5-Bölüm

152 14 10
                                    

Öncelikle milletimizin başı sağolsun... çok büyük bir Acı. Bir sürü Can... bu milletin evlatları.
Vodafone Arenanın hemen yanındaki Polislerimizi ve halkimizi hedef alan bu saldırıyı Lanetliyorum. Bütün annelerin ahı onlarin üzerine olsun.🔴⚪

/Mendilsatanjupiter\

Multi: Anıl

O gün...
Poyrazdan;
"Nerdeymiş ?"
Evden çıkarken bir yandan Anılla konuşuyordum.
"Abi bak fazla kavga uzamasin. Sadece dövücez bırakıcaz fazla abartmayalim."
"Tamam dedim ya nerde söyle"

"Şu boş Depo vardıya onun üstündeki kafeye geliceklermiş akşama doğru"
Telefonu kapatıp hemen arabaya bindim.

Kafenin önünde anıl beni bekliyordu.
"Poyraz bak sakin. Hem senada yanında olacakmış."
Bu iyi olmadı işte.

Içeri geçip sandalyelerden birine oturduk.

◇ ◇ ◇ ◇ ◇ ◇
◇ ◇ ◇ ◇ ◇ ◇ ◇

Saat 5e yaklaşıyordu.

Mekandan içeri giren senayı görmemle hemen Anıla yöneldim.

"Hadi anıl başla."
Anıl başıyla onaylayıp ayağa kalktı.
Ve senaların oturduğu masanın yanına gitti.

"Vay kimleri görüyoruz."
Sena anılı görünce yüzü asıldı.

"Sen o arkadaşınıda buradan çıkar şimdi rahat bıraksanıza"

Yanindaki sülük te olayı farketmiş olacak ki ağızını açtı.

"Noluyor sena?"

Sena göz devirip yanındakine cevap verdi. "Off eski bir tanıdık boşver kalkalım cenk."

Tam hareketlendiklerinde hemen ayağa kalktım

Ve bi anda kafamı adamın kafasında buldum.
Yere düşerken senadan ve kafedekilerden çığlık sesleri gelmişti.

"Sen naptığını sanıyorsun poyraz!"
Sena elimden çekiştirsede ondan kurtulup adamla kavga etmeye başladım.

"Noluyor burada?" Arkadan gelen sese döndüğümde kafama anında bir yumruk yedim.

Önüme döndüğümde yumruğun sahibinin cenk olduğunu farkettim.

Elime masalardan birindeki vazoyu alıp "son duanı et" dedim. Anlamsizca yüzüme bakarken ne olduğunu yeni anlamıştı ki.
Vazo başkasının yüzünde parçalandı.

Sena.

"SENA!" herkes çığlık çığlığaydı.
Kendimi kaybetmiştim ve senaya zarar vermiştim. Düşüncesi bile kötüyken ben bunu yapmıştım.
"Senden nefret ediyorum." Dudağından okuduğum son kelimelerdi bunlar sonrada gözlerini yumdu zaten.

"Poyraz hadi gel gidiyoruz."

Anıl beni çekiştirip arabaya bindirdi.

"Delirdin mi sen! Iyiki fazla ileri gitme dedim." Anılın şuan söyledikleri hiç umrumda değildi.

"Seni eve bırakıyorum. Başka bir çılgınlık yapma sakin."

Başımla onayladıktan sonra eve gittik.

Odaya çıkıp her zamanki gibi herşeyi yıkmaya başladım.
"Ona zarar verdim!!!"

+++
Üzerinden 30 dakika geçti ben hala deliriyordum yani oyuna göre delirmem gerekiyordu.

Telefonun çalmasıya irkildim Anıl arıyordu.

Tamda doganin geldiğini hissettim, Zamanlama  harika

"Poyraz iyi misin kardeşim?"

"Abi deliriyorum! Onun canını yaktım. Canı acıdı. Ya beni affetmesse?" Dedim oyunun bir parçası olarak. Anıl derin bir nefes alıp devam etti.

"Sakin ol. Ha buarada doğaya noldu en son lunaparkta gördüm."

"Doğa...mı?.. ben bilmiyorum."
Doğanın beni duyduğuna eminim.

Doğadan;
Duyduklarım aklımı karıştırdı.
Ne demek istemişti kime diyordu...
Ben düşüncelerime dalmışken odaya biri girdi.

"Doğa ben poyraz birşey konuşacağız."
Başımı onaylarcasina salladım.
"O'na zarar verdim."
Tabi ya. Onun için üzülüyordu.
"Nasıl? Anlamadım."
Derin bir iç çekti. Hala üzgündü.
"Nişanlısını dövmeye gittim, kavga ederken kafasında vazoyu kiracaktim ki... önüne atladı ve ona geldi."
Ağlaması bitmiyordu...

" resmen gözünün önûnde ağlıyorum. Rezillik."

"Utanılacak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı."
Bir an şaşırmış gibi baktı yüzüme

"Yaşına göre olgun gibisin. Şair filan mi olacaksın?"

"Hayır."

Cebinden sigara paketini çıkartıp bir tane dudağına yerleştirdi.
"Sende içiyor musun?"

Başımı onaylamaz bir şekilde salladım.

"Sen diğer kızlar gibi değilsin. Değişiksin doğa yani... değişik."

Bu beni mutlu etmişti. Çünkü asla diğer Sıradan kızlardan olmak istemedim.
Her saniye sevgili değiştiren.
Makyaj yapan.
Yada diğerleri gibi işte.
Sıradan olmak basitlikti benim için.

"Sağol"
Yüzüme anlamayan bir ifade ile baktı.

"Hiç bir zaman sıradan olmayı sevmedim."

Anlamış olacak ki daha birşey demeden sustu.

"Çok mu Aşıksın?"

Uzun süre düşündü.
Kendisini sorguladı.

"Belkide bir heves, Bilmiyorum."

"Nasıl anlarım?"

Aşkın tarifi neydi? Bunu bilen var mıydı? Benim için onun gülüşü gibi klişeler değil.
O bu kadar uzaktayken gülüşü için sevmemiştim poyrazı.

Mesafeler...

"Senden uzak olduğunu bildiğin halde hala yanında durmak istiyor musun?"

Başını 'evet' anlamında salladı.

"Peki o Çok uzakta olda yıllarca görmesen yine sever misin?"

Pek emin değil gibiydi.

"Sanmıyorum."

Aşk böyle birşeydi.
özlem olmalıydı ki değer bilinsin.
Ve daha çok sevilsin.
Ona olan özlemimle sevgimde artıyordu.

🔴🔴⚪⚪

INSTAGRAMDA @magazinandtumblr ve @mendilsatanjupiter i takip etmeyi unutmayin

Mesafelerce AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin