karanlığın sırrı 2

28 2 0
                                    


Siyah deri koltuklara oturup Mısrayı izlemeye başladım. O salak herifin erkekliğini tatmin etmekten başka bir şey yapmıyor. 

-'' Bartu o tarafa artık bakmayı bırak''(sarp)

Sarp'ın sözleriyle ona yöneldim. Sadece bakmam bile yetmişti ona.

-'' tamam git herifi öldür bir şey demiyorum ne halin varsa gör.''(sarp)

EYLÜL'DEN

Film bitmiş biz sohpete başlamıştık.

-'' lanet olsun''(Kağan)

-'' noldu yine''

kesin yine egosunu tatmin edicek birşeyler söyleyecekti. biliyorum Kağan'nı tanıyorum çünkü

-'' şeker suda eriyor diye günlerdir banyo yapamıyorum''(Kağan)

demiştim değil mi ?. Saate baktığımda 9 a geldiğini gördüm. Annemi arayıp haber vermiştim diğerleride zaten pek umursamıyordu.

-'' egonu alsak geriye birşey kalmaz biliyorsun değilmi ?''

-'' kasları unutma güzelim''

-'' of Kağan. onu bunu boşver de ne yapmayı planlıyorsun tatilde.''

yerinde kıpırdanıp durdu. düşünüyormuş gibi bi hali vardı. biraz daha öyle durduktan sonra. ''buldum'' diyerek bana döndü

-'' neyi buldun''

-'' tatilde ne yapacağımı buldum. tabikide uyuyacam başka ne yapıcam.''

-'' sen hep uyuyorsun zaten salak ''

-'' kızım ben uyurken bile uykuyu özleyen bi insanım uykuya olan aşkımı daha sana nasıl anlatayım'' 

Kağan'ın dediklerine göz devirip mutfağa yöneldim. Dolabı açıp yiyecek birşeyler çıkarttım. Ekmeklikten ekmeği alıp tost makinasının içine koydum fişide takıp ısınmasını bekledim. beş dakikalık beklemeden sonra salatalık domates doğrayıp kahve yaptım. yemeğe başladım.

15 dakikanın ardından karnımı doyurmuştum. mutfağı toparlayıp oturma odasına döndüğümde Kağan'ın uyuduğunu gördüm. yukarı kattan battaniye alıp üstüne örttüm. ceketimi giyip kapıyı usulca çekip evin yolunu tuttum. rüzgarın esmesiyle titreyen bedenimi iyice cekete hapiseddim. kapşonuda kafama geçirip hızlıca adımlamaya başladım. yüzüme rüzgar gelmesin diye yere eğidim başım artık yere bakmaktan başımı döndürüyordu. 


çiseleyen yağmurla hızımı dahada arttırdım.sahille bizim evin arası epey uzaktı. titreyen ellerimle ceketin cebindeki telefonu çıkarıp saatte baktım. 11 i geçiyordu. yaklaşık bir saattir yürüdüğümü fark ettim. lise 1 de krosta olduğum için yürümek benim için zor olmuyordu. gök gürlemesiyle neredeyse bütünleşmekte olduğumuz cekete biraz daha sarıldım.

eve gelip anahtarla kapıyı açtım. ceketi kapının ordaki sandalyeye kuruması için bıraktım. terliklerimi giyip oturma odasına yöneldim. babamın sinirli haliyle olduğum yerde durdum. nefretle bakan gözlerinden neredeyse ateş çıkıcaktı.

-''nerdesin sen saat kaç oldu''

-'' ba..baba Kağan'la birlikteydik''

-'' yalanı bırak kimin altındaydın doğruyu söyle kiminle fingirdeşiyordun.''

dediklerinin şokunu atlatamadan yediğim tokatla yere yığıldım. ağzıma gelen mekanik iğrenç tatla dudağımın kanadığının anlamam uzun. sürmedi. ağlamayacaktım bu sefer değil en azından şimdi. gözlerimin yanmasıyla ağlamamaya çalışmak çok zor bişe.  ayağa kalkıp karşısına dikildim.

KARANLIĞIN SIRRIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin