karanlığın sırrı 4

7 1 1
                                    

Kağan yanıma geldiğinde gülen yüzümün düştüğünü gördü tekrar güldürmek istercesine. 

-'' ben kazandım ha itiraz istemiyorum.''

dedi. zoraki bir gülümseme bahşettim ona. ama oda biliyordu gülücek durumda olmadığımı. unuttuğum gerçekle yeniden yüzleştim.

-'' geldiler ha ne dersin''

Kağan sorduğum soruyla bakışlarını evden alıp bana çevirdi. 

-'' yaklaşık 40 dakika önce geldiler soluklanmak için durduğumda aramışlardı mutluluğun bozulmasın diye birşey demedim.''

ona gülümseyip parka yöneldim merdivenleri inerken oda bana yetişmişti. beni durdurup kendine çevirdi.

-'' sakin olucaksın ve sıkıldığını anladığın an çıkıcaksın ordan bende arkanda gelicem ağlamak yok söz ver bakalım''

beni bu kadar düşünmesi hoşuma gidiyordu. sonuçta böyle arkadaşlıklar yoktu. herkes birbirini satıyor ihanet ediyorlardı. başımı sallayıp

-'' teşekkür ederim ''

diye mırıldandım. ve ardından merdivenleri inmeye devam ettim. Acelem yoktu nasılsa. 17 yıl bekleyen sevgili ailem şimdide bekleyebilirdi.

telefonumu melodisi kulağımı doldururken son basamağıda inmiştim. elimi cebime atıp telefonumu çıkarttım cebimden. Arayanın annem olduğunu görünce bekletmeden açtım

-'' efendim anne''

-'' gelmelisin artık kızım.''

-'' geliyoruz anne görüşürüz''

kısa konuşmayı sonlandırıp. telefonu cebime attım. kağan'a dönüp

-'' hadi artık gerçek ailemle tanışalım ''

diyip cevap bekledim. başını salladıktan sonra oda benim gibi yavaş adımlarla eve yöneldi. herzaman gözümde büyüyen yol şimdi kısacık geliyordu. gitmek istemiyordum. ayaklarım beni dinlemeyip eve adımlamaya devam ediyordu. kapıya sonunda ulaştığımızda dış kapıdan geçtim. iç kapıyı açıp içeri girdim. kağanda geldikten sonra gerçeklerle dolu olan kapının kilidini açtım. t

ayakkabılarımı çıkarıp terlikleri geçirdim ayağıma. Kağan nı beklemeye başladım. oda benim gibi terlikleri giydikten sonra çekirdeği sandalyenin üstüne bıraktı. ben ceketimi oda mantonu çıkarıp astı. herkesin bulunduğu oturma odasına yöneldim.

Kapıyı açtığımda tüm gözler bana çevrildi. Lacivert bir elbise giymiş kadın ağlıyordu. onun yanında kocası olarak tahmin ettiğim adamda elini sıkıca tutmuştu. takım elbiseyle olduğu yaştan daha genç gözüken diğer adamsa tekli koltuğa oturmuş. Onun yanında az önceki kadın gibi siyah elbise giymiş bir bayan oturuyordu. karısının elini sıkıca tutan adamın yanında benim yaşlarımda oldukça yakışıklı bir çocuk oturuyordu. oda beni inceliyordu. baştan aşağıya süzdü beni. huzursuzca yerimde kıpırdandım. en son gözlerime bakan çocuk güzel bi gülümseme verdi bana. Arkama doğru çevirdi gözlerini çatılan kaşlarıyla arkama bakıyordu. Bende arkama baktığımda Kağan'a baktığını gördüm.

en sonunda Kağanda bende kapının eşiğinde durmaktan vazgeçip içeri girdik. Kağan arkamdan kapıyı örtüp yanıma geldi. 4 polis aynı  yerinde oturuyordu. Adı Mehmet olan polis bana gel işareti yaptı eliyle. Yanına gidip oturdum.

Herkes bana bakıyordu. Annem ağlamıyordu. göz göze geldiğimizde ağzını aralayıp

-'' hoşgeldin kızım''

dedi zorlukla çıkan sesiyle.

BARTUDAN

Sabah başımın ağrısıyla uyandım. Gözlerimi evin beyaz tavanına çevirdim. Sarp'ın evindeydik.İçtiğimiz zamanlarda burda olurduk. Ondan başka günlerde evde kalırdık mecuburen. Bunu pekte umursamazlardı. Komidinin üzerindeki telefonu alıp ekranını açtığımda 2 cevapsız arama olduğunu gördüm. Şifreyi girip baktığımda annemden olduğunu fark ettim. Umursamadan yataktan kalkıp banyoya yöneldim. elimi yüzümü yıkayıp. Üzerime tşörtü geçirdim. Saate baktığımda 10 olduğunu gördüm. telefonu eşofmanın cebine atıp odanın kapısına yöneldim. kapıdan çıkıp örttürkten sonra merdivenleri inmek için yürüdüm. merdivenlerin başına gelince inmeye başladığımda aşağı kattan gelen sesler dikkatimi çekti. Salona yöneldiğimde. Oğuz amca babam annem ve elif yengeyi gördüm. Elif yenge ağlarken Sarp odanın içinde turluyordu.

KARANLIĞIN SIRRIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin