etrafıma baktım simsiyahtı bir sandalyede oturuyordum ki birden onu gördüm ergenliğimin kahramanı vücuduma baktım aha göbeğim yok lan benim ayva göbeğim yok olmuştu ve başladı
'' kafam attı bak yine akıl mı kalır bu yerde'' ismail yk
'' biri güzel bebekler burada o dudaklar bal yanaklar gir de bir bak daha neleri var '' birden ayağa kalktım ve bir iki cıbıldak kız ile oynamaya başladım
'' bu kız bana yaşımı sordu 21 dedim yerin yurdun nere dedi bekarım dedim tam bana göresin dedi nasılda sevindim pat rüyadan uyandım kendime geldim ''
birden kafama bir ağrı girdi ve kafan 90 derece yana savruldu tam tekrar oynamaya başlamıştım ki vücuduma ayrı ayrı darbeler gelmeye başladı ardında görüntü bulanıklaştı
'' uyansana lan '' ilk başta bir gözümü açtım ve görüntünün gelmesini bekledim ardından diğerini açtım ve elinde yastık ile orama burama vuran ahmet'e baktım
''nouvo lan '' uyku sersemliği ile cümleyi tam kuramamıştım
'' sonunda uyandın hadi geç kalıcaz '' ahmet'e kıçımı dönüp tekrar uyumayı düşündüm ama uykum kaçmıştı bu yüzden yatakta dikleştim
'' nereye geç kalıcaz ''
'' okula '' ona ''gerizekalı moron git başımdan yok ol '' adlı bir bakış yolladım
'' mal ben daha okulla kayıt yaptırmadım ki bu hafta izinliyim '' dedim ve kaşlarımı hızlı hızlı yukarı aşağı indirdim hehe tüm hafta tatil yapıcam
'' sensin mal dün sen uyuduktan sonra annen müdür yardımcısıyla konuştu bugün başlıyorsun '' ve ben nakowt ( yazar nasıl yazıldığını bilmedi )
'' ama ama nasıl ama hem benim okul giysim yok ki '' bunu dememle ahmet sırıttı ve yerden bir bim poşeti çıkartıp yüzüme fırlattı neden yani neden bim poşetti why ?
'' ben şimdi kahvaltıya gidiyorum sen de yetişe bilirsen gelirsin '' dedi
'' lan neden daha erken uyandırmadın '' cevap vermeden odadan çıktı pislik hemen ayağa kalkıp sırt çantamdan tek kullanımlık diş fırçalarından birini alıp banyoya koştum ve halıya takılıp yere yapıştım ayağa kalktım tekrar ve hemen banyoya gidip dişlerimi fırçalayıp diğer işlerimi hallettim ardından koşup bim poşetindeki siyah okul pantolonunun ırzına girerek üstüme geçirdim ve gömleği es geçip beyaz yarım kollu lacosu giydim onun üstüne de dün evden çıkarken giydiğim uzun hırkayı aldım ve merdivenlerden inerken üzerime geçirdim ve mutfak kapısını ayağımla açarak içeri girdim ama görmek istediğim manzara bu değildi yemek yemeyi bırakın daha yeni yemekleri yapıyorlardı Meryem anne , annem ve ahmet kapıyı açarken çıkardığım gürültü yüzünden bana bakıyordu vay piç beni kandırmış
'' kız bu halin ne '' ne var ln halimde
'' ne var ki halimde '' ahmet elini yumruk yapmış ağzının altına koymuş gülmemeye çalışıyordu
'' bir de ne var halimde diyor kutsal kitabı yırtıp çarpılmış maymuna benziyorsun pasaklı git saçlarını tara '' salondaki aynaya gidip bir baktım ve çığlık atmamak için zor kendimi tutum aman yarabbi samara benim yanımda bok yemiş fakat saçlarımı taramaya üşendiğim için ellerimle saçlarımı düzeltip yukarıdan bağladım saçlarım uzundu ve çok çabuk didik oluyordu bu yüzden direk bağladım saçlarımı oldu olası hiç açık bırakmayı sevmezdim zaten bana kalsa sıfıra vurup satardım hatta bir sefer ciddi ciddi yapacaktım ama annem terlikle kıymetlimi vura vura morartmıştı az para değil lan ama anamı düşününce götüm yemedi mutfağa geri gittim ve masaya oturup hızla tıkındım toplasan 5 dakika sürmemişti hemen ayağa kalktım
'' hadi ahmet kalk ''
'' daha yarım saat var '' yanına gidip sandalyesini çektim
'' biliyorum ama ilk önce Deniz'e uğrayacağız '' ahmet kendini masaya yapıştırınca ona sinirle baktım
'' ya banane ondan ''
'' hadi ahmet bebek gibi davranma '' dedim
'' nazar zaten okulda görüşürsünüz bugün gitme '' annem ahmetin kaş göz hareketleri ile konuşunca somurttum hayır bugün gidicem
'' anne ya gitmem lazım hem benim hiç eşyam yok ki okula gidip böyle boş boş ne yapıcam ondan çanta kalem defter filan alırım '' ve nazar vurdu gol oldu ahmet'te bunu anlamış olacak ki yukarıya çantasını almaya gitti o gider gitmez masadaki yarım somun ekmeğin içini boşalttım ve ne bulduysam doldurmaya başladım ne var aç bir nazar ile bir gün geçirmek hiç bir insana iyi olmazdı ekmeği Streç Filme sardım ve poşete koydum ahmet'te içinin boş olduğu her haliyle belli olan çantasını tek omzunda geldi bende bekletmeyerek koşup ayakkabımı giydim ve deniz'in evine doğru gitmeye başladım ama Ahmet her on saniyede bir oflaması yüzünden sinirim bozuluyordu bu yüzden en sevdiğim şarkılardan birini mırıldanmaya başladım
'' çantalar belimizde uzun yol önümüzde biz gideriz ormana hey ormana '' tam devamını söylemek için ağzımı açmıştım ki ahmet ızdırap dolu bir bakış attı
'' zaten yol yeterince canımı sıkıyor sende şu anaokulundan kalma şarkıları söylemeyi kes'' omuz silktim ve onu arkada bırakıp hoplaya hoplaya önden gittim yokuştan aşağı inince denizin evine varıyorduk ahmet bana yetişip kolumu tuttu canısı buradan düşmedeninemeyeceğimi bildiği için destek çıktı biraz dik yokuşu indiğimiz anda deniz 'in evinin kapısı açıldı ve deniz dışarı çıktı ben durunca ahmet te durdu
'' nazar ''
'' efendim ''
'' neden gitmiyorsun '' ona döndüm ve ellerimi yavaşça yukarı aşağı birbirine sürdüm
'' beni 3,5 ay boyunca hiç aramamanın senden nasıl intikamını almışsam ondanda alıcam '' dedim ve ahmet in itiraz etmesini beklemeden sessiz ve büyük adımlarla ilerlemeye başladım
haydi bismillah
