¡Accure'un Ağzından¡
Okulun ikinci günü. Kızların bu enerjiyi nereden bulduğunu bilmiyorum. Yine erkenden kalkıp giyinmişler.
Wound esniyor.
"Nasıl bu kadar enerjiksiniz? Ben doğru dürüst göremiyorum bile!"
Lara bilmiş bir şekilde saçını savuruyor.
"Buna heyecan deniyor Wound'cuk."
"Wound'cuk?"
"Wound'cuk."
Wound'un kaşları çatılıyor.
"Sen kaşındın prenses. Kaçman için iki saniye var. Her türlü yakalarım zaten."
Lara sesli bir şekilde yutkunup odadan çıkmıştı. Wound peşine takılınca küçük bir çığlık atıp babamın arkasına saklanıyor. Babam Wound'u azarlarken Sarah koluma girmişti. Kızarıp yürümeye başlıyorum.Kahvaltı ettikten sonra arabaya binmiştik. Lara zaferinin tadını çıkartırken Sarah camdan bakıyordu. Gözleri heyecandan parlıyordu. Nasıl hissettiğini anlayamasam bile onun için mutluydum.
İlk derse giriyorduk. Sınıfa doğru giderken dünkü çocuğun aşağıya indiğini gördüm. Yüzünde emin bir bakış vardı. İlk ders vakti gelse bile onu takip ettim.
Sarah'ın sınıfının önünde durdu.
¡Sarah'ın Ağzından¡
Dün yanlışlıkla göğsüne bodosladığım çocuk gelmişti. Duvara elini koyup beni sıkıştırdı. Nefesleri yüzüme çarparken utançla konuştum.
"Bak..dün için gerçekten üzgünüm,yeni ge-" sözümü kesti.
"Onun için gelmedim."
Bu sefer şaşırmış bir şekilde konuştum.
"N-Ne için o zaman?"
"Okul çıkışı,boş musun?"
Dehşetle gözlerimi açtım.
"Y-Yani e-evet um.. b-ben..Uhm..b-boşum."
"Güzel,sınıfta bekle."
"T..tamam."
Göz kırpıp geri döndü. Arkasından bakakalmıştım. Adını bile bilmiyorum!Robotik hareketlerle sınıfa döndüm.
¡Lara'nın Ağzından¡
Öğle yemeği gelmişti. İlk olabilmek için hızla yemekhaneye koştum. Yok hayır,ne ışınlanması ya? Hiç yapar mıyım öyle şey?
"Evet hanımefendi,ne istersiniz?"
"Köfte ve patatesten alabilir miyim?"
"Tabii ki," yemeği koydu. "Buyurun. İçecek olarak ne istersiniz?"
"Tabii ki kola."
Başını salladı.
"Buyurun."Bana içeceği verdiğinde arkamı döndüm. Ah hayır! Kahretsin!
Kola tepside sallanıp düşmüştü,ve bilin ne oldu?!Bir taş varlığın üzerine kola döküldü!
Harika iş,Lara. Mükemmel! Aferin! Sakarlığa bak ya!
"AH! Aptal,önüne baksana!"
"Özür dilerim! Çok pardon! Görmemiştim! Bende mendil olacak,dur!" Hemen tepsimden ıslak mendili alıp beceriksizce birkaç tane çıkarttım. Çocuğun üzerini tutup sertçe silmeye çalıştım. Tamamen yayılmadığı için silebilmiştim ancak hala lekeliydi.
İç çektim.
"Çok çok çok özür dilerim."
"Tamam,sakin ol. Önemli değil." Başı aşağıdayken Kızıl saçlarından gözlerini göremiyordum. Başını kaldırıp baktığında açık kahverengi gözleri nefesimi kesmişti."Ben Mark,sen?" Elini uzattı.
"Lara" uzattığı elini sıkarken cevapladım.
Elini çekip kıkırdadı.
"Pekala,sonra görüşürüz." Başımı sallayıp onayladım. Arkamdan gelen ses kanımı donduracak şekilde korkutucuydu.
