4- Puslu Diyarların Atlı Prensi Misin?

1K 138 33
                                    

Tatlı chili soslu enfes tavuk ve lapa pilav yerken ağlayan tek insan değildim muhtemelen, en azından öyle umuyordum. Aptallığıma yanıyor ve içimdeki yalnızlık ile savaşıyordum.

Annemin özenerek döşediği öğrenci evimizdeki en güzel şeylerden biri, inci beyazı porselen tabak takımıydı muhtemelen. Ve o tabaklardaki, chili sosunun kırmızı rengine karışan içi beyaz lezzetli tavuğa her bıçak batırışımda, adeta tavuk benmişim de beni parçalıyorlarmış gibi hissediyordum.

Şimdilerde 26'sının başlarında olan çocuk, belli ki oldukça değişmişti. Nitekim gözlerime bakmadan tuzu isterken bile, eli elime değmesin diye tuzluğun ucundan tutuyor, düşürdüğünde ise alıp almadığımı gözlüyor ve şayet elim o yönde değilse uzanıyordu.

Takdire şayandı doğrusu.

Yine de içimde bir yerler, acı biberi çok kaçırmışım da tuvaletimi yaparken terler döküyormuşum gibi acıyordu.

Demek istediğim, ölüm gibi değildi ama yakıyordu işte kor gibi.

Onu neden sevdiğimi yıllar sonra fark etmiştim. Evet, zamanında oldukça sorumsuz ve biraz da kibirli biri olabilirdi, fakat buna karşın, insanlara güzel değer verirdi. Ve en önemlisi, lise yıllarının modası, siyah ve asi giyinimine nazaran, gülüşü aşırı içtendi. Sadece gülüşüne bakarken bile kendinizi pembe rüyalar alemine girmiş gibi hissedebilirdiniz.

Muhtemelen, ondan vazgeçememe sebebim, her şeye rağmen beni sevişiydi.

Sehun, kötü şaka anlayışı, insanları ezme isteği ve boyundan büyük kibri ile can yakabilirdi. Fakat buna rağmen kimi zaman gelirdi ki, ettiği tek bir kelime gediğine oturur ve sizi gezegenin en mutlu insanı yapabilirdi.

Çalmayı bilmediği gitarı uğruma tıngırdatıp, şaşırtıcı olsa da gerçekten güzel bir melodi ortaya çıkarması değerli hissettirirdi. Peltek sesi ile şarkı söylemede gerçekten kötü olsa da benim için çabalayıp bir iki güzel söz söylemesi bile yeterdi.

Oh Sehun, her şeye rağmen çok güzeldi.

Ancak gel gelelim, 14 yaşında reşit bile olmayan bir çocukla cinsel ilişki yaşaması bir yana dursun, onu hiç uygun olmayan yerlere götürmek gibi aptallıklar yaptığı da oluyordu.

Ayrıldığımızda, acı çekmiştim ve halen daha çekiyordum. Fakat kendimi bulmuş ve gerçekte nasıl biri olduğumu keşfetmiş olmak, bir şekilde mutlu da etmiyor değildi. Büyümeme tam olarak müsaade etmeyen sevgilim hayatımdan çıktığında, gerçek anlamda yetişkinliğe adım adım ilerlemiştim.

Tavuğu hüzünlü bir şekilde yerken düşündüklerim bu yönde olsa da, ağlayışım halen devam ediyordu. Elbette sulugöz bir bebek gibi eski sevgilimin önünde ağlamıyordum. Sadece, dolu gözlerimi herkesten kaçırıyor, ağzımda yemek var da o yüzden konuşamıyorum bahanesine sığınıyordum.

Karşımda, fiziken mesafeli olsa da sohbet açısından samimi çifti izlememek için kendimi kasıyordum. Hissetmiş gibi Chanyeol dikkatimi kendi üzerine çekmek için, bir süredir dürtüp durduğum tavuk parçasını kendi yağlı elleriyle yedirmişti.

Gerçekten, henüz tanışmamıza rağmen böyle sıcak kanlı olup da onu hiç yadırgamamı sağlayan bu adam,  hayatıma girdiği için bir an olsun şanslı hissetmiştim. Şayet Baekhyun az önceki anı görüp de boş boş konuşmasaydı öyle hissetmeye devam edebilirdim...

"Luhan'ın çok ama çok uzun bir süredir bekar olduğunu biliyor muydun Chanyeol?"

Chanyeol gözlerinin içine kadar ulaşan bir gülüşle kahkaha attığında istemeden ben de gülümsemiştim. "Aramızı yapmaya çalışan ikiz rolünü mü üstleniyorsun şu anda? Yoksa ikili randevulardan birini gerçekleştirmek istiyorsun da, kardeşine birini mi yamamaya çalışıyorsun, akıl erdiremedim."

Futago:: HHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin