karanlığın sırrı 6

8 1 3
                                    

EYLÜLDEN

Çıkışa doğru yöneldim. Kağan ve Yekta benden önde gidiyorlardı. Çalmakta olan telefonu cebimden çıkarıp ekrana baktım Sarp arıyordu.

-'' Ne var yine''

''Acaba nezaman buraya geleceksinizi hanımefendi''

gitmişmiydi yani. Beni bekliyordu. 

-'' Rahat bırakırsan arabaya binip gelicem.''

Sarp oflayarak telefonu kapattı. Kağan'ın seslenmesiyle adımlarımı hızlandırdım. Arabanın bagajına çantayı koyup arka kapıya yöneldim. Arabaya binip kapıyı çektim. Rahat bir pozisyon alıp arkama yaslandım.

-'' Eylül kesinlikle düşünmeden darbe vurmaya çalışma. Rakibini yenmek isterken onu daha güçlü kılabilirsin.''

-''Yekta rahat ol 6 aydır bu günü bekliyorum''

-''Nasıl 6 ay ya niy...lan bugün seni 6 ay önce yenen kız var kafeste.''

Kağan arabayı ani frenle durdurup önce Yekta'ya sonra bana döndü ne olduğunu anlamaya çalışırken Kağan sakinleşmeye çalışıyordu. Arabadan inince bizde indik. Yekta bana ne oluyor der gibi kaş göz yapıyordu bilmiyorum diye ağzımı oynattım.

''Sen yine o kızla mı dövüşeceksin''

Kağan'ın cümlesiyle bakışlarımı ona çevirdim. Sinirli gözüküyordu. İyi de niye? Olumlu anlamda başımı salladım. Ellerini saçlarının  arasına geçirip çekiştirdi. Neye neden bu kadar sinirlendiğini hala anlamış değilim. Sağ sola gidip gelirken öfkeli bakışlarını bana çevirdi.

-'' Seni ölümün kıyısından aldık biz. Aylarca tedavi gördün. Şimdi geçmiş karşıma o kızla yeniden dövüşeceğini söylüyorsun Eylül. Sen kafayı mı yedin?''

Sinirlenme nedeni şimdi ortaya çıkmıştı işte. Ama durum farklıydı. 6 ay önceki durumla bir değildi ki. Bunu kendiside biliyordu.

-'' Sakin ol biraz Kağan. Bana birşey olmayacak söz veriyorum.''

Yapmacık bir kahkaha atıp yine o sinirli bakışlarını bana çevirdi.

-'' Evet hatırlıyorum da 6 ay öncede böyle demiştin. Lakin 2 ay hastanede kalmıştın. Bitti kardeşim dövüş yok. Seni kardeşimi kaybedemem.''

Derin bir nefes akıp verdikten sonra bagaja yöneldim. Bagajı açıp çantayı aldım. Yekta'Da Kağan'Da pür dikkat beni izliyordu. Çantayı omuzlayıp bagajı kapattım. Onların yanına adımladım. Kağan gözlerimin içine bakarken Yekta'nın gözleri ikimiz arasında gidip geliyordu.Tekrar gözlerimi Kağan'a çevirdim.

-'' Ben gidiyorum isteyen gelir yanımda olur isteyen keyfine bakar''

Kağan dediklerimden sonra bana bakmaya devam etti. Gözlerinde hiç bir ifade yoktu.İkisinin yanından geçip hızlı hızlı adımlamaya başladım. Tamam Kağan haksız değildi ama beni tanıyordu. İntikam alacağımı biliyordu. Sağ sola bakıp taksi aradım şansıma yoktu. Bir yandan yürüyor bir yandan yetişmek için dua ediyordum. Taksi gördüğümde durması için elimi uzattım. Taksi durduğunda şoförün tarafına geçip

-'' Abi eski tren yoluna kaç dakikada götürürsün.''

adam düşünürken yere vurup durduğum ayağımla artık ritim tutmaya başlamıştım.

-'' Sanırım 25 dakikada varırız''

yetişirdim. Kafamı sallayıp arka kapıya yöneldim. Kapıyı açtığımda bir el geri kapattı.Şoförün yanına gidip

-'' devam et abi sen''

dedikten sonra bana döndü. Ellerini pantolonun cebine sokup topuklarının üzerinde ileri gidip gelerek sallanmaya başladı .Gözlerini kısıp bana baktı. Küçük çocuk gibi ona bakarken ellerini cebinden çıkarıp yana açtı.

KARANLIĞIN SIRRIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin