Günümüz, Nefesin Kesilmesi

14 1 2
                                    

Başımın olması gereken yerde ayaklarım vardı. Pike üstümden kaymış ve yastığımda bacak aramdaydı. Asla yattığı gibi kalkan tiplerden olamadım. Chris bugün de bana okula kadar eşlik edecekmiydi acaba? Çok paspaldım yine ve bugün kendime biraz çekidüzen vermeye karar verdim. En sevdiğim kokularla duş aldım. Saçlarıma şekil verdim. Herzamankinden daha kıvırcık oldu ama güzeldi. Çizgili eteğimi ve kolsuz blüzümü giydim. Parfümümü sıktım ve çantamı alıp aşağıya indim. Annem gözlerini kocaman açmış baştan aşağıya beni süzüyordu.
"Bir yere mi gideceksin Emma? Hoş bir yere giderken bile bu kadar şık giyinmezsin. Bana söylemek istediğin birşey var mı? Dedi alaycı bir tavırla annem. "Sana söyleyeceğim birşey yok." Dedim kaşlarımı çatarak. Kapağı açık olan sütü kafama dikip evden çıktım. Ve işte çitlerin karşısında beni bekliyordu. Bana bakarken büyülenmiş gözüküyordu.
Ona doğru ilerlerken "Merhaba efendim bugün yine arabayla mı bırakacaksınız beni?" Dedim samimi bir gülümseme ile. Bir an konuşamadı gözleri çok farklı bakıyordu sanırım isteyince güzel birşeye benzeyebiliyormuşum.
"Bugün size şahsi arabamla eşlik edeceğim hanımefendi."
Chris'ten
Aman allahım. Aman allahım gözlerime inanamıyordum. Bir insan nasıl bu kadar güzel olabilirdi? Nasıl bu kadar naif? Şuan da belinden tutup nefessiz öpebilirdim onu. Kendine gel Chris.
"Buyrun Bayan Bennett. Koluma girin de size arabaya kadar eşlik edeyim." Gözlerimi üzerinden alamıyordum.
Emma'dan
Onun arabası mı?
"Bir araban olduğunu bilmiyordum."
Ne ara bir araba sahibi olmuştu?
"Aile yadigâri, garajda duruyordu, birgün içine binecek hanımefendiyi bekliyordu, zamanı gelmişti."
Elimi tutup arabanın kapısını açtı. İçeri girdim kapıyı kapattı ve sonra o bindi. Çok güzel araba kullanıyordu ama fazla sıkıcıydı. Hafif bir şekilde ayağımı ona doğru uzatıp bacağında gezdirdim, bu hoşuna gitmişti.
"Emma kes şunu sırası değil." Dedi kızarak. "Tanrım çok sıkıcısın Chris." Dedim gözlerimi devirerek.
"Hayır sadece hayatta olmayı seviyorum." Dedi alay edercesine. Sıkıcı bir tarih dersinden sonra öğle yemeğine çıktık. Dersler kafamı bulandırıyordu. Yemeğemi alıp bir masaya oturdum ve yemeye başladım. Kocaman kabanıyla elinde bir tabulot yemek yanıma oturmadan yanağıma vir öpücük kondurdu. Neye uğradığımı şaşırmıştım bir anda. Hoşuma gitmedi değil yani.
Karşıma oturdu ve "Böyle bir güzellik yalnız mı yiyor?" Diye sordu. Sanırım kızarmıştım evet evet kesinlikle kıpkırmızıydım.
"Okul sonrası birşeyler yapmak ister misin Em?" Diye sordu. Tabiiki isterim, nasıl istemeyeyim?
"Eh bilemiyorum olabilir." Derken ciddi kalamadım ve kahkaha attım. Kahkaham çok meşhurdur. Gülerken bir an gülmeyi bıraktım ve yüzüne dik dik bakmaya başladım. Bir kaç saniye sonra ikimizde kahkaha atmaya başladık. Yemekhanedekiler bize bakıyor ve gülüyorlardı. Garip ve anlamsız hayatıma biraz eğlence katıyordu. Yüzümü güldürüyordu. Sanırım, sanırım değil sahiden bu çocuktan hoşlanıyordum. Yemeklerimizi bitirip derse girdik.
Kafa patlatıcı bir matematik dersinden sonra sınıfımın kapısında beni bekliyordu. Ben sınıftan çıkarken elini uzattı ve bende hiç düşünmeden tuttum. Herkes bize bakıyordu, okulun yeni, gizemli, kimsenin hakkında hiçbirşey bilmediği çocuk benimle el ele tutuşuyordu, baksınlar bir zahmet. Hiç konuşmadan okuldan ayrıldık. Park yerine geldiğimizde kapımı açtı ve arabaya bindim, ardından oda bindi ve ilerlemeye başladık.
Chris arabayı sürerken bende dışarıyı izliyordum. Miami'nin en güzel sokaklarından geçiyorduk. Sanırım plaja gidiyorduk.
"Plaja mı gidiyoruz Chris?" Dedim kafamı ona doğru çevirirken.
"Sıcak ve sıkıcı bir güne heyecan katmak istedim bu nedenle evet plaja gidiyoruz." Derken otuziki dişi ile gülümsedi bana.
Sonunda plaja gelmiştik. Chris arabayı park etti ve bagaja doğru ilerledi.
"Napıyorsun Chris?" Derken bagajdan bir sepet ve kocaman bir plaj havlusu çıkardı.
"Demek planlanmış bir gün." Dedim iğneleyici bir gülüşle. Oda bana gülümsedi ve plaja doğru ilerlemeye başladık. Plaj havlusunu kuma serdik, sepeti üzerine koyduk ve bizde oturduk. Sepeti açtım ve "bu sandviçleri sen mi hazırladın?" Derken hemen bir tanesini çıkarıp kocaman ısırdım. "Imm hemde ton balıklı. Neden bana söylemedin bende birşeyler hazırlardım." Dedim ve o anda imalı bir kahkaha attı. "Sen mi birşeyler hazırlayactın? Hahaha hiç sanmıyorum. " dedi ukalaca.
Elimdeki sandviçi bırakıp "dalga mı geçiyorsun? Harika yemek yaparım." Dedim kızgın bir ifade ile.
"Biz hiç göremedik yemeklerini." Derken hala gülüyordu.
"Şimdi gösteririm ben sana." Bir avuç kum alıp kafasına fırlattım.
"Savaş mı istiyorsunuz küçük hanım?" Dedi ve kum avuçlayıp bana fırlattı. Ayağa kalktık ve kum savaşına devam ettik. Tam o sırada ayağım bir taşa takıldı ve düşerken beni tutmaya çalışan Chris'le beraber yere düştük. Chris'in üstüne düşmüştüm. Güneş gözüne çarptığı için kısık gözlerle bakıyordu bana.
"İyi misin?" Diye sordu.
"Üstüme düştüğün için şanslısın, sizde hiç bir fırsatı kaçırmıyorsunuz Emma hanım." Dedi dalga geçerek.
Koluna vurdum ve tam üstünden kalkarken tutup çekti, kalkamadım.
Kafasını kumdan kaldırıp, kulağıma doğru "senden hoşlanıyorum, bunu biliyorsun değil mi?" Diye sordu. Şaşırmıştım bir anda ağzımdan çıkanı kulağım duymadı ve "bende, bende senden hoşlanıyorum." Dedim. Tanrım kesin kızarmıştım.
Hala üzerindeydim. Chris kızardığımı görünce ellerini çekti ve kalkmama izin verdi, hemen ardımdan o da kalktı. Üzerinde ki gömleği çıkardı.
"Napıyorsun Chris?" Dedim şaşkın şaşkın.
"Plaja oturmaya gelmedik herhalde yüzeceğiz." Dedi.
"Ama benim mayom yok giremem."
"Mayoya ihtiyacın yok Emma hadi gel." Derken denize doğru ilerlemeye başladı. Kızların gözü üstündeydi onu yalnız bırakamazdım. Blüzümü ve eteğimi çıkardım ve arkasından koştum. Bir an durdum.
"Su çok güzel orada mı duracaksın Em?" Dedi suya dalmadan saniyeler önce. Hızlıca koşup suya atladım. Kulaç atarak yanına ulaştım. Su gerçekten güzeldi.
"Hadi dalıp ileriye gidelim baya ileriye." Dedi.
"Eh madem girdik gidelim bari." Dedim gözlerimi devirerek.
Daldık ve ilerliyorduk. Chris gerçekten hızlı ilerliyordu, arkasında kalmıştım. Birden ayağıma birşeyin değdiğini hissettim ve dengemi kaybettim. Su yutmaya başladım. Gözlerim kapanmaya başlamıştı birden bir el belimden tuttu ve yukarıya doğru ilerledik. Çok su yutmuştum ama kendimdeydim. Çok şanslıydık ki bir yelkenli bize doğru yaklaşıyordu. Bize yardım ettiler ve yelkenliye bindik. Nefes almakta zorlanıyordum. Chris bana kalp masajı yaptı ve kustum. Biraz daha iyiydim. Ayağıma birşey değmişti ama bir an, bir an Niklaus'u gördüm sandım. Bunun hiçbir açıklaması olamazdı. Çok korkmuştum ve dengemde aklımda kaybolmuştu.
"Gayet iyi yüzüyordun bir anda ne oldu Emma?" Dedi meraklı gözlerle bama bakarken.
"Şey sanki ayağıma birşey değdi korktum ve dengemi kaybettim." Dedim inanmasını umarak.
Korkuyordum, çok korkuyordum.
Yol boyunca hiçbirşey diyemedim tek düşünebildiğim Niklaus'un kanlı görüntüsüydü. Sonra bana yaptıkları ve boynuna çatalı saplamamdı.
Sonunda plaja gelmiştik. Chris beni kucakladı ve yelkenliden indirdi. Tam gün daha kötü olamazdı derken Niklaus'un kız kardeşi Amy, karşıdan geliyordu.
"Emma ne bu hal iyi misin?" Dedi korkulu bakışlarla Amy.
"Teşekkür ederim Amy, iyiyim. Niklaus nasıl?" Dedim aptal gibi. Tanrım bu nasıl bir ahmaklık neden Niklaus'u sormuştum ona!
"Niklaus'u neden sorduğunu anlayamadım ama teşekkürler kendisi gayet iyi, herneyse geçmiş olsun görüşürüz." Deyip gitti.
Birşey bilmediğini umarak kafamı Chris'e çevirdim ve "lütfen beni eve bırakır mısın çok, çok kötü bir gün geçirdim evime gidip uyumak istiyorum." Dedim onun kollarına kendimi salmışken.
"Tabii, tabii ki seni bırakırım." Dedi ve beni arabaya bindirip kapıyı kapattı.
"Neden Niklaus'u sordun? Onun merak ettiğin birisi olduğunu düşünmüyorum."
Cevap vermedim, yol boyunca sessiz kaldım. Sonunda eve geldik, hızlıca kapıyı açıp indim.
"Güzel bir günü mahvettiğim için özür dilerim, sürekli birşeyleri mahvediyorum, belli bir süreye kadar da olsa eğlendim. Herşey için çok teşekkür ederim." Deyip onu yanağından öptüm ve arkama bakmadan yürüdüm ve lanetli bir güne daha kapıyı kapattım.

Buna Hayat Mı Diyorsun ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin