır. Rabbim duanızı derdinize çare eylesin.
Zeynep öğretmenin az önce titreyen sesi gitmiş yerini tebessümlü bir ses tonu almıştı.  Ayşe'ye bakarak.
- Ah be kuzum. Büyümüşte küçülmüş kızım benim. Sen ne tatlı bir kızmışsın.
+ Estağfurullah öğretmenim. Dedem bana hep sabr ve dua etmeyi öğretti. Ben de her daraldığımda sabrederek ve şükrederek Rabbimi andım ve ondan istedim.
- Maşallah kızım. Allah dedenden razı olsun. zil çaldı sınıfa gidelim.
Işte Zeynep öğretmen de göz yaşlarını dindiren bu kızı yaşadıkları bu güzel olaydan sonra yazmayla ödüllendirdi.
   Lise yıllarında günlüğüne yazdığı  ilk şiir ise şuydu;
     Sevda hasrete vurgundur,
     Hasret çekene güzel.
     Derdin her türlüsünü gördün sen;
     Sabret ey deli gönül sabret!
     
     Aşk Maşukla muhabbet ederken
     Dert dermanı ararken güzel.
     Derde derman olacak yâr.
     Geleceksen Rabbimin izniyle gel!

AyşeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin