gıcık karı sınıftan çıkar çıkmaz içeri girdim sınıf hala gülüyordu pis karı hemen rezil etmişti gözlerimle sınıfı taradım ama onu göremedim'' ahmet'imi arıyorsun deli '' 2 yıldır aynı sınıfta olup da adını ezberleyemediğim kıza kafamı saladım
'' o bugün gelmedi ''
'' peki deniz ? '' dedim
'' o da yok aslında geldi ama edebiyatçı uyuyacaksan eve git diyince gitti '' mal
'' tamam '' dedim ve sınıftan çıktım biraz koridor da gezindim zaten neredeyse her on adımda biri durdurup geri mi döndün diye soruyordu artık insanlara aynı cevabı vermeye bıkınca çıkışa gittim zaten ahmet de okulda değildi grupça okulu ekmişlerdi bu yüzden nerede olabileceği hakkında bir iki fikrim vardı o yüzden hoplaya hoplaya ilerlemeye başladım okuldan çıkınca ilk başta parka gittim ama orada olmadığını görünce gezmeye devam ettim bir yandan bir şarkı mırıldanıyordum aklımda iki yer daha vardı sırayla oralara gidiyordum ilk kafeye gittim ama orada olmadıklarını görünce kendime küfrettim bu saate tek bir yerde olabilirlerdi saat daha çok erkendi hemen koşmaya başladım yolun yarısını koşup yarısını yürüyerek ilerdikten sonra son dönemeci döndüm ve karşıda ayakta sohbet eden gençleri görünce kendimi tebrik ettim ve gözlerimle etrafı taradım işte oradaydı kalbim birden kolbastı çekmeye başladı arkası dönüktü ama o olduğunu anlamıştım bir iki derin nefes aldım ama kalbim inadıma duraksız bir hızla atıyordu aramızda uzun bir mesafe vardı bir an düşündüm ne yapacaktım ne diyecektim
ne diyeceğini bilmem ama bizi bu kadar yürütüğü için cezasını çektir .iç ses aferin bana çok hoş bir fikir verdin
aramızda zaten çok uzun bir mesafe olmasına rağmen bir iki adım geriledim ve koşmaya başladım aramızda bir iki metre kala arkadaşları fark etmişti ama o arkası dönük olduğu için beni görmemişti yaklaştım yaklaştım ve kendimi sırtına attım ellerimi boynuna dolayıp ayaklarımı da sırtına dolamıştım bir kaç saniye içinde bu olanlarla kimse bir şey anlamamıştı öyle ki ahmet dengesini sağlayamayıp yere uçtu hemen kol ve ayaklarımı çekmeme rağmen maalesef bende onla beraber düştüm
birkaç saniye gözlerini kapalı tuttu ve ardından gözlerini açtı ne renk olduğunu asla anlayamadığımız gözleri sonuna kadar açılmıştı ve bir şeyleri kavramaya çalışıyor gibiydi ben ise sırıtıyordum
'' nazar ? '' sesi emin olmak istermiş gibi çıkmıştı ellerimle yerden destek alıp ayağa kalktım
'' tamda kendisi '' dedim ona yerden kalkması için elimi uzatırken elimi tutup kalktı ve hemen kollarımı boynuna doladım özlemiştim lan hayvanı bir süre bekleyip ondan ayrıldım
'' sen ''
'' evet '' diğer çocuklardan birden ses gelmesi ile irkildik
'' ahmet biz gidiyoruz sen geliyor musun ''
'' yok siz gidin '' bunu söylerken bile hala benden gözlerini ayırmıyordu onlar tamamen gözden kaybolana kadar durduk sonra bu sığıra döndüm
'' öküz hala bir tepki vermeyecek misin ? '' bunu söylememin üzerine beni öyle bir kendine çekti ki son kelimemi söyleyemeden ufak çaplı bir çığlık attım yuh bu hayvan üç ayda ne yemiş manda gibi olmuş mübarek zaten aramızda boy farkı vardı ama ne yapmışsa boyuda iyice uzamıştı öyle bir sarılmıştı ki nefesimin gittiğini fark ettim
'' biliyorum beni çok özledin zaten özlenmeyecek insan değilim ama sanırım nefes alamıyorum '' bunun üzerine kollarını gevşetip ayırdı
'' sen şimdi ''
'' evet ben geri geldim ''
'' yani artık ''
'' ay ahmet ne uzattın be diyorum ki ben.artık.sonsuza.dek.buradayım. eskideki gibi ''
'' şuna bak cüce sen iyice atarlandın '' dedi şakayla karışık sesiyle işte benim ahmet im kafamın üzerine koyduğu eline vurdum
'' sensin cüce 1.70 lik boyum 90 60 90 lık bedenim var sen kime laf söylüyorsun ''
'' egonu iyi büyütmüşsün bakıyorum da '' dedi beni kolunun altına alıp birlikte yürümeye başladığımızda
'' bizi sizler yaratınız ''
'' tamam hadi çok konuşma detayları anlat ''
-_-_-_-_-_-_-_-_-_
'' anne biiz geldook ''
'' ne bağırıyorsun be gel bana yardım et '' lahnet olsun biz neden eve geldik ki şimdi temizlik falan canım çıkacaktı ayakkabıları çıkardım ve içeri girdim ahmet te arkadan geliyordu
'' anne bak sana kimi getirdim '' rafları silen annem bezi bırakıp arkasına döndü ve bana tip tip baktı ardından ahmeti görünce hemen bezi bir tarafa bırakıp yanına gitti kadına bak
'' oy olum sen mi geldin ''
'' asıl benim bunu size demem lazım Kevser anne bilsem gelir yardım ederdim ''
'' yok olum yok bak şu işe yaramaz bu kız hali ile anasını bırakıp gitti sen ne yapacaksın ''
''ya konu ne ara bana geldi '' annem bana nurella bakışı attıp elini kış kış dermişcesine ileri geri saladı
'' hadi sen sus da git patlıcan al '' kaderime razı gelip boynum bükük sezercikimsi bir şekilde manavın yolunu tuttum
'' manav amca manav amca bana bir kilo patlıcan versene manav amca '' hihihi ne hoşta kafiye yapmıştım ablanız kral
'' kız deli sen ne arıyon burada ''
'' geri döndük manav amca ''
'' ne zaman '' cebimden telefonu çıkarttım saate baktım ve ilk okul matematiğim ile zamanı hesapladım
'' 3 saat önce '' dedim patlıcanları tartan manav amcaya poşetti alıp parayı verdim ve elmaların olduğu yerdeki kırmızı elmayı gözüme kestirip onuda alıp gittim evimizin olduğu apartman her yere yakındı okulla uzaklığı 10 dakika manava uzaklığı 2 bakalla uzaklığı ise 5 dakikaydı evin biraz ilerisinde park vardı çocukluğumuz orada geçmişti biraz ilerisinde futbol oynadığımız boş arazi vardı hiç bir kız benimle oynamayı kabul etmeyince hep orada futbol oynardım artık ise büyüdüğümüz için halı sahada maç yapıyorduk merdivenleri üçer beşer tırmanıp açık kapıdan içeri girdim şimdi fark ettim de etraf bayağı temizdi canım anam bakın ne kadarda çalışkan her yeri toplamış daha yeni öğle oldu sayılır kimin anası aynı ben aynı ben
'' geldin mi sen o patlıcanları soy benimde işim bitti sayılır '' bu işlerden kurtulamayacağımı anlayınca battı balık yan gider hesabı daha anamın dediklerini yapmaya başladım
-_-_-_-_-_-_-_-_-_-
'' anne anne ölüyorum anne vücudun harap beynim ziyan anne ''
'' kes kız bağırmayı ben seni nasıl doğurdum ya şuna bak iki dakika iş yaptı hemen yere yapıştı '' ne diyon sen anne akşam oldu akşam zaten senin yüzünden deniz'i görmeye gidemedim tüm evi temizledim ahmet biraz bana gülüp ardından gitmişti tabi iş gördü ya götü tutuştu neyse en azından evi temizlemiş işleri bitirmiştik şimdi ise mutfaktaki iki sandalyede harap bir şekilde oturuyorduk neden mi evde eşya yoktu ki amk eşyalar yarın gelecekmiş yani bu gece yerde yatıcam birdenzilin çalmasıyla irkildim annemle göz göze geldim bunun anlamı şuydu
'' kalk şu kapıyı aç '' ama kapı çok uzakta en az on adım mesafe var aman boş verip ayağa kalktım ve bir zombi edasıyla kapıyı açtım
'' kim o ? '' dedi annem ahmet'e baktım
''anne ahmet gelmiş '' ahmet içeri girip annemin yanına gitti
''kalk hazırlan Kevser anne ''
'' ne ''
'' annemle konuştum hadi sabahtandır hazırlanıyorlar sizi bekliyor ''
hehehe ve benim gibi mütüş bir insana allahın bir ödülü işte ahmetgile gitmek = Mükemmel Meryem Anne yemekleri
ŞİMDİ YENİ BÖLÜMÜ YAZMAYA BAŞLAYACAĞIM AMA BUGÜN YAYINLAR MIYIM BİLMİYORUM :)))