"O da kim?"¡Sarah'ın Ağzından¡
Okul çıkışı. Çantamı toparlayıp masama oturdum. Heyecanlı mıydım? Evet tabii ki! Nasıl bir soru bu?
"Hey." O kadar hızlı döndüm ki boynum acımıştı. İnleyip boynumu tuttum.
Bir süre güldükten sonra sordu.
"İyi misin? Bu kadar heyecanlı olmanı beklemiyordum."
Boğazını temizleyip yanıma geldi.
"Yürü hadi. Bir yere gideceğiz." Çantamı sırtıma fırlattığımda sinirle baktım. Benim çantamı Bana fırlatmak nedir ya?
Yarım bir gülümsemeyle sınıftan çıktı. Ayaklarımı vurarak takip ettim.
Uzun bir yürüyüşten sonra bir câfe'ye varmıştık. İçeri girdiğinde onu takip ettim. En köşe masaya oturduğumuzda garson bize menü vermişti. Adını bilmediğim çocuk, -Ciddi misin Sarah? 'adını bilmediğim çocuk' mu?
Adını bilmiyorum ki!-
Garsonu durdurdu.
"İki tane çikolatalı suffle."
Garson başını sallayıp ayrıldı.
"Suffle da ne?"
"Bilmiyor musun? Değişik. Yediğinde görürsün. Beğeneceğinden eminim."
Başımı salladım. Birkaç dakika sonra kendimi tutamayıp sordum.
"Adını bile bilmiyorum,en başta tanışsaydık?"
Gülüyor.
"Adım Felix. Sende Sarah'sın. Arkadaşlarından duydum."
"Oh. Pekala." Bir süre boyunca rastgele şeylerle ilgili konuştuk. Ama en önemlisi kurtları seviyor olmasıydı. Ve kaplanları tabii ki. Suffle denilen şey geldiğinde baktım. Mükemmel gözüküyordu. Ve çikolata gibi kokuyordu. Vay be,bilmiyorduk zaten.
Kapa çeneni iç ses!
'...'Kaşığı alıp keke dokundurdum. Başımı yaklaştırıp kokladığımda Felix bana garip bakışlar atıyordu. Kaşığı tepesine daldırıp yemeye başladığında onu taklit ettim. Kaşığı ağzıma götürdüğümde mükemmel bir tat almıştım. Şahane! Dudaklarımı yalayıp Felix'e döndüm. Yanındaki beyaz şeye kaşığını daldırdığında yeniden onu taklit ettim. Soğuktu,ancak harikaydı! Bir süre sonra alışıp taklit etmeden yemeye başlamıştım. Tattığım en güzel şeydi. Suffle bittiğinde hayal kırıklığı ile tabağa baktım. Güzel olan herşey hızla bitiyordu. Bana bakan Felix'e döndüğümde burnuma dokundu. Şaşkınlıkla ona baktım.
"Aynı köpek gibisin. Bu seni çok tatlı yapıyor."
Kızardım.
"Hadi kalk,hesap benden." Başımı sallayıp çantamı taktım. Parayı ödeyip yanıma geldi."Benim evim yakın,aileni ara. Onlar gelene kadar yanında dururum."
"Gerek yok. Hemen gelirler zaten."
"Olsun. Etraf iğrenç insanlar ile dolu. Seni onların yanına bırakamam. Sana her şeyi yapabilirler."
O gün aklıma geldiğinde korkuyla Başımı salladım. Kollarımı kendime dolayıp tırnaklarımı üzerime geçirdim.
"Hey,iyi misin? Korkmana gerek yok demedim mi?"
Silkinip kendime geldim.
"T-tamam.. sağol." Titreyen ellerimle telefonu çıkarttım.Kime:Babam <3
Beni alabilir misin? Konumu atıyorum.
Konumu atıp telefonu kapattım. Titrediğinde açtım.
Kimden:Babam <3
Tamam Sarah. Ancak evde bana nereye gittiğini anlatacaksın küçük hanım. Neredeysen orada dur.
Telefonu cebime atıp yere çöktüm. Aklımdan çıkmıyordu ve beni hasta ediyordu! İğrençti.. yine istemsizce titriyordum.
"Sarah? İyi misin?" Gözlerim doldu.
"Ah hadi ama! Ne oldu?!"
"Y-yok birşey. Sadece kötü anılar."
"Anlatacak mısın?" Başımı salladım. Yanıma çöktü.
Korkarak sordum.
"Sana sarılabilir miyim? Lütfen.."
Başını salladığında kollarımı ona dolayıp hıçkırıklarımı serbest bıraktım. Diğer eliyle saçımı okşadı. Titremelerim bitince kollarımı ayırdım. Gözlerimi sildiğimde korna sesiyle kendime geldim. Ayağa kalktım.
"Teşekkürler Felix. Seni üzdüysem özür dilerim. Böyle olmasını istememiştim. Yine de çok eğlenceliydi." Başını salladı.
"Önemli değil. Bende eğlendim."
Saçımı karıştırıp evine doğru yürüdü. Çantamı kapıp arabaya gittim. Wound ve Lara bağırışıyordu. Arabaya binip onları dinledim.¡Lara'nın Ağzından¡
"Bana neden onunla konuştuğunu hala söylemedin!"
Evet,O ses Wound'du. Ve öğle yemeğinden beri bununla ilgili bağırıp duruyordu. Saçlarımı karıştırıp nefesimi bıraktım."Üzerine kola döktüm Wound! Ne bekliyorsun?! Birşey demeden mi ayrılsaydım?!"
"Ama üzerini silmene gerek yoktu!"
"Kısa kes Wound. Oldu bitti işte neden uzatıyorsun? Yoksa kıskandın mı?"
Gözlerini dehşetle açtı.
"Ben mi? Kıskanmak? Hah. Yok canım."
"Kesin kıskandın~"
"Hayır! Kapa çeneni."
Güldüm. Onunla böyle eğlenmek çok eğlenceli. O nasıl cümle Lara?
Cidden, o cümle ne? Neyse. Anladınız siz işte.
Hmm hm.
Sus ya.Eve varınca akşam yemeği yedik. William odasına çekilmişti. Biz ise salonda televizyon izliyorduk. Sarah elinde mısır dolu bir kase ve içeceklerle geldi.
"Film gecesi! Sonuçta bugün cuma. Yarın okul yok."
Çarşamba günü okula başladık,harika değil mi? Herkes onayladıktan sonra Wound filmlere gitti."Ne izleyelim?"
Sarah atılıyor.
"Korku!"
"Abla! Hayır!"
Wound alayla bana baktı.
"Korktun mu,prenses?"
Ona dil çıkartıp umutla Accure'a dönüyorum.
Accure kıkırdıyor.
"Korku olsun. Wound ve Lara karşı koltuğa, biz de bu koltuğa otururuz."
Onaylayan mırıltılar.
"Ne? Ben Onunla oturmam."
Bu sefer sıra bende. Alayla konuştum.
"Ayakta izle o zaman." Bana öldürücü bakışlar atıp oturdu.
"Korkup bana sırnaştığında bunu hatırlatırım,kedicik."
Yutkundum. Korkacaktım,kesindi. Rezil olma riskini almak zorundayım.Tanrı beni korusun!
15.BÖLÜM 1043 KELİME!
Vay,baya yazmışım. Olsun! Size değer! Hem özürüm gibi düşünün.
Oy ve Yorum yapmayı unutmayın! Eleştrilerinize her zaman açığım!
Öpüldünüz! (^3^)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Experiments
Fantasy"İkiniz,benimle gelin." Lara ile korkarak takip etmeye başladık. Bu adamı tanımasak ta bizi tanıyor gibiydi. O zamanlarda İşkencemize doğru yürüdüğümüzü anlayamadık. İki kardeş ve bir adam. Korku dehşet ve keder. İki kardeş kacabilecek mi? -Şiddet...