15 TEMMUZ!

#Kayseri #Beşiktaş #HALEP

Yatağınızda rahat uyuyabiliyor musunuz?
Halep’te yaşanılan insan ötesi bir vahşet varken, Beşiktaş’ta çevik kuvvetlerimiz, Kayseri’de askerlerimiz şehadet şerbeti içerken, evinizde nasıl durabiliyorsunuz?

Yurt yangınlarını unutamamışken, üzerine eklenen bunca acı yüreğime oturuyor.
Yaşamak; şehadetin yanında çok sönük kalıyor!

İstemiyorum daha fazla acıya şahit olmak! İstemiyorum çocukların katledildiği bir dünyada yaşamak!
Halep; 600 bin katledilen Müslümandan geriye kalan bir avuç müminin acıyla yardım beklediği aziz topraklar. 

Ağlayan çocuklara “Seni Türkiye’ye götüreceğiz” diye avuttukları, hastaneleri bombalandığı için canlı canlı ameliyat edilen çocuğun kuranı kerim okuyarak acılarını dindirmeye çalıştığı, ümmetin kadınlarının namusları kirletildiği, erkeklerin kurşuna dizildiği, çocukların yakıldığı yerdir Halep.

Nasıl bir vicdansızlıktır el kadar çocukları yakmak? Nasıl bir şerefsizliktir; kadının iffetini bozmak?

Peki ya cebinde 20 lirayla çarşıya inen, elinde silahı olmayan 20 yaşındaki fidanların olduğu arabayı bombalamak?

Kanım donuyor, ağlamak çare olsa dinmiyor gözümüzün yaşı.
Ellerimiz semada dua ediyoruz, elimizden gelen yalnızca bu.

Türk milleti öyle yürekli, öyle asil ki, Halep’e konvoy yapıp gidiyorlar, gidemeyenler yola tezgah kurup arabalara paketler atıp yolculuyorlar.
Polis amcası üşüyor diye ağlayan çocuklar, özel harekat olmak için can atan kadınlar delikanlılarla dolu bu ülke.

Halep’e yardım ediyoruz diye kuduran köpekler!
Arkamızda tek destekçimiz olmasa da, biz Müslümanı yalnız bırakmayız!

Allah Müslümanı, Türk ordusunu, göğsü iman nuruyla dolu bu milleti korusun!

Kanınız yerde kalmayacak şehitlerim, bu aziz millet küffarla kanının son damlası kalana kadar savaşacak!