Ceketini Aldın Mı?

1.4K 87 48
                                    

''Eğer biri sizinle kıskançlık yüzünden kavga ediyorsa bu sizi kıskanmasından çok bencil olmasıyla ilgili bir sorundur.Ama eğer birinin bakışlarından sizi kıskandığını anlayabiliyorsanız, bu sevgisinin altına attığı bir imza gibidir.Sizi kıskanmayan biri ise en tehlikelisidir, çünkü bu bir başkasını kıskandığı anlamına gelir.''


"Jiyong nerede?"

Otele gece ancak varabildikleri için herkes odalarına gidip uyumuş ve kahvaltıdan sonra denize gitmek için sözleşmişlerdi.Normal insanlar gibi paralarının yettiği şeyi yapamıyorlardı çünkü Seungri havuz kelimesini kullanana yaklaşık on dakika kadar çemkiriyordu.

"Paris." Kahvaltıya Mina'yla birlikte inen Seungri çatalını eline alırken mırıldandı.

"Siktir-- Gece mi gitti?"

"Acil telefon zırvalıkları, her neyse umrumda değil." Seungri mırıldanıp kucağındaki Mina'ya bir şeyler yedirmeye başladığında tüm masa sessizdi.Seunghyun bile sessizdi ve bu Yejin'i şaşırtmıştı.

"Ne var biliyor musunuz?" Seungri aniden çatalı bırakıp yüzünü ovuşturdu. "Daha--- buraya daha yeni geldik ve aynı gece Paris'e gitti."

"Yeni mağazayla ilgili bir sorun çıktığına eminim--" Youngbae telefonuna uzanmak istedi ama..

"Hayır! Hyung onu arama tamam mı? Ne yapmak istiyorsa yapsın."

Youngbae sessizce elini geri çekti.

"Paris uzak mı, baba?" Mina kafasını kaldırıp Seungri'ye baktı.

"Çok uzak."

"Ne kadar uzak?"

"Biz buradaysak," Seungri baş parmağını masanın kenarına koydu, "Paris burada." diğer baş parmağını daha uzağa koyduğunda Mina ne demek istediğini anlamış gibi başıyla onayladı.Seungri başkasına sinirli olsa da Mina için her zaman bitmek bilmeyen bir sabrı oluyordu ve Seunghyun buna hep imrenmişti.Adam çok üzgün de, kızgın da olsa Mina bir şeyler sorduğunda hep cevaplıyordu.Seunghyun bazen kendine bile tahammül edemediği için bunu hep büyüleyici bulmuştu.

"Çok uzak olduğu için mi dün gece ona bağırdın?"

Oops.

Masadaki herkes ona bakmaya başladığında Seungri kıza gülümsedi.

"O bağırmamış halimdi, tatlım."

Mina kıkırdamaya başladığında Yejin'in kafası iyice karıştı.

"Peki bu sefer de kocaman bir oyuncak ev alabilir miyiz?"

Ne alakası vardı şimdi?

"Daha büyük bir şeylere ne dersin?"

"Seungri--" Daesung kafasını telefondan kaldırıp ona baktı. "Onun da haberi yokmuş, son anda ortaya çıkan bir etkinlik olduğunu söylüyor."

"Sence bu umrumda mı, hyung?" Seungri parmağıyla yüzünü işaret etti. "Bir bak.Sence umrumda mı?"

"Önemli olmasa gitmeyeceğini biliyorsun."

Seungri aniden masadan kalkınca Yejin neye uğradığını şaşırmıştı. 

"Gitmesi gerektiğini biliyorsun Seungri, erken döneceğini biliyorsun Seungri, yapmak zorunda olduğunu biliyorsun Seungri.Artık çok sıkıldım."

"Seungri--"

"Bu tatil için ne kadar heyecanlandığımı biliyorsunuz.Ve yaptığı şey ilk gecede başka bir ülkeye uçmak oldu.Ne var biliyor musunuz---Siz onu savunmaya devam edin.Afiyet olsun." Seungri Mina'yı alıp gözden kaybolduğunda Youngbae iç çekti.

That Blonde.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin