5

2K 3 0
                                    

İçim içimi yiyordu, nereye götürüyordu bu manyak beni? Allah'ım yardım et.

- Volkan?
- Efendim?
- Akşam oldu ve biz hala arabadayız?
- Gidiyoruz burdan demiştim.
- Ya nereye gidiyoruz söyle.
- ...
- Ya söylesene Allah'ın cezası. Allah seni kahretsin. Sen nerden çıktın karşıma yaa!
- Kapa çeneni!
- Korkutuyorsun beni.
- Kork zaten.

Telefonum çalmaya başladı, elimden alıp kim olduğuna baktı,

- Kerem kim?
- Arkadaşım.
- Nasıl arkadaş?
- Normal!
- Dur bide ben konuşayım!

Telefonu açıp konuşmaya başladı,

- Alo!
- Ezgi?
- Ezgi yok, ben var! Kimsin?
- Esas sen kimsin, sevgilimi ver bana!
- Hop dedik bilader, Ezgi senden ayrıldı, artık benim sevgilim. Bundan sonra arayıp rahatsız etmeyeceksin!

Telefonu kapatıp sim kartımı çıkarttı.  Ben ne yapmaya uğraştığını ağlarken, sim kartımı kırıp telefon ile birlikte camdan dışarı fırlattı.

- Napıyosun sen yaa!
- İletişimini kesiyorum.

Gözlerim dolmaya başladı, o telefon benim tek umudumdu. Kime nasıl haber verecektim?

Başka bişey demedim. Korkuyordum. Yardıma gelecek kimse yoktu.

Arabanın gösterge ekranına baktığımda gece 2 buçuğa geliyordu, bi benzinliğe girdik, arabadan indi ve kapıları kilitledi. Bende camdan dışarıyı izliyordum. Bir süre sonra elinde poşetler ile geri geldi.

- Yiyecek bişeyler aldım, karnın acıkmıştır.

Başımla onayladım.

- Bu poşette yiyecekler var, bunda da ihtiyacının olabileceğini düşündüğüm şeyler var.

Yeniden başımla onayladım. O da dışarı yeniden çıktı.

Neler aldığına bakarken geri geldi şoför koltuğuna oturdu.

- Uykun gelmedi mi senin? Gözünü hiç kırpmadın?
- Yok.
- Gözlerin öyle demiyor ama.

Bişey demedim çünkü haklıydı gözlerimi zor açıyordum.

Bişeyler araştırdık ve yola devam ettik. Gece 3 buçuğa doğru iyice gözerim kapanmaya başladı. Ona baktığımda uyku namına bişey görmedim yüzünde. Yola konsantre olmuştu. Sesi kısık bir müzik ile yol alıyorduk.

Ailem ne kadar da merak etmiştir? Belki de aramaya başlamışlardır. İnşallah bulurlar ya. Korkuyorum ben bunun yanında!

- Volkan arka koltuğa geçebilir miyim?
- Uykun mu geldi?
- Hmhm.
- Tamam.

Arabayı yavaşlattı. Arabadan iner inmez hızlıca yanıma geldi, kapımı açtı,

- Hadi in bakalım.

Arabadan indim ve arka koltuğa geçtim, bu saatte bu kadar sıkması beni normal değil, gecenin 3 ünde nereye kaçabilirim ki, nerde olduğumuzu bile bilmiyordum.

Arka koltuğa oturup başımı cam a yasladım, uyuyakalmışım.

Sabah uyandığımda, Volkan'ın dizlerinde yatıyordum. Bu nasıl oldu bilmiyorum ve hiç hatırlamıyorum.

O da uyuyordu, kımıldamadan onu seyrettim. Pis lanet çok tatlı uyuyordu. Saçları yüzüne düşmüştü. Çok sevimli olmuştu. Gözlerimi yeniden kapattım.

Uyandığımda hava kararmaya yakındı, ve yolda süratle gidiyorduk, arka koltukta başımın altına yastık, üzerimde yorgan bir güzel yatıyordum. Arabanın koltukları çok rahattı. Başımı çevirdim ve yola baktım. Etrafta tabelalar vardı ve onların anlamlarını anlayamadığımı fark ettim? Basbaya okuyamıyordum? O an çıldıracak gibi oldum, heryer çok farklıydı, nerseydik biz?

- Volkan?
- Efendim?
- Burası neresi?
- Almanya.
- Nasıl ya?
- 2 gündür aralıksız uyuyorsun biliyor muydun?
- Nasıl?
- Basbaya.
- Ya biz buraya nasıl geldiiik!
- Kurcalama orasını. Kahvaltı et hadi, açsındır. 2 gündür bişey yemedin.
- Canım istemiyor.
- Yiyor musun? Arka koltuğa gelip ben mi zorla yedireyim!

Bişey demedim. Yiyecek poşetini bana uzattı, aldım ve bişeyler yedim. Aynadan sürekli bana bakıyordu.

Bi kaç saat sonra konuştum,

- Artık bu arabadan inmek istiyorum, çok sıkıldım.
- Az kaldı merak etme.
- Ne kadar?
- Az!

Başımı salladım. Zaten bana bakıyordu, gördü.

Camdan dışarıyı izlemeye başladım. Değişik binalar vardı, yeşillik boldu.

- Hangi şehir burası?
- Düsseldorf.
- Hiç duymadım. Biz burda mı kalıcaz?
- Hayır.
- Nerde?
- Düsseldorf'un bir köyünde?
- Köy müüü!
- Köy dediğime bakma, gidince göreceksin.
- ...

Abi çocuk bildiğin beni yurt dışına kaçırdı yaa. Kimseye söz de anlatamıycam. Offf napçam bennnn.

Sex DoruktaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin